İçinde aba olan 6 harfli 31 kelime var. İçerisinde ABA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında aba olan kelimeler listesine ya da Sonu aba ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A A B Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ABA
2 Harfli Kelimeler
AB
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KASABA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Şehirden küçük, köyden büyük, henüz kırsal özelliklerini yitirmemiş olan yerleşim merkezi, belde
- "Alayın bir ucu mezarlığa vardığı hâlde öteki ucu daha kasabanın dar sokaklarında birbirini eziyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Şehirden küçük, köyden büyük, henüz kırsal özelliklerini yitirmemiş olan yerleşim merkezi, belde
- ARABAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Klasik Türk müziğinde bir makam
-
[isim]
Klasik Türk müziğinde bir makam
- AKBABA
-
-
[isim]
Akbabagillerden, başı ve boynu çıplak olan, dağlık yerlerde yaşayan, leşle beslenen, çok yüksekten uçarak keskin gözleriyle çok uzakları görebilen, iri ve yırtıcı bir kuş, kerkes (Vultur monachus)
-
[sıfat]
İhtiyar
-
[sıfat]
Çıkarı için başkalarını sömüren
-
[isim]
Akbabagillerden, başı ve boynu çıplak olan, dağlık yerlerde yaşayan, leşle beslenen, çok yüksekten uçarak keskin gözleriyle çok uzakları görebilen, iri ve yırtıcı bir kuş, kerkes (Vultur monachus)
- ABAJUR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Işığı bir yere toplamak, doğrudan doğruya gözlere vurmasını önlemek için kullanılan, kâğıt, kumaş, maden veya renkli camdan yapılmış lamba siperi
-
Genellikle üzeri siperli masa lambası veya ayaklı lamba
- "... baş ucundaki abajuru açık bırakmıştı." (Haldun Taner)
-
[isim]
Işığı bir yere toplamak, doğrudan doğruya gözlere vurmasını önlemek için kullanılan, kâğıt, kumaş, maden veya renkli camdan yapılmış lamba siperi
- KABARA
-
-
[isim]
Dayanıklılık sağlamak amacıyla, ayakkabıların altına çakılan, yassı ve iri başlı demir çivi
-
Süs olarak odaların ahşap bölümlerine, türlü biçimler yapmak için çakılan iri başlı, sarı çivi
-
Kumaş kaplı mobilyanın kenarındaki şeridin üzerine ara verilmeden çakılan süslü çivi
-
[isim]
Dayanıklılık sağlamak amacıyla, ayakkabıların altına çakılan, yassı ve iri başlı demir çivi
- KABALA
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Doğaüstü varlıklarla ilişki kurma sanatı
-
Yahudilerde, yazılı olarak konulmuş olan Tanrı kanunlarının yanında, ağızdan ağıza geçen din buyruklarının, İbrani felsefesinin ve efsane yazılarının tamamı
-
Bu öğretinin yandaşlarının tamamı
-
[isim]
Doğaüstü varlıklarla ilişki kurma sanatı
- ABARTI
-
-
[isim]
Bir şeyi, bir olayı olduğundan büyük veya çok gösterme, mübalağa
-
[isim]
Bir şeyi, bir olayı olduğundan büyük veya çok gösterme, mübalağa
- LABADA
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Karabuğdaygillerden, dere kıyılarında, sulak çayırlarda kendiliğinden yetişen, çok yıllık ve yaprakları sebze olarak kullanılan bir bitki, efelek (Rumex petientia)
-
[isim]
Karabuğdaygillerden, dere kıyılarında, sulak çayırlarda kendiliğinden yetişen, çok yıllık ve yaprakları sebze olarak kullanılan bir bitki, efelek (Rumex petientia)
- AKRABA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kan veya evlilik yoluyla birbirine bağlı olan kimseler, hısım
- "Geceleyin, babam, amcam, akrabamız, hepsi istasyonda idiler." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Oluşma yönünden aynı kaynağa dayanan şeyler
- "Akraba diller."
-
Biri, diğerinin doğurduğu sonuç veya olgular
- "Zulüm zorbalıkla akrabadır."
-
[isim]
Kan veya evlilik yoluyla birbirine bağlı olan kimseler, hısım
- YABANİ
-
-
[sıfat]
Doğada yaşayan, evcil olmayan (hayvan), evcil karşıtı
-
Doğada kendiliğinden yetişen (bitki)
-
Görgüsü olmayan, kaba ve hoyrat (kimse)
- "Babası, dağdan gelme, dangıl dungul bir yabaniymiş." (Sermet Muhtar Alus)
-
[sıfat]
Doğada yaşayan, evcil olmayan (hayvan), evcil karşıtı
- KABACA
-
-
[sıfat]
İrice, büyükçe
-
[zarf]
Kaba bir biçimde
- "Kendisini de pek kabaca kovan adamı gördü." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[zarf]
Yaklaşık olarak
-
[sıfat]
İrice, büyükçe
- ALABAŞ
-
-
[isim]
Turpgillerden, şalgama benzeyen bir bitki
-
[isim]
Turpgillerden, şalgama benzeyen bir bitki
- TABAAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Basımcılık
-
[isim]
Basımcılık
- TARABA
-
-
[isim]
Tahta perde
-
[isim]
Tahta perde
- ABAZAN
-
-
[sıfat]
Karnı aç olan (kimse)
-
Uzun süre cinsel ilişkide bulunmayan (erkek)
-
[sıfat]
Karnı aç olan (kimse)
- ABANIŞ
-
-
[isim]
Abanma işi
-
[isim]
Abanma işi
- KALABA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kalabalık
-
[isim]
Kalabalık
- BABALI
-
-
[sıfat]
Babası olan
-
[sıfat]
Babası olan
- KABARE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Çeşitli gösterilerin yapıldığı eğlence yeri
-
Meyhane
-
[isim]
Çeşitli gösterilerin yapıldığı eğlence yeri
- TABAKA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Katman
- "Madenin üzerindeki kalın toprak tabakası kaldırılıyor."
-
Baskı ve yazıda kullanılan, değişik boyutlarda kesilmiş kâğıt
-
Derece
-
Katman
- "Bu insan nehrinin en aşağı tabakası, ipsiz takımıdır." (Salâh Birsel)
-
[isim]
Katman