İçinde p olan 5 harfli 498 kelime var. İçerisinde P harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında p harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu p harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KIPMA
-
-
[isim]
Kıpmak işi
-
[isim]
Kıpmak işi
- KOPİL
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Arsız sokak çocuğu
- "Mahallenin kopilleri ellerinde fener, kapı kapı dolaşır para toplarlarmış." (Reşat Enis)
-
Babası belli olmayan çocuk
-
[isim]
Arsız sokak çocuğu
- KULÜP
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Görüşme, konuşma, okuma, spor yapma vb. amaçlarla yalnız üye olanların toplandıkları yer
- "İkisi de şehrin satranç kulübü üyelerindendir." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Spor kulübü
- "Geceleri kapalı olan kulübün salonu aydınlanmıştı." (Ömer Seyfettin)
-
Kişilerin, toplulukların oluşturduğu grup
-
Milletlerin oluşturduğu grup, pakt
-
Herkese açık müzikli, içkili eğlence yeri
-
[isim]
Görüşme, konuşma, okuma, spor yapma vb. amaçlarla yalnız üye olanların toplandıkları yer
- PALAS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Lüks otel veya gösterişli yapı
- "Tanınmaz, anonim bir insan olmanın zevkine vardığımız oteller, palaslar yoktu." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[sıfat]
Kolay, rahat
- "Yarınki derslerin hepsi palas."
-
[sıfat]
Kolaylık gösteren, hoşa giden (nesne, kimse, yer)
-
[isim]
Lüks otel veya gösterişli yapı
- ŞAPÇI
-
-
[isim]
Şap yapan veya satan kimse
-
[isim]
Şap yapan veya satan kimse
- POLEN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Çiçek tozu
-
[isim]
Çiçek tozu
- KUPON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Piyango biçiminde düzenlenmiş çekilişlerde kesilerek kullanılan basılı parça
-
Gazete ve dergilerin düzenledikleri kampanyalarda verilecek hediye karşılığı olarak biriktirilmesi gereken basılı kâğıtların her biri
-
Devlet tahvili, hisse senetleri vb. değerli kâğıtların üzerinde bulunan ve belirli zamanlarda sahibine faiz veya kazanç payı olarak belirli bir gelir sağlayan kesilmiş parça
-
İşveren tarafından çeşitli amaçlarda kullanılmak üzere çalışanlarına verilen para değeri olan fiş
-
Yalnız bir giysilik dokunmuş veya kesilmiş, üstün nitelikte (kumaş parçası)
- "Kupon kumaş."
-
[isim]
Piyango biçiminde düzenlenmiş çekilişlerde kesilerek kullanılan basılı parça
- POTAS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Potasyum birleşiklerine verilen genel ad
-
[isim]
Potasyum birleşiklerine verilen genel ad
- ZIPKA
-
-
[isim]
Karadeniz kıyısı halkının giydiği dar paçalı potur
- "Karşı kahvenin çırağı bacağındaki zıpkasını örten futasıyla dört kahve getirdi." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Karadeniz kıyısı halkının giydiği dar paçalı potur
- GAZAP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Öfke, kızgınlık, hiddet
- "En önde Tevfik, en arkada cüce, birbirinin ayaklarına basarak Emine'nin gazabından sokağa fırladılar, karanlıkta birdenbire kayboldular." (Halide Edip Adıvar)
- "Sert kelimeler kullandı, köpürdü, gazaba geldi." (Peyami Safa)
-
[isim]
Öfke, kızgınlık, hiddet
- PASAJ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İçinde dükkânlar bulunan, üzeri kapalı veya açık çarşı
- "Yemeğini son günlerde oracıkta, pasaj içindeki Macar lokantasında yiyordu." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
İçinde dükkânlar bulunan, üzeri kapalı veya açık çarşı
- SEHPA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Üstüne bir şey koymaya yarayan ayaklı destek, çatkı
-
Küçük masa
-
Darağacı
-
Ressamın üzerinde çalıştığı tablosunu yerleştirdiği genellikle tahtadan yapılmış destek
-
[isim]
Üstüne bir şey koymaya yarayan ayaklı destek, çatkı
- POTUR
-
-
[isim]
Arka tarafında kırmaları çok, bacakları dar bir tür pantolon
- "Ayağında lacivert Karamürsel kumaşı bir potur vardı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Kırmalı ve potlu
-
[isim]
Arka tarafında kırmaları çok, bacakları dar bir tür pantolon
- APTAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Zekâsı pek gelişmemiş, zekâ yoksunu, alık, ahmak
- "Aptal bir gülüşle yüzüne bakıyorum." (Yusuf Ziya Ortaç)
- "Bu kadını zaman zaman aptal yerine koymam büyük aptallık galiba." (Refik Erduran)
-
[ünlem]
Küçümseme ve azarlama bildiren bir seslenme sözü
- "Aptal! Senin yerini açıkça söyledim ben." (Tarık Buğra)
-
[sıfat]
Zekâsı pek gelişmemiş, zekâ yoksunu, alık, ahmak
- MİKAP
- ...
