İçinde aba olan 7 harfli 67 kelime var. İçerisinde ABA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında aba olan kelimeler listesine ya da Sonu aba ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A A B Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ABA
2 Harfli Kelimeler
AB
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DİYABAZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Feldspatlardan bir plajiyoklaz ile ojitten oluşmuş yeşil renkli bir kütle
-
[isim]
Feldspatlardan bir plajiyoklaz ile ojitten oluşmuş yeşil renkli bir kütle
- BABAKÖŞ
-
-
[isim]
Ayaksız olduğu için yılan sanılan, solucanla beslenen bir tür kertenkele (Anguis fragilis)
-
[isim]
Ayaksız olduğu için yılan sanılan, solucanla beslenen bir tür kertenkele (Anguis fragilis)
- KABARTI
-
-
[isim]
Tümsek, çıkıntı, kabarmış yer
- "Bunlar biraz eğildikleri zaman cübbelerin arkasında tabanca kabzalarının kabartısı görülür." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Tümsek, çıkıntı, kabarmış yer
- ODABAŞI
-
-
[isim]
Hanlarda çalışan uşakların başı
- "Hana gelinceye kadar planını kurmuştu. Odabaşı ile hemen hesabını kesti." (Ömer Seyfettin)
-
Yeniçeri kuruluşunda görevi alaylarda selam törenlerini düzenlemek ve yönetmek olan subay
-
[isim]
Hanlarda çalışan uşakların başı
- ABANİLİ
- ...
- BABAEVİ
-
-
[isim]
Baba ocağı
- "Artık babaevinden çıkmış, daha iyi bir yere taşınmışsındır." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Baba ocağı
- YABANCI
-
-
[sıfat]
Başka bir milletten olan, başka bir milletle ilgili olan (kimse), bigâne, ecnebi
- "Bu toprak bizimdir, içinde yabancının işi yok." (Ruşen Eşref Ünaydın)
- "Çocukluğumdan beri aşina olduğum ses bana yabancı geldi." (Halide Edip Adıvar)
- "Yabancısı olmadığımız ikinci kattaki küçük odaya yerleştik." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Aileden, çevreden olmayan (kimse veya şey), özge
- "Ben, yabancı bir adam, neme lazım, hiç sesimi çıkarmadım." (Memduh Şevket Esendal)
-
Tanınmayan, bilinmeyen, yad
- "Yabancı müşteri giremezdi kapısından. Gelenler hep edebiyat adamlarıydı." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Aynı türden, aynı çeşitten olmayan
- "Yağın içinde yabancı maddeler var."
-
Bir konuda bilgisi, deneyimi olmayan
- "Bu uygulamanın yabancısıyım."
-
Belli bir yere veya kimseye özgü olmayan
- "Yabancı arabalar buraya park edemez."
-
[sıfat]
Başka bir milletten olan, başka bir milletle ilgili olan (kimse), bigâne, ecnebi
- ARABAŞI
-
-
[isim]
Hindi veya tavuk etiyle hazırlanan, pişmiş ve dondurulmuş hamur ile birlikte yenen çorba
-
[isim]
Hindi veya tavuk etiyle hazırlanan, pişmiş ve dondurulmuş hamur ile birlikte yenen çorba
- YABANIL
-
-
İlkel yaşayan (kimse), yabani, vahşi
-
İnsan bakımı ile yetişmemiş (bitki)
-
Evcil olmayan (hayvan), vahşi
-
İlkel yaşayan (kimse), yabani, vahşi
- KABADÜZ
- ...
- BABASIZ
-
-
[sıfat]
Yetim
-
[sıfat]
Yetim
- KABAKÇI
-
-
[isim]
Kabak yetiştiren veya satan kimse
-
[isim]
Kabak yetiştiren veya satan kimse
- DÖNBABA
-
-
[isim]
Turnagagası
-
[isim]
Turnagagası
- KABATAŞ
- ...
- ABANMAK
-
-
[-e]
Eğilerek bir şeyin, bir kimsenin üzerine kapanmak
- "Efendi, sen de ne üstüme abanıyorsun?" (Burhan Felek)
-
Bir yere veya bir kimseye yaslanmak, dayanmak
- "Baba, 'ya Allah' nidası ile yerinden zorla, oğluna abanarak kalktı." (Refik Halit Karay)
-
Güç vererek direnmek, bastırmak
-
Birine yük olarak onun sırtından geçinmeye çalışmak
-
Bir şeyin veya bir kimsenin üzerine çöküp çullanmak
- "İki herif zavallıya abanıyorlar." (Ahmet Rasim)
-
Boksta karşılaşma sırasında rakibine yaslanmak
-
Futbolda topa olanca gücüyle vurmak
-
[-e]
Eğilerek bir şeyin, bir kimsenin üzerine kapanmak
- TABANCA
-
-
[isim]
Kısa, hafif, cepte veya belde taşınan ateşli silah
- "Biraz eğildikleri zaman cübbelerinin arkasında tabanca kabzalarının kabartısı görülür." (Falih Rıfkı Atay)
- "Tabancasına davranmaya vakit kalmadan sıkışıverdi kalabalığın ortasına." (Çetin Altan)
-
Boyacılıkta kullanılan, basınçlı hava yardımıyla boya püskürtmeye yarayan araç
-
[isim]
Kısa, hafif, cepte veya belde taşınan ateşli silah
- ŞAMBABA
-
-
[isim]
Bir tür hamur tatlısı, baba tatlısı
-
[isim]
Bir tür hamur tatlısı, baba tatlısı
- ÇABASIZ
-
-
[sıfat]
Çaba göstermeyen, çabalamayan (kimse)
-
[zarf]
Çaba göstermeden, çabalamadan
-
[sıfat]
Çaba göstermeyen, çabalamayan (kimse)
- BABAÇKO
-
-
[sıfat]
Güçlü ve gösterişli, iri yarı (kadın)
-
[sıfat]
Güçlü ve gösterişli, iri yarı (kadın)
- AŞKABAT
- ...