İçinde n olan 4 harfli 328 kelime var. İçerisinde N harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında n harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu n harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DİNÇ
 - 
    
- 
                        [sıfat]
                    
                        Gücü ve sağlık durumu yerinde, canlı, zinde, tendürüst, tüvana
                    
                    
- "Kısa kesilmiş çember sakallı, iri ağızlı, yetmişlik, dinç bir ihtiyar." (Memduh Şevket Esendal)
 
 
 - 
                        [sıfat]
                    
                        Gücü ve sağlık durumu yerinde, canlı, zinde, tendürüst, tüvana
                    
                    
 - HANE
 - 
    
Kelime Kökeni : Farsça
- 
                        [isim]
                    
                        Ev, konut
                    
                    
 - 
                    
                        Ev halkı
                    
                    
- "Oğlan iyiydi; becerikli, yumuşak huyluydu ama hanesi kalabalıktı." (Necati Cumalı)
 
 - 
                    
                        Bir bütünü oluşturan bölümlerden her biri, bölük, göz
                    
                    
- "Dama tahtasında altmış dört hane vardır."
 
 - 
                    
                        Basamak
                    
                    
 - 
                    
                        Klasik Türk müziğinde, peşrev vb. saz parçalarının bölümlerinden her biri
                    
                    
 - 
                    
                        Birleşik kelimelerde "bina, yapı, yer, makam" anlamlarıyla ikinci kelime olarak yer alan bir söz
                    
                    
- "Balıkhane, yazıhane."
 
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Ev, konut
                    
                    
 - ANIZ
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Ekin biçildikten sonra tarlada kalan köklü sap
                    
                    
 - 
                    
                        Ekin biçildikten sonra sürülmemiş tarla
                    
                    
- "Uçsuz bucaksız uzayan kır / Kimi yerde nadas, kimi anız." (Ahmet Kutsi Tecer)
 
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Ekin biçildikten sonra tarlada kalan köklü sap
                    
                    
 - DİNK
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Pirinci kabuğundan ayırmak veya bulgur dövmek için kullanılan dibek
                    
                    
 - 
                    
                        Şayak, aba vb.ni dövmek için kullanılan araç
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Pirinci kabuğundan ayırmak veya bulgur dövmek için kullanılan dibek
                    
                    
 - LENF
 - 
    
Kelime Kökeni : Fransızca
- 
                        [isim]
                    
                        Damarlarda dolaşan kanla, doku ögeleri arasında aracı görevi yapan, kan plazması ve lenfositten oluşan saydam, sarı renkte bir sıvı, ak kan, lenfa
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Damarlarda dolaşan kanla, doku ögeleri arasında aracı görevi yapan, kan plazması ve lenfositten oluşan saydam, sarı renkte bir sıvı, ak kan, lenfa
                    
                    
 - GANG
 - 
    
Kelime Kökeni : Fransızca
- 
                        [isim]
                    
                        Bir maden cevherini, bir değerli taşı saran değersiz madde
                    
                    
 - 
                    
                        Maden cevher damarının işletilemeyen değersiz bölümü
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Bir maden cevherini, bir değerli taşı saran değersiz madde
                    
                    
 - MANO
 - 
    
Kelime Kökeni : İtalyanca
- 
                        [isim]
                    
                        Kumar oynatan kişinin kazançtan aldığı pay
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Kumar oynatan kişinin kazançtan aldığı pay
                    
                    
 - UNSU
 - ...
 - DREN
 - 
    
Kelime Kökeni : Fransızca
- 
                        [isim]
                    
                        Ark
                    
                    
 - 
                    
                        Ameliyat sonrası vücut içinde kalan doku artıklarını ve sıvıları dışarı atmak veya yara üzerindeki iltihabı akıtmakta kullanılan bükülgen tüp
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Ark
                    
                    
 - ÖĞÜN
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Kez, defa
                    
                    
 - 
                    
                        Yemek vakti
                    
                    
- "Her öğün tıka basa yediği iki katlı ekmek kadayıfı ile.." (Halide Edip Adıvar)
 
 - 
                    
                        Bir vakitlik yemek
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Kez, defa
                    
                    
 - AYİN
 - 
    
Kelime Kökeni : Farsça
- 
                        [isim]
                    
                        Dinî tören
                    
                    
 - 
                    
                        Mevlevi tekkelerinde okunan ağır bestelerin biçimi
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Dinî tören
                    
                    
 - NAŞİ
 - 
    
Kelime Kökeni : Arapça
- 
                        [zarf]
                    
                        Ötürü
                    
                    
- "Hastalığından naşi gelemedi."
 
 
 - 
                        [zarf]
                    
                        Ötürü
                    
                    
 - SANI
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Sanma durumu veya sonucu, zan, zehap
                    
                    
- "Söylediklerimiz, yazdıklarımız, hayatın birtakım konulara bölünmüş olduğu sanısını sürdürüp yalanı berkitmekten başka neye yarar?" (Nurullah ataç)
 
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Sanma durumu veya sonucu, zan, zehap
                    
                    
 - ASAN
 - ...
 - ENİR
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Bir tür yaban mersini
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Bir tür yaban mersini
                    
                    
 - YUAN
 - ...
 - NİCE
 - 
    
- 
                        [sıfat]
                    
                        Kaç, ne kadar
                    
                    
 - 
                    
                        Birçok
                    
                    
- "Yalılarda nice yük odaları, oda gibi büyük kilerler vardı." (Abdülhak Şinasi Hisar)
 
 - 
                        [zarf]
                    
                        Nasıl
                    
                    
 - 
                        [zarf]
                    
                        Uzun süreden beri
                    
                    
 
 - 
                        [sıfat]
                    
                        Kaç, ne kadar
                    
                    
 - EVİN
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Bir şeyin içindeki öz, lüp
                    
                    
 - 
                    
                        Buğday tanesinin olgunlaşmış içi, özü, habbe
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Bir şeyin içindeki öz, lüp
                    
                    
 - ZİNA
 - 
    
Kelime Kökeni : Arapça
- 
                        [isim]
                    
                        Aralarında evlilik bağı olmayan kişiler arasındaki cinsel ilişki
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Aralarında evlilik bağı olmayan kişiler arasındaki cinsel ilişki
                    
                    
 - BANA
 - 
    
- 
                        [zarf]
                    
                        Ben zamirinin yönelme durumu ekli biçimi
                    
                    
- "Bana bak, karışmam sonra!"
 - "Bu yaptığını babana söylemezsem bana da adam demesinler."
 - "Daha nice manevi trenlerimizi yıllar yılı taşlayanlar var da bana mısın demiyoruz." (Haldun Taner)
 
 
 - 
                        [zarf]
                    
                        Ben zamirinin yönelme durumu ekli biçimi