İçinde ne olan 5 harfli 118 kelime var. İçerisinde NE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ne olan kelimeler listesine ya da Sonu ne ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E N Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EN, NE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TONER
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Bilgisayar yazıcısı veya fotokopi makinesinde kullanılan toz durumundaki mürekkep
-
[isim]
Bilgisayar yazıcısı veya fotokopi makinesinde kullanılan toz durumundaki mürekkep
- NESİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Düz yazı
- "Her millette olduğu gibi bizde de kelimeleri şiir canlandırmış, nesir sadece kullanmıştır." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Düz yazı
- HÜNER
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Beceri isteyen ustalık, beceriklilik
-
[isim]
Beceri isteyen ustalık, beceriklilik
- DENEY
-
-
[isim]
Bilimsel bir gerçeği göstermek, bir yasayı doğrulamak, bir varsayımı kanıtlamak amacıyla yapılan işlem, tecrübe
- "... kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz, rızası olmadan bilimsel ve tıbbi deneylere tabi tutulamaz." (Anayasa)
-
Deneyim, tecrübe
- "Herkesin kendi deneyi ile bildiği bir gerçek vardır." (Haldun Taner)
-
[isim]
Bilimsel bir gerçeği göstermek, bir yasayı doğrulamak, bir varsayımı kanıtlamak amacıyla yapılan işlem, tecrübe
- GÜNEŞ
-
-
[isim]
Işık ve ısı veren büyük gök cismi
- "Akşam iyice yaklaşmış, güneş batmaya yüz tutmuştu." (Osman Cemal Kaygılı)
- "Ömrübillah güneşi üzerine doğdurmamış olmakla övünüyor." (Haldun Taner)
-
Bu gök cisminin yaydığı ışık ve ısı
- "Güneş girmeyen eve doktor girer."
-
[isim]
Işık ve ısı veren büyük gök cismi
- DÖNEÇ
-
-
[isim]
Dalgalı akımlı elektrik motor veya dinamolarında hareketli bölüm, rotor
-
[isim]
Dalgalı akımlı elektrik motor veya dinamolarında hareketli bölüm, rotor
- NEZİH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Temiz, temiz ahlaklı
-
[sıfat]
Temiz, temiz ahlaklı
- TURNE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bulunduğu yerden başka yerlere gösteri yapmak amacıyla giden tiyatro veya müzik sanatçılarının gezisi
- "O günlerde Anadolu'ya turneye çıkmak üzere hazırlanıyorduk." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Bulunduğu yerden başka yerlere gösteri yapmak amacıyla giden tiyatro veya müzik sanatçılarının gezisi
- NELER
-
-
çok ve çeşitli şeyler
- "Ne âlem çocuksun!"
- "Onda para ne arar!"
- "Sen burada ne arıyorsun, haydi çabuk eve!"
- "Dar bir gün gelmiş, birinden üç beş kuruş almışım, bundan ne çıkar?" (Memduh Şevket Esendal)
-
çok ve çeşitli şeyler
- TÜNEK
-
-
[isim]
Kuşların, evcil kanatlıların üzerinde tünedikleri dal veya sırık
- "Gümüş kafeslerde cennet kuşları ve abanoz tüneklerde papağanlar." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Kuşların, evcil kanatlıların üzerinde tünedikleri dal veya sırık
- FONEM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Ses birimi
-
[isim]
Ses birimi
- KENEF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tuvalet
-
[sıfat]
Pis, berbat
-
[isim]
Tuvalet
- DÖNEM
-
-
[isim]
Belli özellikleri olan zaman parçası, devre, devir, periyot
- "Otuz yedi yaş bana bitmez tükenmez bir dönem gibi geldi." (Halide Edip Adıvar)
-
Bir çağ içinde belli özellikleri olan sınırlı süre
- "Meşrutiyet dönemi."
-
Yasama meclisinin iki seçilişi arasındaki zaman süresi, devre
-
Yarıyıl
- "Kış dönemi sınavları."