- SAPMA
-
-
[isim]
Sapmak işi
-
Serbest bir mıknatıslı iğnenin denge konumundayken gösterdiği doğrultudan geçen düşey düzlemle, bulunulan noktanın meridyen düzlemi arasındaki açı
-
Bir ışının saydam bir biçmeden geçtikten sonraki doğrultusu arasında oluşan açı
-
Bazı kelimelerin kurallara göre almaları gereken biçimlerden uzaklaşması durumu: Ben-ge > bene yerine bana, sen-ge > sene yerine sana olması gibi
-
[isim]
Sapmak işi
- TROMP
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Binanın bir bölümünü tutmaya yarayan köşe kubbesi
-
[isim]
Binanın bir bölümünü tutmaya yarayan köşe kubbesi
- HESAP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Aritmetik
- "Oraya çıkınca hamallara onar kuruştan hesap göreceksin." (Memduh Şevket Esendal)
- "Hesap verin bakalım, nerelerde sürtüyordunuz bu saatlere kadar?" (Reşat Nuri Güntekin)
- "Meclis kapanacak ve orada hükûmeti hesaba çekeceklermiş." (Atatürk)
- "Hem benim avukat veya yargıç olmak isteyip istemediğimi de hesaba kattıkları yoktu." (Necati Cumalı)
-
Matematiksel işlem
- "Bu karanlık işlerin hesabını sorarlar." (Memduh Şevket Esendal)
- "Evvela, sana birkaç haftadır mektup yazamayışımın hesabını vereyim." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Alacaklı veya borçlu olma durumu
- "Al eline kalemi, şu benim hesapları görüver." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Kemeraltı Caddesi'ne varınca arabadan inerek hesabını gördüm." (Halit Ziya Uşaklıgil)
-
Ödenecek ücretin dökümünü ve tutarını gösteren kâğıt, hesap pusulası, adisyon
-
Oranlama, tahmin
- "Evdeki hesap çarşıya uymamak."
-
Bir girişimin, bir işin başarıya ulaşması için alınan önlemlerin bütünü
- "Harbe nasıl, niçin ve ne hesapla girmiştik?." (Falih Rıfkı Atay)
-
Tutum, durum, anlayış
- "İnsana daha insanca ortamlar yaratmak için bütün hesaplarımız." (Azra Erhat)
-
Bankadaki işlemlerin yapılabilmesi için kişi, kurum ve kuruluşlar adına düzenlenen çizelge
-
[isim]
Aritmetik
- ÇEPİN
-
-
[isim]
Bahçelerde kullanılan küçük çapa
-
[isim]
Bahçelerde kullanılan küçük çapa
- PİLLİ
-
-
[sıfat]
Pili olan, pille çalışan
- "Pilli radyo."
-
[sıfat]
Pili olan, pille çalışan