İçinde a olan 3 harfli 261 kelime var. İçerisinde A harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında a harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu a harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- VAH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İlenme, beddua
- "Ah kime, vah kime, kızarmış gözler kime ... aittir?" (Peyami Safa)
-
[isim]
İlenme, beddua
- KAS
-
-
[isim]
Tellerden oluşan ve kasılarak vücut hareketlerini sağlayan organ ve bu organın telsi dokusu, adale
- "Kol kasları. Kalp kası."
-
[isim]
Tellerden oluşan ve kasılarak vücut hareketlerini sağlayan organ ve bu organın telsi dokusu, adale
- AST
-
-
[isim]
Alt
-
Birinin buyruğu altında olan görevli, madun
-
Birine göre alt aşamada olan kimse, madun
-
Rütbe veya kıdemce küçük olan asker
-
[isim]
Alt
- CAR
-
-
[isim]
Çağrı, tellal ile duyurma
-
İlan
-
Tehlike durumu, imdat, yardım
-
[isim]
Çağrı, tellal ile duyurma
- VAN
- ...
- CAZ
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Başlangıçta Kuzey Amerika zencilerine aitken sonraları bütün dünyada benimsenen bir müzik türü
- "Onlar alaturka dinlemek istiyor, siz caz dinlemek istiyormuşsunuz." (Çetin Altan)
-
Bu müziği çalan orkestra
- "Bunun lüks bir lokantası olacak hatta ileride bir caz bile temin edilecekti." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Başlangıçta Kuzey Amerika zencilerine aitken sonraları bütün dünyada benimsenen bir müzik türü
- ARK
-
-
[isim]
İçinden su akıtmak için toprağı kazarak yapılan açık oluk, arık
-
[isim]
İçinden su akıtmak için toprağı kazarak yapılan açık oluk, arık
- FAY
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kayaç kütlelerinin bir kırılma düzlemi boyunca yerlerinden kayması, kırık (III)
-
[isim]
Kayaç kütlelerinin bir kırılma düzlemi boyunca yerlerinden kayması, kırık (III)
- AŞI
-
-
[isim]
Birtakım hastalıklara karşı bağışıklık sağlamak için vücuda verilen, o hastalığın mikrobuyla hazırlanmış eriyik
-
Bu eriyiğin uygulanması
- "Çiçek aşısı. Kolera aşısı. Tifo aşısı."
-
Bir ağacın dalı veya gövdesi üzerine, aynı familyanın daha iyi bir türünden alınan dal, göz, tomurcuk vb. parçaları kaynaştırma işi
-
Bu yolla eklenen parça
-
[sıfat]
Aşılı (kimse veya bitki)
- "Sana yeni aşı güllerimi göstereceğim." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Birtakım hastalıklara karşı bağışıklık sağlamak için vücuda verilen, o hastalığın mikrobuyla hazırlanmış eriyik
- NAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
At, eşek, öküz vb. yük hayvanlarının tırnaklarına çakılan, ayağın şekline uygun demir parçası
- "Atların nal tıkırtıları, demir tekerlek gürültüleri işitildi." (Ömer Seyfettin)
- "Kitap bastırmak, yazı yazmak takatinden mahrum, nalları dikeceksiniz." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
At, eşek, öküz vb. yük hayvanlarının tırnaklarına çakılan, ayağın şekline uygun demir parçası
- GAM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tasa, kaygı, üzüntü
- "Bana derler gam yükünü sen götür / Benim yük götürür dermanım mı var?" (Karacaoğlan)
- "Gam çekme güzel, nasılsa baharın sonu yazdır." (Faruk Nafiz Çamlıbel)
- "Şu anda bile ölsem gam yemem." (Haldun Taner)
-
[isim]
Tasa, kaygı, üzüntü
- OBA
-
-
[isim]
Göçebelerin konak yeri
- "Yarın daha gün ışımadan kovduracağım onları obadan." (Yahya Kemal)
-
Bu yerde konaklayan göçebe halk veya aile
- "Dayısı, amcası dâhil, obadan, oymaktan kimse dünür gitmeye gönüllü değildir." (Tarık Buğra)
-
Genellikle bölmeli göçebe çadırı
-
[isim]
Göçebelerin konak yeri
- PAK
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Temiz
- "Efendiler, bizim çehremiz her zaman temiz ve pak idi ve daima temiz ve pak kalacaktır." (Atatürk)
-
[sıfat]
Temiz
- ALİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yüce, yüksek
- "Bu bizim en büyük, en şanlı, en ali bir günümüz, en mukaddes millî bayramımız." (Ömer Seyfettin)
-
[sıfat]
Yüce, yüksek
- LAM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Mikroskopta incelenecek maddelerin üzerine konulduğu dar, uzun cam parçası
-
Dar, çok ince metal parça
-
[isim]
Mikroskopta incelenecek maddelerin üzerine konulduğu dar, uzun cam parçası
- RAZ
- ...
- VAZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Konma, konulma
-
Birine ayırma, ona ait olma
-
[isim]
Konma, konulma
- GAH
- ...
- RAF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Üstüne öteberi koymak için duvara veya bir dolabın içine birbirine paralel olarak tutturulmuş, genellikle geniş, uzun tahta veya metal levha
- "Yemek paketini, raflarda yer bulamadığı için masa üstüne koydu." (Memduh Şevket Esendal)
- "Anayasayı rafa kaldırarak keyfî, gelişigüzel sınırlar çizmeye kalkışmak, bu yaygaraları koparanların başlıca özelliğidir." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Üstüne öteberi koymak için duvara veya bir dolabın içine birbirine paralel olarak tutturulmuş, genellikle geniş, uzun tahta veya metal levha
- EDA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Davranış, tavır
- "Alaycı bir eda ile soruyorum." (Refik Halit Karay)
-
Naz, işve
- "Giyimi kuşamı tepeden tırnağa Paris modası ya, nazı edası hiç aşağı kalmıyor ki!" (Atilla İlhan)
-
Anlatış biçimi, tarzı
- "Sonra birdenbire sözlerinin konferans edasını değiştirerek bana sordu." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Davranış, tavır