İçinde t olan 5 harfli 1255 kelime var. İçerisinde T harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında t harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu t harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ATAMA

  1. [isim] Atamak işi, tayin
    • "Personel atama işlemleri Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile düzenlenir." (Anayasa)

BAŞAT

  1. [sıfat] Baskın

MATAH

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İnsan, mal, eşya vb. için küçümseme yollu bir söz
    • "Kadının çantası da matah bir şey değil zaten." (Çetin Altan)

ÖTÜRÜ

  1. [zarf] Bir şeyden dolayı, bir şey yüzünden, dolayı, naşi
    • "Sonunda biz bu hareketimizden ötürü on bir ay hapse mahkûm olduk." (Sait Faik Abasıyanık)

TAHİN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Öğütülmüş susamın koyu sıvı durumu

ANTİK

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] İlk Çağdaki uygarlıklarla, özellikle eski Yunan ve Roma uygarlıkları ile ilgili olan, antika

GÜLÜT

  1. [isim] Skeç, revü, eğlence gösterisi vb.ne eklenen beklenmedik gülünç sözler veya durumlar

HAVİT
...
HUDUT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sınır
    • "Bir çiçek dermeden sevgi bağından / Huduttan hududa atılmışım ben." (Faruk Nafiz Çamlıbel)
  2. Uç, son

TÜMCE

  1. [isim] Cümle

HACET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Herhangi bir şey için gerekli olma, gereklilik, lüzum
    • "Bu kadar külfete hacet yok."
    • "Artık ne hacet dilese, ne murat etse oluyor."
    • "Kendi kuvvetlerini ve yiğitliklerini söylemeye, vaka ile tespit etmeye hacet görmüyorlar." (Halide Edip Adıvar)
    • "Lakin zora hacet kalmadı." (Refik Halit Karay)
  2. Tanrı'dan yerine getirilmesi beklenen dilek
    • "Bu devri yüz defa yapabildiniz mi, mutlaka her hacetiniz de yerine gelir." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  3. Küçük veya büyük abdest
  4. İhtiyaç duyulan şey, gerekli şey
    • "Zile basacaktı, hacet kalmadı." (Refik Halit Karay)

HALAT

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Kenevirden yapılmış çok kalın ip

MÜFTÜ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Dinî konularda fetva veren kimse
  2. İl ve ilçelerde Müslümanların din işlerine bakan görevli

TAFTA

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Bir tür sert, ipekli kumaş
  2. [sıfat] Bu kumaştan yapılmış
    • "Söylemeyi unuttum, ben sana gri tafta çarşafımı verecektim, daha yirmi gün evvel yaptırdım ve hiç giymedim." (Peyami Safa)

TUTAÇ

  1. [isim] Laboratuvar maşası
  2. Tutacak

AVDET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Dönüş, geri gelme
    • "Babam bir iş için Selanik'e gittiği zaman avdetinde bana Midhat Efendi'nin Hayret ismindeki romanını getirmiş." (Hüseyin Cahit Yalçın)
    • "Eliyle camı vurarak avdet etmek istediklerini anlattı." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

FİTİL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Lambada, kandilde ve mumda yağın, çakmakta benzinin yanmasını sağlayan, türlü biçimlerde bükülmüş veya dokunmuş pamuktan yapılan genellikle yağ çekici madde
    • "Lambanın fitili biraz daha açılmış." (Yusuf Ziya Ortaç)
  2. Derin yaraların tedavisinde, yara içine salınan steril gazlı bez şeridi
    • "Fitiller işliyor azgın yarada." (Halk türküsü)
  3. Anüse konulan donmuş yağ kıvamında ve koni biçiminde ilaç
  4. Eskiden topları ve şimdi lağımları ateşlemekte kullanılan kaytan biçiminde tutuşturucu madde
  5. Kumaşın altına kaytan biçiminde bükülmüş bir şey koyup üstten dikerek yapılan kabartma yol
  6. Koltuk, sandalye vb. oturulan eşyanın yapımında dikiş veya çivileri gizlemekte kullanılan şerit
  7. Yollu bir biçimde dokunmuş kumaş
  8. Elli kâğıtla oynanan ve en az sayısı olanın kazanması kuralına dayanan bir iskambil oyunu
    • "... fitil oynarken kâğıtları bir müddet masaya bırakır." (Sait Faik Abasıyanık)
  9. 0,0125 g olan ağırlık ölçü birimi

FİYAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Alım veya satımda bir şeyin para karşılığındaki değeri, eder, paha
    • "Birkaç ev döşettiğim için mobilya fiyatlarından pek iyi anlarım." (Ömer Seyfettin)
    • "Bu yazmaya ne fiyat biçersiniz?"
    • "Ne fena fena bakar, ne de olmayacak bir fiyat verdiğim zaman homurdanır." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Bir mal veya iş gücü için uygun görülen para karşılığı
  3. Bir değer ile para birimi arasındaki ilişki
    • "Fiyatlarda istikrar ve dış ödemelerde dengeyi sağlayıcı, yatırım ve istihdam geliştirici tedbirler öngörülür..." (Anayasa)

İTHAM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Suçlama, suçlu görme
    • "Bu nutku, bu ithamları duyunca nokta memuru isyan eder." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Ortada Nihat Efendi'yi itham edecek hemen hemen hiçbir delil yok." (Reşat Nuri Güntekin)

MALTA
...
Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü