İçinde a olan 7 harfli 4984 kelime var. İçerisinde A harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında a harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu a harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ANKETÇİ
-
-
[isim]
Anket yapan kimse, soruşturmacı, anketör
-
[isim]
Anket yapan kimse, soruşturmacı, anketör
- FEDERAL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Federasyon durumunda birleşmiş olan
-
[sıfat]
Federasyon durumunda birleşmiş olan
- FIRKACI
-
-
[isim]
Parti üyesi
-
Bir partiye çok bağlı olan, partici
- "Hiç olmazsa önde gelen fırkacıların tansiyonunu düşürmeyi de ümit etmişti." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Parti üyesi
- HANİDİR
-
-
ne vakittir, epey zamandır, çoktan beri
- "Çoban kaval çaldı sordu bülbüle / Sürülerim hani, ovam nerede?" (Ziya Gökalp)
- "Garson, hani ya kahve nerede ? Bir saattir bekliyorum." (Abdülhak Şinasi Hisar)
- "Arkasından, hanidir gizlediği ağır bir suçu itiraf edermiş gibi fısıltıyla ekledi." (Atilla İlhan)
-
ne vakittir, epey zamandır, çoktan beri
- KARABÜK
- ...
- KASAVET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Üzüntü, tasa, kaygı, sıkıntı
- "Dövüşen yiğitler de boyanır kana / Kasavet mi çeker seni doğuran ana." (H. Türküsü)
-
[isim]
Üzüntü, tasa, kaygı, sıkıntı
- KATINTI
-
-
[isim]
Birbirine katılmış karışık şeylerin her biri
- "Birçok dillerin katıntısı bir lehçe."
-
[sıfat]
Hayvan sürüsüne dışarıdan gelip katılan (hayvan)
-
[isim]
Birbirine katılmış karışık şeylerin her biri
- KUKLACI
-
-
[isim]
Kukla oynatan kimse
- "O aksi kuklacı ile az kalsın kavga edecekmiş." (Sermet Muhtar Alus)
-
[isim]
Kukla oynatan kimse
- KURMACI
- ...
- MEKANCI
- ...
- METANET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Metin olma, dayanma, dayanıklılık, sağlamlık
- "Kalbimde lüzumundan fazla metanet var." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Metin olma, dayanma, dayanıklılık, sağlamlık
- ODUNAĞA
- ...
- PARLAMA
-
-
[isim]
Parlamak işi
-
[isim]
Parlamak işi
- SALINMA
-
-
[isim]
Salınmak işi
-
[isim]
Salınmak işi
- TİCARET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ürün, mal vb. alım satımı
- "Ne ziraat ne ticaret için kâfi nüfus kaldı." (Falih Rıfkı Atay)
-
Kazanç amacıyla yürütülen alım satım etkinliği
- "Yolcuların çoğu çıkmış, artık ticareti dönüşe bıraktım." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Bu etkinlikle ilgili bilim
-
Alışveriş sonucu elde edilen, yararlanılan fiyat farkı, kâr
-
[isim]
Ürün, mal vb. alım satımı
- TIKIŞMA
-
-
[isim]
Tıkışmak işi
-
[isim]
Tıkışmak işi
- TUTULGA
- ...
- UYARICI
-
-
[sıfat]
Uyarma özelliği olan, uyaran, münebbih
- "Uyarıcı öğüt."
-
[sıfat]
Uyarma özelliği olan, uyaran, münebbih
- YAPIŞIK
-
-
[sıfat]
Bir yere yapışmış olan
- "Zarfa yapışık pullar."
-
Fizyolojik yönden birbirlerine bağlı olarak doğan
-
Sürekli bir arada bulunan
- "Yapışık hemşireler gibi dünyaya beraber gelmişlerdi." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
Dokunan, değen
- "Lavabonun duvara yapışık kıyısının üstüne konmuş bir diş fırçası gösteriyordu." (Çetin Altan)
-
[sıfat]
Bir yere yapışmış olan
- AÇKISIZ
-
-
[sıfat]
Açkı yapılmamış, perdahlanmamış, perdahsız
-
[sıfat]
Açkı yapılmamış, perdahlanmamış, perdahsız