İçinde n olan 4 harfli 328 kelime var. İçerisinde N harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında n harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu n harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MUİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yardımcı
- "Tanrı muinin olsun."
-
[isim]
Yardımcı
- ÖNCÜ
-
-
[isim]
Önde gidip haber ulaştıran kimse
-
Bir sanat ve düşünce akımını, çağına göre yeni bir görüşü başlatan kimse veya eser, müjdeci, avangart
-
[sıfat]
Önden gelen, önde olan, artçı karşıtı
-
Yürüyüşte kolun ilerisinden giden kıta, pişdar, artçı karşıtı
-
Önder, kılavuz
-
[isim]
Önde gidip haber ulaştıran kimse
- UNLU
- ...
- İNEÇ
-
-
[isim]
Tekne, yukaç karşıtı
-
[isim]
Tekne, yukaç karşıtı
- KANO
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kürekle yürütülen dar, uzun, hafif tekne
- "Yelkensiz ve dümensiz kotra, şimdi bir kano sürati ile hareket ediyordu." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Kürekle yürütülen dar, uzun, hafif tekne
- KONU
-
-
[isim]
Konuşmada, yazıda, eserde ele alınan düşünce, olay veya durum, mevzu
- "Öğretmenimizin verdiği konuları manzum yazardım." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Üzerinde konuşulan şey, bahis
- "Daha fazla tafsilata girmeyi bugün zararlı gördüğüm için bu konuda susacağım." (Burhan Felek)
-
[isim]
Konuşmada, yazıda, eserde ele alınan düşünce, olay veya durum, mevzu
- EMİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Güvenli
- "Gizli kitapları ve notları yok etmemiş yahut daha emin bir yere kaldırmamıştım." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Onları kimsenin görmediğine emin olunca pervasız konuşmaya başladılar." (Mahmut Yesari)
-
Sakıncasız, emniyetli, tehlikesiz
- "Dağlar hiçbir zaman emin değildir." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Şüphesi olmayan
- "Pek büyük bir serveti olduğundan emin idiler." (Halit Ziya Uşaklıgil)
-
[isim]
Osmanlı İmparatorluğu'nda bazı devlet görevlerindeki sorumlu kişi
- "Şehremini."
-
[sıfat]
Güvenli
- ANMA
-
-
[isim]
Birini veya bir şeyi akla getirerek sözünü etme
-
Ölmüş bir insanı hatırlamak için yapılan tören, ihtifal
-
[isim]
Birini veya bir şeyi akla getirerek sözünü etme
- MENİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Erkeklerin cinsel organından salgılanan madde, er suyu, bel, atmık, dikel, sperm, sperma
-
[isim]
Erkeklerin cinsel organından salgılanan madde, er suyu, bel, atmık, dikel, sperm, sperma
- NİNE
-
-
[isim]
Torunu olan kadın, büyük anne, nene
- "Altmışlık bir ninenin evinde oda tutmuştum." (Aka Gündüz)
-
Yaşlı kadın
-
[ünlem]
Yaşlı kadınlar için kullanılan bir seslenme sözü
-
[isim]
Torunu olan kadın, büyük anne, nene
- ONAT
-
-
[sıfat]
Özenli, düzgün, uygun
-
Yararlı
-
Dürüst, iyi ahlaklı
-
[sıfat]
Özenli, düzgün, uygun
- YENİ
-
-
[sıfat]
Kullanılmamış olan, eski karşıtı
- "Yeni giysi. Yeni ayakkabı."
-
Oluş veya çıkışından beri çok zaman geçmemiş olan
- "Yeni haber. Yeni moda."
-
En son edinilen
- "Yeni eve taşındık."
-
İşe henüz başlamış
- "Yeni öğrenci. Yeni asker."
-
O güne kadar söylenmemiş, görülmemiş, gösterilmemiş, düşünülmemiş olan
- "Yeni bir buluş. Yeni bir düşünce."
-
Tanınmayan, bilinmeyen
- "Yeni imzalara rastlıyoruz."
-
Daha öncekilerden farklı olan
- "Yeni ihtiyaçlarımız var."
-
[zarf]
Biraz önce, çok zaman geçmeden
- "Yeni tanıştığım orman uzmanları çok nazik ve kibar insanlardı." (Çetin Altan)
-
[sıfat]
Kullanılmamış olan, eski karşıtı
- YONT
-
-
[isim]
Başıboş hayvan
-
[isim]
Başıboş hayvan
- ZONA
-
Kelime Kökeni : Latince
-
[isim]
Deride, sinirler boyunca, özellikle gövde, bacak ve yüzde birtakım ağrılı fiskelerin dökülmesiyle beliren, mikroplu bir hastalık
-
[isim]
Deride, sinirler boyunca, özellikle gövde, bacak ve yüzde birtakım ağrılı fiskelerin dökülmesiyle beliren, mikroplu bir hastalık
- AÇAN
-
-
[isim]
Oynak kemiklerin arasındaki açıları genişletmeye yarayan kasların genel adı, büken karşıtı
-
[isim]
Oynak kemiklerin arasındaki açıları genişletmeye yarayan kasların genel adı, büken karşıtı
- MONT
-
-
[isim]
Kumaştan veya deriden yapılan, genellikle belden kemerli, üstünde cepleri bulunan, gömlek, hırka vb. üzerine giyilen kısa, hafif giysi
-
[isim]
Kumaştan veya deriden yapılan, genellikle belden kemerli, üstünde cepleri bulunan, gömlek, hırka vb. üzerine giyilen kısa, hafif giysi
- EDNA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Çok aşağı, en alt düzeyde
- "İlmin âlâsı da olur, ednası da!" (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[sıfat]
Çok aşağı, en alt düzeyde
- BANA
-
-
[zarf]
Ben zamirinin yönelme durumu ekli biçimi
- "Bana bak, karışmam sonra!"
- "Bu yaptığını babana söylemezsem bana da adam demesinler."
- "Daha nice manevi trenlerimizi yıllar yılı taşlayanlar var da bana mısın demiyoruz." (Haldun Taner)
-
[zarf]
Ben zamirinin yönelme durumu ekli biçimi
- KLON
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Kopya
-
[isim]
Kopya
- ÜNİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Tek, eşi olmayan
-
[sıfat]
Tek, eşi olmayan