İçinde v olan 3 harfli 27 kelime var. İçerisinde V harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında v harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu v harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- HAV
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kadife, çuha, yün vb.nin yüzeyindeki ince tüy
- "Koltuk kadifesinin havı dökülmüş, kimi yeri öylesine kirlenmiş ki muşambaya dönüşmüş." (Oktay Rifat)
-
[isim]
Kadife, çuha, yün vb.nin yüzeyindeki ince tüy
- OVA
-
-
[isim]
Çevrelerine göre çukurda kalmış, çoğunlukla alüvyonla örtülü, eğimi az, akarsuların derine gömülmemiş olduğu, genellikle geniş veya dar düzlük, yazı
- "Tabiatın kırlara, ovalara verdiği doyulmaz güzellikte bir parça var." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Çevrelerine göre çukurda kalmış, çoğunlukla alüvyonla örtülü, eğimi az, akarsuların derine gömülmemiş olduğu, genellikle geniş veya dar düzlük, yazı
- NEV
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çeşit, cins, tür
- "Bu kadının hastalığı, isterinin çok şiddetli bir nevidir." (Peyami Safa)
-
[isim]
Çeşit, cins, tür
- VIZ
-
-
[isim]
Böcek uçarken veya atılan bir şey hızla geçerken çıkan ses
- "Fakat bu da Nahit'e vız geldi çünkü kız koltuğa oturmuştu." (Tarık Buğra)
- "Bu ölümle Ahmet, dünya yüzünde sahibi olunacak şeyin yalnız bir kadın olabileceğini, ötesinin ise yalan, haksız olduğunu ve kendisine kadından gayrı bir şeye sahip olmanın vız gelip tırıs gittiğinin farkına varmıştı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Böcek uçarken veya atılan bir şey hızla geçerken çıkan ses
- BAV
-
-
[isim]
Şahin, köpek vb. hayvanları avcılığa alıştırma işi
-
[isim]
Şahin, köpek vb. hayvanları avcılığa alıştırma işi
- LAV
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yanardağların püskürme sırasında yeryüzüne çıkardıkları, dünyanın derinliklerinden gelen kızgın, erimiş maddeler, püskürtü
-
[isim]
Yanardağların püskürme sırasında yeryüzüne çıkardıkları, dünyanın derinliklerinden gelen kızgın, erimiş maddeler, püskürtü
- UTV
- ...
- VEN
- ...
- EVÇ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
En yüce yer
-
Yeröte
-
Günöte
-
Eviç
-
[isim]
En yüce yer
- DEV
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Korkunç, çok iri ve olağanüstü güçlü masal yaratığı
- "O kadar kaba saba, öyle dev gibi bir adamdı ki..." (Aka Gündüz)
-
[sıfat]
Olağanüstü irilikte olan
- "Dev vücudu içinde bir genç kız hassasiyeti taşıyor." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[sıfat]
Çok büyük, çok önemli
- "Dev şirketler. Dev bir yazar."
-
[isim]
Korkunç, çok iri ve olağanüstü güçlü masal yaratığı
- KAV
-
-
[isim]
Ağaçların gövdesinde veya dallarında yetişen bir tür mantardan elde edilen ve çabuk tutuşan, süngerimsi madde
-
Yılanın deri değiştirirken attığı deri
-
[isim]
Ağaçların gövdesinde veya dallarında yetişen bir tür mantardan elde edilen ve çabuk tutuşan, süngerimsi madde
- VAT
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Saniyede bir jullük iş yapan bir motorun güç birimi
-
[isim]
Saniyede bir jullük iş yapan bir motorun güç birimi
- YİV
-
-
[isim]
Bir yüzeyin üzerinde çizgi biçiminde olan, sarmal girinti veya çıkıntı
-
Bir dişli çarkta veya bir vidada iki diş arasında kalan çukur bölüm
-
Bir sütun gövdesinin veya bir vazo karnının çevresine eşit aralıklarla paralel veya sarmal olarak uzunlamasına açılan oyuk
-
Ek çizgisi
- "Kafatasının yivleri."
-
Saçta ayırma yeri
-
[isim]
Bir yüzeyin üzerinde çizgi biçiminde olan, sarmal girinti veya çıkıntı
- VAN
- ...
- ŞEV
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
İnişli yer, bayır
-
[sıfat]
Eğik, meyilli
-
[isim]
İnişli yer, bayır
- VAR
-
-
[sıfat]
Mevcut, evrende veya düşüncede yer alan, yok karşıtı
- "Var gücüyle çalışmak."
- "Var ol, Halit ağabey!" (Haldun Taner)
- "Yüzünde varla yok arası bir gülümseme, özlem giderircesine, uzun uzun süzdü dostunu." (Tahsin Yücel)
- "Varsa kızı yoksa kızı, oğlunun yüzüne baktığı yok."
-
[isim]
Sahiplik bildiren olumlu ad cümleleri kuran bir söz
- "Rahatsız etmek istemem hem de işim var." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Elde bulunan her şey
- "Elimizden alınan şeyler bütün varımız ve bütün varlığımızdır." (Ruşen Eşref Ünaydın)
-
[sıfat]
Mevcut, evrende veya düşüncede yer alan, yok karşıtı
- VAY
-
-
[ünlem]
Şaşma anlatan bir söz
- "Vay gülüm! Nereden bu geliş?" (Memduh Şevket Esendal)
- "Vay anasını, amma dolaştık bugün." (Atilla İlhan)
-
Ağrı, acı vb. duyguları anlatan bir söz
- "Vay başım!"
-
Yönelme durumu eki almış bir kelime ile kullanıldığında bir şeyin veya bir kimsenin kötü bir sonuca uğrayacağını anlatan bir söz
- "Vay hâline!"
-
[ünlem]
Şaşma anlatan bir söz
- ÇAV
-
-
[isim]
Ses, ün, haber
-
[isim]
Ses, ün, haber
- ŞOV
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Genellikle şarkı, dans vb. eğlence türlerinin yer aldığı gösteri
-
[isim]
Genellikle şarkı, dans vb. eğlence türlerinin yer aldığı gösteri
- VAH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İlenme, beddua
- "Ah kime, vah kime, kızarmış gözler kime ... aittir?" (Peyami Safa)
-
[isim]
İlenme, beddua