İçinde y olan 8 harfli 1530 kelime var. İçerisinde Y harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında y harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu y harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MEYDANDA
-
-
[sıfat]
Ortada, belli, açık, aşikâr
- "Bu genç bir deve idi. Semeri yoktu. Çok tüylü kamburu meydandaydı." (Ömer Seyfettin)
-
[sıfat]
Ortada, belli, açık, aşikâr
- SAYGISIZ
-
-
[sıfat]
Gereken saygıyı göstermeyen, saygısı olmayan, hürmetsiz
- "Kimdir bilir misin? Vatanın ... Şimdi saygısız / Bir göz bu nazlı çehreye -Allah esirgesin- / Kem bir nazarla baksa tahammül eder misin?" (Tevfik Fikret)
-
[sıfat]
Gereken saygıyı göstermeyen, saygısı olmayan, hürmetsiz
- TAHAYYÜL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hayalde canlandırma, sembolleştirme
- "Kapıları yeşil sabahlara açılan sıcak tahayyüllerle dolu yaz geceleri..." (Yahya Kemal Beyatlı)
- "Başka ufuklar, başka hayaller tahayyül ediyorum, yeni bir dünyaya doğmuş gibi!" (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Hayalde canlandırma, sembolleştirme
- YIVIŞMAK
-
-
[nsz]
Cıvık bir duruma gelmek, cıvıklaşmak
-
Teklifsiz ve laubali olmak
- "Devlet adamı saygın kişiliğini böyle gösterir yoksa sırıtıp yıvışıp dedikodu dergilerinin flaşlarına poz vererek değil." (Haldun Taner)
-
[nsz]
Cıvık bir duruma gelmek, cıvıklaşmak
- ZIDDİYET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Karşıtlık
- "Sasanlılarla İran'ın Üsküdar'a kadar gelişi ve Filistin'e kadar yürüyüşü bu zıddiyetin son haddini gösterir." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Sevişmezlik, geçimsizlik, çekemezlik
-
[isim]
Karşıtlık
- BİYOSFER
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Üzerinde hayat olan yeryüzü bölgesi
-
[isim]
Üzerinde hayat olan yeryüzü bölgesi
- ELMASİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dondurulmuş meyve suyundan yapılan bir tür pelte
-
[isim]
Dondurulmuş meyve suyundan yapılan bir tür pelte
- HELYODOR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Altın sarısı renginde, berilden oluşan, kuyumculukta kullanılan bir taş
-
[isim]
Altın sarısı renginde, berilden oluşan, kuyumculukta kullanılan bir taş
- MİNYATÜR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Çoğunlukla eski yazma kitaplarda görülen, ışık, gölge ve hacim duygusu yansıtılmayan küçük, renkli resim sanatı
- "Aynı oyunu, avuç içi kadar bir minyatürden seçilmiş bir köşecikle oynuyorlar." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
Bu biçimde yapılmış küçük resim
-
Bir şeyin küçük ölçekte kopyası veya benzeri
- "Ufacık, minyatür bir yüzü, aynı ufaklıkta vücudu vardı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Çoğunlukla eski yazma kitaplarda görülen, ışık, gölge ve hacim duygusu yansıtılmayan küçük, renkli resim sanatı
- SANDALYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Arkalıklı, kol koyacak yerleri olmayan, bir kişilik oturma eşyası
- "Sandalyelerimizden doğrulduk, el sıktık, yer gösterdik." (Refik Halit Karay)
-
Makam, koltuk, mevki
- "Bunların gençliğe karşı aldıkları vaziyeti ben biraz sandalye vehminden doğmuş telakki ediyorum." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Arkalıklı, kol koyacak yerleri olmayan, bir kişilik oturma eşyası
- ŞANSÖLYE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Almanya ve Avusturya'da hükûmet başkanı
-
[isim]
Almanya ve Avusturya'da hükûmet başkanı
- SÜSLEYİŞ
- ...
- TEBAİYET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kanun, buyruk vb.ne uyma
-
Devlete veya güçlü kişiye bağlanma
-
[isim]
Kanun, buyruk vb.ne uyma
- TUHAFİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çorap, mendil, eldiven gibi giyim ile kurdele, dantel gibi giysi süsüne yarar şeyler
-
[isim]
Çorap, mendil, eldiven gibi giyim ile kurdele, dantel gibi giysi süsüne yarar şeyler
- YAVRUCUK
-
-
[isim]
Yavrucak
- "Yavrucuğum o kışı geçiremedi." (Sermet Muhtar Alus)
-
[isim]
Yavrucak
- YEŞERMEK
-
-
[nsz]
Bitki yaprak vermek, yapraklanmak
-
Yeşil renk almak, yeşillenmek
- "Okulun arkasındaki tepeler, yağan yağmurlardan sonra yeşermişti." (Necati Cumalı)
-
[nsz]
Bitki yaprak vermek, yapraklanmak
- AYNISEFA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Birleşikgillerden, çiçekleri sarı renkli bir kır bitkisi (Calendula arvensis)
-
[isim]
Birleşikgillerden, çiçekleri sarı renkli bir kır bitkisi (Calendula arvensis)
- ESENYURT
- ...
- PAYLATMA
-
-
[isim]
Paylatmak işi veya durumu
-
[isim]
Paylatmak işi veya durumu
- SARDUNYA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Çoğunlukla pembe çiçekler açan, sardunyagillerden bir süs bitkisi (Geranium)
-
[isim]
Çoğunlukla pembe çiçekler açan, sardunyagillerden bir süs bitkisi (Geranium)