İçinde v olan 4 harfli 133 kelime var. İçerisinde V harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında v harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu v harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- VETO
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir yetkinin, bir yasanın, bir kararın yürürlüğe girmesine karşı çıkma hakkı
- "Cumhurbaşkanına veto hakkı ve başkumandanlık salahiyeti verilmesi hususunda..." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Bir yetkinin, bir yasanın, bir kararın yürürlüğe girmesine karşı çıkma hakkı
- REVÜ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Çeşitli dans ve oyunlardan oluşmuş, zengin görünümlü sahne gösterisi
- "Güzel bir kadın, filmlerdeki asker revü kızları gibi bir selam verdi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Çeşitli dans ve oyunlardan oluşmuş, zengin görünümlü sahne gösterisi
- VEDA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ayrılırken birbirine selam ve esenlik dileme
- "Zaten ayrılması sırasında elimi sıkışı, yüzüme bakışı, acelesi ve tuhaflığı bir vedaya benziyordu." (Refik Halit Karay)
- "Arkadaşlarına veda edip ayrıldı." (Haldun Taner)
-
[isim]
Ayrılırken birbirine selam ve esenlik dileme
- ÇİVİ
-
-
[isim]
İki şeyi birbirine tutturmak için çakılan, ucu sivri, başlı, metal veya ağaçtan yapılmış ufak çubuk, mıh
- "Ayağının çivi kestiğini ancak o zaman fark etti." (Haldun Taner)
- "Misafirlerimize trende çivi kestirmekte mana yok." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Bakanlıktan biri bir çivi sürer diye korkuyor." (Memduh Şevket Esendal)
- "Bu ülkenin, bu dünyanın çivisi çıkmış, ben mi çakacağım?" (Ahmet Ümit)
-
Kalkan balığının üzerindeki düğmeye benzer kemiksi oluşum
- "Suyu çivi gibi tutan toprak testiyi çarpıp kırmıştı bir seferinde." (Tarık Dursun K)
-
[isim]
İki şeyi birbirine tutturmak için çakılan, ucu sivri, başlı, metal veya ağaçtan yapılmış ufak çubuk, mıh
- VAHİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Boş, saçma
- "Bunun ne çürük, ne vahi bir hayal olduğunu anlamıyor muyuz?" (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
[sıfat]
Boş, saçma
- SAVA
-
-
[isim]
Haber
-
Muştu
-
[isim]
Haber
- LAVA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[ünlem]
Herhangi bir yere yanaşmış filikanın kürek çekmeksizin ilerlemesi için verilen buyruk
-
[ünlem]
Herhangi bir yere yanaşmış filikanın kürek çekmeksizin ilerlemesi için verilen buyruk
- ETÜV
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yiyecekleri, nesneleri yüksek ısıyla sterilize ve dezenfekte etmekte kullanılan kapalı araç
- "Bize etüvden çıkmış esvaplarının içinde kaşınan bir sürü adam gösterdiği vakit..." (Falih Rıfkı Atay)
-
Türlü eşyaları kurutmakta veya temizlemekte kullanılan araç
-
Mikropların üretilmesinde uygun sıcaklığı sağlayan kapalı araç
-
[isim]
Yiyecekleri, nesneleri yüksek ısıyla sterilize ve dezenfekte etmekte kullanılan kapalı araç
- VİRT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dinî bir sözü sürekli tekrarlama
-
Çok tekrarlama, diline dolama
-
[isim]
Dinî bir sözü sürekli tekrarlama
- ACVE
- ...
- İVME
-
-
[isim]
İvmek işi
-
Hareket eden nesnenin kısa bir zaman içinde, hızında oluşan değişmenin bu zamana oranı
- "Ankara'da yer çekimi ivmesi 980 santimetre/saniyekaredir."
-
[isim]
İvmek işi
- VİNÇ
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Ağır yük kaldırmaya ve bir yere taşımaya yarayan araç
-
[isim]
Ağır yük kaldırmaya ve bir yere taşımaya yarayan araç
- İVGİ
-
-
[isim]
Ağaç oymaya yarar kesici araç
-
[isim]
Ağaç oymaya yarar kesici araç
- VELİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir çocuğun her türlü davranışından sorumlu olan kimse
-
Ermiş
- "Anadolu'da hele Rumeli'de her yol üstünde, her tepede görülen türbelerde yatan veliler..." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Bir çocuğun her türlü davranışından sorumlu olan kimse
- VASL
- ...
- DEVA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İlaç, çare
- "Deva bulmaz bir can kaygısına düşer." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
İlaç, çare
- VALF
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Vana
-
[isim]
Vana
- LİVA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sancak
- "Eski İzmir vilayetiyle livalarında beklenmedik zorluklarla karşılaşmıştır." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Tugay
- "Süvari livalarında uzun hizmeti geçmiş olan Fahrettin Bey..." (Atilla İlhan)
-
Tuğgeneral
-
[isim]
Sancak
- AVCI
-
-
[isim]
Avı kendine iş edinen kimse
- "Avcı, elinde ipi silkeleyerek yavaş yavaş ağını çekiyordu." (Memduh Şevket Esendal)
-
Avcılara özgü şey
- "Avcı çantası. Avcı giysisi."
-
[sıfat]
Başka hayvanları yakalamakta usta olan (hayvan)
- "Avcı kuş. Avcı kedi."
-
Bir şeyi büyük bir istekle izleyen ve bulup ortaya çıkaran, tanıtan kimse
- "Yıldız avcısı."
-
[isim]
Avı kendine iş edinen kimse
- EVCE
-
-
[zarf]
Evcek
-
[zarf]
Evcek