İçinde ser olan 6 harfli 29 kelime var. İçerisinde SER bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ser olan kelimeler listesine ya da Sonu ser ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E R S Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
SER
2 Harfli Kelimeler
ER, ES, RE, SE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SERGİN
-
-
[sıfat]
Serilmiş olan
-
Yatan (hasta)
-
[sıfat]
Serilmiş olan
- KONSER
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Sanatçıların müzik eserlerini bir topluluk önünde çalması veya söylemesi
-
Sürekli gürültü
-
[isim]
Sanatçıların müzik eserlerini bir topluluk önünde çalması veya söylemesi
- SERAPA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[zarf]
Baştan başa, bütün olarak
- "İniverdik uyumuşların önüne karadan gemilerle / Kesildiler serapa nur, serapa hayret." (Fazıl Hüsnü Dağlarca)
-
[zarf]
Baştan başa, bütün olarak
- SERYUM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Atom numarası 58, atom ağırlığı 140,1, yoğunluğu 6,7 olan, 810 °C'de eriyen, birleşme değeri bazı birleşiklerde 3, bazılarında 4 olan, gümüş parlaklığında, akkor temeline dayanan lambaların yapımında kullanılan bir element (simgesi Ce)
-
[isim]
Atom numarası 58, atom ağırlığı 140,1, yoğunluğu 6,7 olan, 810 °C'de eriyen, birleşme değeri bazı birleşiklerde 3, bazılarında 4 olan, gümüş parlaklığında, akkor temeline dayanan lambaların yapımında kullanılan bir element (simgesi Ce)
- SERTAP
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Mıklebin açıkta duran kısmı
-
[isim]
Mıklebin açıkta duran kısmı
- SERPUŞ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Başlık
-
[isim]
Başlık
- MİKSER
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Bakınız çırpıcı
-
Bakınız karmaç
-
[isim]
Bakınız çırpıcı
- SERPME
-
-
[isim]
Serpmek işi
-
[sıfat]
Serpilmiş durumda olan
- "Serpme benli."
-
Koni biçiminde, ucuna bir sıra kurşun dizilmiş balık ağı, serpme ağ
- "Derenin oturduğumuz yerinden görünmeyen bir tarafında, serpmeyle derede avlanan bir adamın zaman zaman ağını derenin durgun sularına attığı işitiliyordu." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Serpmek işi
- SERDAR
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Başkomutan
-
[isim]
Başkomutan
- SERİAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Çabucak
-
[zarf]
Çabucak
- SERHAT
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Sınır boyu
- "Keşke, yolum bir yalıya değil, bir serhat kışlasına gitseydi!" (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[isim]
Sınır boyu
- SERACI
-
-
[isim]
Sera yapan kişi
-
Serada turfanda sebze ve çiçek yetiştirip satan kimse
-
[isim]
Sera yapan kişi
- EKSERİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Genellikle
- "Ekseri kocaya varmamış kızlarda olduğu gibi Gülsen'de de tatsız bir bedbahtlık vardır." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[zarf]
Genellikle
- SERVİS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Sofrada hizmet etmekle görevli kimsenin yaptığı iş ve bu işin yapılma biçimi, sofra hizmeti
- "Özel olarak iki aşçıyla iki de ayrıca servis yapacak garson çağrıldı." (Çetin Altan)
-
Yemekte gerekli olan tabak, çatal, bıçak, kaşık, peçete vb. şeylerin tümü
-
Bir yönetimde, bir kurum veya kuruluşta, bütünün bir parçasını oluşturan iş, hizmet; bu işin yapıldığı yer
-
Burada görevli kimselerin tümü
-
Herhangi bir kuruluşun ulaşım işlerinde kullanılan taşıma aracı
-
Otomobil, beyaz eşya vb. ürünlerin bakım ve onarımlarının yapıldığı yer
-
Voleybol, masa tenisi, tenis vb. oyunlarda oyuna başlama vuruşu
-
[isim]
Sofrada hizmet etmekle görevli kimsenin yaptığı iş ve bu işin yapılma biçimi, sofra hizmeti
- SERİLİ
-
-
[sıfat]
Serilmiş, yayılmış
- "Başını, masanın üzerine serili bir plana eğdi." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Serilmiş, yayılmış
- KAYSER
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Roma, Bizans ve Alman imparatorlarına verilen unvan
-
[isim]
Roma, Bizans ve Alman imparatorlarına verilen unvan
- ESERME
-
-
[isim]
Esermek işi veya durumu
-
[isim]
Esermek işi veya durumu
- SERPİŞ
-
-
[isim]
Serpme işi veya biçimi
-
[isim]
Serpme işi veya biçimi
- SERGEN
-
-
[isim]
Raf
-
Nesnelerin, insanlara gösterilmek, satılmak için sergilendiği camlı bölme veya yer, camekân, vitrin
-
[isim]
Raf
- SERÇİN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Mekiğin parçalarından her biri
-
[sıfat]
Seçme, seçkin olan
-
[isim]
Mekiğin parçalarından her biri