İçinde ab olan 6 harfli 85 kelime var. İçerisinde AB bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ab olan kelimeler listesine ya da Sonu ab ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KİTABE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yazıt
-
[isim]
Yazıt
- SABAHA
-
-
[zarf]
Yarın sabah
-
[zarf]
Yarın sabah
- KİTABİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Kitapla ilgili
-
Kitaba uygun
-
Kitaba bağlı kalan, özgür düşünemeyen (kimse)
-
Düzgün, dil bilgisi kurallarına uygun (anlatım)
-
Kuru, sıkıcı (anlatım)
-
[sıfat]
Kitapla ilgili
- ALABAŞ
-
-
[isim]
Turpgillerden, şalgama benzeyen bir bitki
-
[isim]
Turpgillerden, şalgama benzeyen bir bitki
- ABANIŞ
-
-
[isim]
Abanma işi
-
[isim]
Abanma işi
- KABARA
-
-
[isim]
Dayanıklılık sağlamak amacıyla, ayakkabıların altına çakılan, yassı ve iri başlı demir çivi
-
Süs olarak odaların ahşap bölümlerine, türlü biçimler yapmak için çakılan iri başlı, sarı çivi
-
Kumaş kaplı mobilyanın kenarındaki şeridin üzerine ara verilmeden çakılan süslü çivi
-
[isim]
Dayanıklılık sağlamak amacıyla, ayakkabıların altına çakılan, yassı ve iri başlı demir çivi
- HİTABE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Söylev
- "Doktor Hikmet'e yönelmiş olmakla beraber sözleri artık umumi bir hitabe şeklini alıyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Söylev
- ABANOZ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Abanozgillerden, sıcak ülkelerde yetişen, kerestesinden yararlanılan birçok ağacın ortak adı
- "Abanoz gibi tahta."
-
Bu ağacın ağır, sert ve siyah renkli tahtası
-
[sıfat]
Bu tahtadan yapılmış
- "Tunç işlemeli küçücük bir abanoz masa üzerinde açık bırakılmış bir kitap gördü." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Koyu, parlak siyah
-
[isim]
Abanozgillerden, sıcak ülkelerde yetişen, kerestesinden yararlanılan birçok ağacın ortak adı
- REBABİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Rebap çalan kimse
-
[sıfat]
İnce, duygulu
- "Mesela en rebabi olan bir fazilet ... aşk, değil mi?" (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Rebap çalan kimse
- TEVABİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tabi olanlar, maiyet
-
[isim]
Tabi olanlar, maiyet
- MARABA
-
-
[isim]
Çiftçi
-
Çiftçilikte, toprağı işleyerek ürüne ortak olan kimse, ortakçı, ortak, yarıcı
-
[isim]
Çiftçi
- TABLET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Düz ve yassı biçimli, çiğnenecek veya yutulacak madde
- "İlaç tableti. Nane şekeri tableti."
-
Eski medeniyetlerden kalma, pişmiş veya güneşte kurutulmuş kilden yapılmış, üzerinde çivi yazısı ile metin yazılı belge
-
[isim]
Düz ve yassı biçimli, çiğnenecek veya yutulacak madde
- ALFABE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir dilin seslerini gösteren, belirli bir sıraya göre dizilmiş belli sayıda harfin bütünü, yazı (I), abece
-
Bir dilin harflerini tanıtarak okuma öğrenmeyi sağlayan kitap
-
Bir işin başlangıcı
- "Tiyatro alfabesinin ilk harfinin disiplin olduğunu ilk öğreten odur." (Haldun Taner)
-
[isim]
Bir dilin seslerini gösteren, belirli bir sıraya göre dizilmiş belli sayıda harfin bütünü, yazı (I), abece
- ABSENT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Pelinden yapılan sert bir içki
-
[isim]
Pelinden yapılan sert bir içki
- TABİYE
- ...
- ABSÜRT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Saçma
- "Şam'daki caminin Ayasofya ile boy ölçüşebileceğini düşünmek bile absürt olur." (Aydın Boysan)
-
[sıfat]
Saçma
- TABİAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Doğa
- "İnsan zekâsı, tabiatın içinde değil, tabiatın yanında, ayrı bir kuvvettir." (Ahmet Haşim)
-
Doğal özellik
- "Arazinin tabiatı."
-
Güzeli ayırma melekesi, zevk, beğeni
- "Abdi Bey, tabiat sahibi, altıncı kat terasında böyle bir bahçe tanzimi, doğrusu takdire şayan." (Atilla İlhan)
-
İnsanın büyük abdest bozma kolaylığı veya zorluğu
-
Huy, karakter
-
[isim]
Doğa
- KABANA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Genellikle otelin ana binasının dışında, plaj veya havuz kıyısında bir oda
-
[isim]
Genellikle otelin ana binasının dışında, plaj veya havuz kıyısında bir oda
- RABITA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bağlayan şey, bağ
- "Bu dünya öyle bir dünya ki zengin ile fakir arasında kardeşlik rabıtaları bile kalmıyor." (Reşat Nuri Güntekin)
-
İki şeyi birbirine bağlayan ip
-
İlgi, ilişki
- "Bu rabıtamı sizden gizlemek pek fazla azap veriyor, bu his beni tamamıyla değiştirdi, bambaşka bir insan yaptı." (Peyami Safa)
-
Birbirini tutma, tutarlık
-
Düzen, sıra
-
Birbirine geçmeli tahtadan bir döşeme türü
-
Tarikatlarda müridin şeyhi aracılığıyla kalbini Allah'a bağlaması
-
[isim]
Bağlayan şey, bağ
- SABOTE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Baltalama
-
[isim]
Baltalama