İçinde u olan 7 harfli 1261 kelime var. İçerisinde U harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında u harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu u harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- HİNOĞLU
-
-
[sıfat]
Kurnaz
-
[sıfat]
Kurnaz
- MURAFAA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Duruşma
-
[isim]
Duruşma
- MUVAFIK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Uygun
- "Böyle bir teklifi kabul etmek kolay ve muvafık değildir." (Atatürk)
- "Bu, saadet, hürriyet vaat eden düşman kumandanının karşısında inat etmeyi muvafık bulmadı." (Ömer Seyfettin)
- "Balkanlardan denizi seyretsek daha muvafık olur." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Uygun
- TURANCI
- ...
- TUTUŞMA
-
-
[isim]
Tutuşmak işi
-
[isim]
Tutuşmak işi
- VURUŞMA
-
-
[isim]
Vuruşmak işi
-
[isim]
Vuruşmak işi
- BULANIŞ
-
-
[isim]
Bulanma işi veya biçimi
-
[isim]
Bulanma işi veya biçimi
- DUMANLI
-
-
[sıfat]
Dumanı olan, duman çıkaran
- "Dumanlı barut."
-
Sisli, sisle örtülü
-
Sıkıntılı, bulanık
- "Karışık rüyalarda görülen manzaralar gibi dumanlı bir sahne." (Aka Gündüz)
-
Esrik, sarhoş
-
[sıfat]
Dumanı olan, duman çıkaran
- DURAĞAN
-
-
[sıfat]
Yerini değiştirmeyen, yerli, hareketsiz, sabit
- "Sessizce gezinecek çevresinde, durağan bir yıldız gibi gökle birlikte dönecek o." (Turan Oflazoğlu)
-
Etkin olmayan, gelişmemiş
-
Akışmaz
-
[sıfat]
Yerini değiştirmeyen, yerli, hareketsiz, sabit
- HALKOYU
-
-
[isim]
Büyük bir topluluğun türlü siyasi ve toplumsal sorunlardaki görüşünün alınması ve ona göre uygulamaya girişilmesi için yapılan oylamada halkın bildirdiği olumlu veya olumsuz oy
-
[isim]
Büyük bir topluluğun türlü siyasi ve toplumsal sorunlardaki görüşünün alınması ve ona göre uygulamaya girişilmesi için yapılan oylamada halkın bildirdiği olumlu veya olumsuz oy
- UFALTMA
-
-
[isim]
Ufaltmak işi
-
[isim]
Ufaltmak işi
- BETONCU
-
-
[isim]
Yapılarda beton dökme işleriyle uğraşan usta veya işçi
-
[isim]
Yapılarda beton dökme işleriyle uğraşan usta veya işçi
- DOKUNUŞ
-
-
[isim]
Dokunma (I) işi veya biçimi, temas
- "Yolda, bir aralık Lami dizlerinde sıcak bir dokunuş duydu." (Peyami Safa)
-
[isim]
Dokunma (I) işi veya biçimi, temas
- KORKULU
-
-
[sıfat]
Korku veren, korkutan
- "Gördüğü korkulu rüyalara ve bunların tabirlerine inanırdı." (Abdülhak Şinasi Hisar)
- "O, çok kere, korkulu rüya görmektense uyanık yatmak evladır, diye sabaha kadar uyumamaya çalışır." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Kendisinden kötülük gelebilen, tehlikeli
- "Hâlinden şerir, korkulu bir adam olduğu görünüyordu." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Korku veren, korkutan
- ONURSAL
-
-
[sıfat]
Saygı için verilen veya övünç için kabul edilen, fahri (başkanlık, üyelik, profesörlük vb. unvan)
-
[sıfat]
Saygı için verilen veya övünç için kabul edilen, fahri (başkanlık, üyelik, profesörlük vb. unvan)
- PORNOCU
- ...
- SORUMLU
-
-
Üstüne aldığı veya yaptığı işlerden dolayı hesap vermek zorunda olan, sorumluluk taşıyan (kimse), mesul
- "Ailede başkan odur, kararları o alır, hepimizin geleceğinin sorumlusu ve güvencesi odur." (Haldun Taner)
- "Ben Niyazi'yi yahut başka bir arkadaşı sorumlu mu tutardım, lakırtısını bile ettirmezdim." (Memduh Şevket Esendal)
-
Üstüne aldığı veya yaptığı işlerden dolayı hesap vermek zorunda olan, sorumluluk taşıyan (kimse), mesul
- SÜTOĞUL
-
-
[isim]
Bir kadının kendi çocuğu değilken emzirdiği ve kocasının da evlat olarak benimsediği erkek çocuk
-
[isim]
Bir kadının kendi çocuğu değilken emzirdiği ve kocasının da evlat olarak benimsediği erkek çocuk
- ULAŞMAK
-
-
[-e]
Varmak, gelmek
- "Doğudan batıya kadar ulaşmış bir zafer bestesi dinliyorum." (Refik Halit Karay)
-
Elde etmek, erişmek
-
Yetişmek
-
Birbirine katılmak, dökülmek
- "Nehirler denizlere ulaşıyor."
-
[-e]
Varmak, gelmek
- YURTTAŞ
-
-
[isim]
Yurtları veya yurt duyguları bir olanlardan her biri, vatandaş
- "Hiç tembellik değil yurttaşım, dedim hele tembellik hiç değil!" (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Yurtları veya yurt duyguları bir olanlardan her biri, vatandaş