-
[isim]
Belli özellikleri olan zaman parçası, devre, devir, periyot
- ESNEK
-
-
Bir dış gücün etkisi altında uzama, kısalma, eğrilme vb. biçim değişikliklerine uğradıktan sonra, etkinin kalkmasıyla eski biçimini alabilme özelliğinde olan, elastiki
- "Çelik ve kauçuk çok esnek cisimlerdir."
-
Değişik yorumlara elverişli
-
Görüş ve tutumlarında katı olmayan
-
Bir dış gücün etkisi altında uzama, kısalma, eğrilme vb. biçim değişikliklerine uğradıktan sonra, etkinin kalkmasıyla eski biçimini alabilme özelliğinde olan, elastiki
- BENEK
-
-
[isim]
Herhangi bir şey üzerindeki ufak leke, nokta, puan
- "Burunlar koyu renkte beneklerle kaplıdır." (Salâh Birsel)
-
Güneş lekeleri yöresinde görülen, parlak taneciklerden ve parlak damarlardan oluşmuş bölüm, fakül
-
[isim]
Herhangi bir şey üzerindeki ufak leke, nokta, puan
- KARNE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Öğrencilere dönem sonlarında okul yönetimleri tarafından verilen ve her dersin başarı durumu ile devam, sağlık, yetenek ve genel gidiş durumlarını gösteren belge
-
Kişilerin bir haktan yararlanmaları için bir kuruluş tarafından verilen belge
- "Ekmek karnesi. Vapur karnesi."
-
[isim]
Öğrencilere dönem sonlarında okul yönetimleri tarafından verilen ve her dersin başarı durumu ile devam, sağlık, yetenek ve genel gidiş durumlarını gösteren belge
- AYNEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Olduğu gibi, değiştirmeden, aynıyla
- "Türkiye Büyük Millet Meclisi, geri gönderilen kanunu aynen kabul ederse, kanun Cumhurbaşkanınca yayımlanır." (Anayasa)
-
[zarf]
Olduğu gibi, değiştirmeden, aynıyla
- NEYSE
-
-
[bağlaç]
"Önemi yok, olan oldu" anlamında kullanılan bir söz
- "Erkekler neyse ne ama kadınlar..." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[ünlem]
"Çok şükür, bereket versin" anlamında kullanılan bir söz
-
[zarf]
"Konuyu kapatalım, uzatmayalım, her ne ise" anlamında kullanılan bir söz
-
[bağlaç]
"Önemi yok, olan oldu" anlamında kullanılan bir söz
- DEFNE
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Defnegillerden, yaprakları güzel kokulu ve yaz kış yeşil olan bir ağaç, develik (Laurus nobilis)
-
[isim]
Defnegillerden, yaprakları güzel kokulu ve yaz kış yeşil olan bir ağaç, develik (Laurus nobilis)
- TEKNE
-
-
[isim]
Türlü işlerde kullanılmak için çoğu ağaçtan veya taştan yapılan, uzun ve geniş kap
- "Bir taş teknenin üstünde doktor Abbas'ın ölüsünü kesti biçti." (Yahya Kemal)
-
Sızdırabilir veya sızdırmaz olarak yapılmış, levhaları bir parçadan oluşmuş, kulpları ve kulp delikleri bulunan, bir veya iki kişi tarafından taşınabilir üstü açık bir ambalaj türü
-
Bir tür küçük deniz taşıtı
- "Kayıkçı, deniz suyu vura vura boyası çürüyen teknesini, Bostan İskelesi'nin basamağına bağladı." (Falih Rıfkı Atay)
-
Geminin omurga, kaburga ve kaplamadan oluşan temel bölümü
-
Katmanlı kayaçların içeri doğru çukur, alçak bölümü, ineç, kemer karşıtı
-
Havza
-
[isim]
Türlü işlerde kullanılmak için çoğu ağaçtan veya taştan yapılan, uzun ve geniş kap