İçinde t olan 5 harfli 1255 kelime var. İçerisinde T harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında t harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu t harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ARTER
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Atardamar
-
Trafiği yoğun olan ana yol
-
[isim]
Atardamar
- RİTİM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir dizede, bir notada vurgu, uzunluk veya ses özelliklerinin, durakların düzenli bir biçimde tekrarlanmasından doğan ses uygunluğu, tartım, dizem
-
[isim]
Bir dizede, bir notada vurgu, uzunluk veya ses özelliklerinin, durakların düzenli bir biçimde tekrarlanmasından doğan ses uygunluğu, tartım, dizem
- FATİH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Zafer kazanan, fetheden (kimse)
- "Milletler tarihte fatihlerden fazla adillere bağlıdırlar." (Falih Rıfkı Atay)
-
Büyük ve önemli bir iş bitiren (kimse)
- "Gazinoya bir fatih olarak giriyorum." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
İslam devletlerinde bir ülkeyi veya bir şehri savaşarak alan hükümdar ve komutanlara verilen unvan
- "Bizans fatihi kartal burunlu II. Mehmet ve Mısır fatihi yıldırım bakışlı Selim, birer dar çukura nasıl sığdılar?" (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Zafer kazanan, fetheden (kimse)
- KAHTA
- ...
- ÜCRET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İş gücünün karşılığı olan para veya mal
- "Ücret emeğin karşılığıdır." (Anayasa)
-
Kiralanan veya satın alınan bir şey için ödenen para
- "Fiyatından daha yüksek bir ücretle satın aldı." (Peyami Safa)
-
[isim]
İş gücünün karşılığı olan para veya mal
- ALTIN
-
-
[isim]
Atom sayısı 79, atom ağırlığı 196,9 olan, 1064 °C'de eriyen, kolay işlenen, yüksek değerli, paslanmaz element, zer (simgesi Au)
- "Altın çok eski zamanlardan beri para basımında kullanılmaktadır."
-
[sıfat]
Bu elementten yapılmış
- "Müsteşar, pantolonunun arka cebinden altın tabakasını çıkarıp sigara veriyor." (Memduh Şevket Esendal)
-
Altından yapılmış sikke
- "Çocuğa bir altın taktı."
-
[sıfat]
Üstün nitelikli, değerli
- "Altın ses."
-
[isim]
Atom sayısı 79, atom ağırlığı 196,9 olan, 1064 °C'de eriyen, kolay işlenen, yüksek değerli, paslanmaz element, zer (simgesi Au)
- İFRİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Doğu masal ve efsanelerinde, kötü ve korkunç cin
- "Masalların ifriti gibi birdenbire içimde korkunç bir çehre canlandı." (Hüseyin Cahit Yalçın)
- "Arzuma karşı konulunca ifrit kesildiğimi pek iyi bildiğinden ses çıkarmadı." (Refik Halit Karay)
-
Öfkeli, ortalığı birbirine katan kimse
-
[isim]
Doğu masal ve efsanelerinde, kötü ve korkunç cin
- SETİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir şeyi örtme, gizleme
-
[isim]
Bir şeyi örtme, gizleme
- TANGO
-
Kelime Kökeni : İspanyolca
-
[isim]
Özel ritimli ağır bir dans
-
Bu dansın müziği
- "Radyoda eski tangoları dinlemeyi severim."
-
Aşırı bir biçimde son modaya uyarak giyinmiş (kadın)
- "Yolda tangolara rast geldim, ne süslü, ne nazik..." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Özel ritimli ağır bir dans
- TAVİK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Alıkoyma, geciktirme, tehir
-
[isim]
Alıkoyma, geciktirme, tehir
- TEŞCİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Cesaret verme, cesaretlendirme, yüreklendirme
- "Bedia bu teşciden şok bir heyecan duydu." (Ömer Seyfettin)
- "Vali tevazu ve istihza ile karışık tebessümlerle, alkışlarla onu bir teşci etti ki!.." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Cesaret verme, cesaretlendirme, yüreklendirme
- BULUT
-
-
[isim]
Atmosferdeki su damlacıkları ve buz taneciklerinin görülebilir yoğunluk kazanmasıyla oluşan, biçimleri, yükseklikleri ve yol açtıkları hava olaylarıyla birbirinden ayrılan yığın
- "Mavi maviydi gökyüzü / Bulutlar beyaz beyazdı / Boşluğu ve üzüntüsü / İçinde ne garip bir yazdı." (Ahmet Hamdi Tanpınar)
- "Biraz gariptir ki buluttan nem kapan o zamanki sansür bu cinayetler ve tesadüflerden ahkâm çıkararak hafiyelik etmezdi." (Abdülhak Şinasi Hisar)
- "İhtiyatlı ol, bunlar tilkidir, rüzgârdan nem kapar; elden kaçırmayalım." (Atilla İlhan)
-
Herhangi bir şeyden oluşan yoğun yığın
- "Zehirli bir çekirge bulutu gibi oraya üşüşen Avrupalılar..." (Ömer Seyfettin)
-
Keder, endişe
- "Gazinin şen çehresi üstünden ciddi bir düşüncenin bulutu geçer gibi oldu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Atmosferdeki su damlacıkları ve buz taneciklerinin görülebilir yoğunluk kazanmasıyla oluşan, biçimleri, yükseklikleri ve yol açtıkları hava olaylarıyla birbirinden ayrılan yığın
- TAKTİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kesme, parçalama
-
Aruz ölçüsünde bir dizeyi ölçünün parçalarına göre ayırma
-
[isim]
Kesme, parçalama
- TÜTSÜ
-
-
[isim]
Dinî törenlerde çevrenin güzel kokmasını sağlamak, büyü veya ilaç yapmak amacıyla yakılan kokulu madde
- "Arziya Hanım da perilerle mutat olan konsültasyonu yaptıktan sonra bana bir tütsü verdi. Nazar değmiş olduğunu ve fazla çalıştırmamalarını tavsiye etti." (Haldun Taner)
-
İçki
-
[isim]
Dinî törenlerde çevrenin güzel kokmasını sağlamak, büyü veya ilaç yapmak amacıyla yakılan kokulu madde
- ASKAT
-
-
[isim]
Herhangi bir ölçü biriminin bölündüğü eşit parçalardan her biri
- "Metrenin askatları desimetre, santimetre ve milimetredir."
-
[isim]
Herhangi bir ölçü biriminin bölündüğü eşit parçalardan her biri
- HATİM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kur'an'ın tamamını okuma
-
Sona erdirme, bitirme
-
[isim]
Kur'an'ın tamamını okuma
- TÖVBE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İşlediği bir günah veya suçtan pişman olarak bir daha yapmamaya karar verme
- "Bir daha senin ismini ağzına almamak için tövbe eder." (Osman Cemal Kaygılı)
- "Geyik çekti bizi kendi dağına / Tövbeler tövbesi geyik avına." (Halk türküsü)
-
[isim]
İşlediği bir günah veya suçtan pişman olarak bir daha yapmamaya karar verme
- BEYTİ
- ...
- BİDAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İslam dininde Hz. Muhammed zamanından sonra ortaya çıkan değişik yargılar ve ilkeler
-
Sonradan türeyen şey
-
[isim]
İslam dininde Hz. Muhammed zamanından sonra ortaya çıkan değişik yargılar ve ilkeler
- DRİFT
- ...