İçinde ab olan 7 harfli 169 kelime var. İçerisinde AB bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ab olan kelimeler listesine ya da Sonu ab ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MUKABİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bir şeye karşılık olarak yapılan, bir şeyin karşılığı olan
- "Düşmanlarla beraber Anadolu'da mukabil teşkilat yapmak üzere yetmiş beş kişi kadar göndermiş." (Atatürk)
-
Bir şeyin karşısında bulunan
-
[zarf]
Karşılık olarak
- "Bir iki iyi habere mukabil her gün nice kaza ve bela haberleri verir." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[zarf]
Rağmen
- "Annemi çok sevmesine mukabil, teyzemle arası bozuktu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Bir şeye karşılık olarak yapılan, bir şeyin karşılığı olan
- ABORJİN
- ...
- KABATAŞ
- ...
- ABARTMA
-
-
[isim]
Abartmak işi
-
[isim]
Abartmak işi
- RABBANİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Allah ile ilgili, Allah'a bağlı, ilahî, Allah'tan gelen
-
Kalbini ve fikrini Allah'a bağlamış ve sadece onunla meşgul olan
-
[sıfat]
Allah ile ilgili, Allah'a bağlı, ilahî, Allah'tan gelen
- SÜTBABA
-
-
[isim]
Sütannenin kocası
- "Duvarlar hattat sütbabamın yadigâr bıraktığı levhalarla süslenmişti." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Sütannenin kocası
- GIYABEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Kendi yokken, ortada olmaksızın
- "Gıyaben hüküm giydi."
-
Adını, sözünü başkalarından duyarak, görmeden
- "Ben teyzenizin kızıyım, sizi de gıyaben tanırım." (Refik Halit Karay)
-
[zarf]
Kendi yokken, ortada olmaksızın
- KABALAK
-
-
[isim]
Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı ordusunda kullanılmış olan, şapkaya benzeyen bir tür başlık
- "Kendisi, ayağında postallar, sırtında kaput, başında kabalak, Çanakkale cehenneminde askerliğini yaparken..." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[isim]
Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı ordusunda kullanılmış olan, şapkaya benzeyen bir tür başlık
- KABARMA
-
-
[isim]
Kabarmak işi
-
Duygulanma
- "Bir de mektuplar okunurken ve selamlar söylenirken içinde tuhaf bir kabarma beliriyordu." (Halide Edip Adıvar)
-
Kendini üstün görme, büyüklük taslama
-
Ay ve güneşin çekim etkisiyle, büyük denizlerde suların yükselmesi, met
-
[isim]
Kabarmak işi
- MURABIT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Savaşçı derviş
-
Marabut
-
[isim]
Savaşçı derviş
- SAHABET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Koruma, kayırma
- "Sen hayırlı bir mal mısın ki Hatice'yi sahabet edeceksin." (Peyami Safa)
-
[isim]
Koruma, kayırma
- ÇABUKÇA
-
-
[zarf]
Çabucak
- "Devlet kapısına gelmiş bir işin olacağı yahut olmayacağı bir oda içinde çabukça anlaşılıyor." (Memduh Şevket Esendal)
-
[zarf]
Çabucak
- SABIRLA
-
-
[zarf]
Sabır göstererek, sabırlı davranarak
-
[zarf]
Sabır göstererek, sabırlı davranarak
- TABETME
-
-
[isim]
Tabetmek işi
-
[isim]
Tabetmek işi
- ABLALIK
-
-
[isim]
Abla olma durumu
-
Yakın ve koruyucu davranışta bulunma
-
[isim]
Abla olma durumu
- YABANSI
-
-
[sıfat]
Acayip
- "Kaçmış uykum yabansı ormanlardan / Dağlar mağaralarla ovalara kaçmış." (Fazıl Hüsnü Dağlarca)
-
Çirkin, kötü, alışılmadık, kanunsuz
- "Kalabalıklaşan şehirlerde yapılarla elde edilebilen yabansı rantlar, insanları çileden çıkarıyor." (Aydın Boysan)
-
[sıfat]
Acayip
- ABARTIK
-
-
[sıfat]
Abartılmış
- "Bu sözler, günümüz için eskimiş ve abartık edalı olabilir." (Selim İleri)
-
[sıfat]
Abartılmış
- DÖNBABA
-
-
[isim]
Turnagagası
-
[isim]
Turnagagası
- ABHAZCA
- ...
- BERABER
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[zarf]
Birlikte, bir arada
- "Hayata beraber başladığımız / Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir." (Cahit Sıtkı Tarancı)
-
-e rağmen, -e karşın
- "Halılarla bezenmiş olmakla beraber gıcırtıdan ve esnemelerden kurtulamamıştı." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Aynı düzeyde
- "Bina taş, merdiveni yok, toprakla beraber." (Ahmet Rasim)
-
[zarf]
Birlikte, bir arada