İçinde m olan 7 harfli 2965 kelime var. İçerisinde M harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında m harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu m harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- AKSATMA
-
-
[isim]
Aksatmak işi
-
[isim]
Aksatmak işi
- BURUŞMA
-
-
[isim]
Buruşmak işi
-
[isim]
Buruşmak işi
- ÇİZMELİ
-
-
[sıfat]
Çizmesi olan
-
[sıfat]
Çizmesi olan
- DAĞLAMA
-
-
[isim]
Dağlamak işi
-
[isim]
Dağlamak işi
- KALKMAK
-
-
[nsz]
Gitmek üzere yerinden ayrılmak
- "Niye kalktınız, biraz daha otursaydınız."
-
[-den]
Oturma durumundan dik duruma gelmek, doğrulmak
- "Annem yerinden kalktı, yanıma geldi, bir kolunu uzatarak omzuna doladı." (Halit Ziya Uşaklıgil)
-
[-den]
Uyanarak yataktan ayrılmak
- "İstemeye istemeye, altüst olmuş yataktan kalktım." (Ömer Seyfettin)
-
Yukarı doğru yükselmek
- "Terazinin bir gözü inince öbürü kalkar."
-
Taşıtlar yola çıkmak
- "Tren saat onda kalktı."
-
[-den]
Uçmak, havalanmak
- "Uçak pistten kalktı."
-
Yerinden ayrılıp yol almaya başlamak
- "Çıkın arabaya, kalkacak şimdi, kalacaksınız buracıkta!" (Osman Cemal Kaygılı)
-
[-e]
Hayvan iki art ayağı üzerinde dik durum almak
- "At, art ayakları üzerine kalktı."
-
Kabarmak, ayrılmak
- "Masanın kaplaması kalktı."
-
Derlenip götürülmek
- "Ne zaman kalkacağını, nereye gömüleceğini bilmek, bildirmek mümkün değil." (Memduh Şevket Esendal)
-
Hasta iyileşerek gezecek duruma gelmek
- "Hasta bir haftaya kadar kalkar."
-
Varlığı, hayatı son bulmak
- "Halifelik kalktı."
-
[-den]
Yok olmak, artık bulunmamak
- "Ortalıktan kar kalkınca..."
-
[-e]
Girişmek, başlamak, davranmak, yeltenmek
- "Gözlüklerini takmadan okumaya kalktı." (Necati Cumalı)
-
Geçerli olmamak, geçerliğini yitirmek, geçmez olmak
- "Yasanın bu maddesi kalktı."
-
Uygulanmaz olmak
- "Sıkıyönetim kalktı."
-
Güncelliğini yitirmek
- "Bu âdet çoktan kalktı."
-
[-e]
Bir durumdan başka bir duruma geçmek
- "Dörtnala kalkmak."
- "Tırısa kalkmak."
-
[-den]
Başka yere gitmek, taşınmak
- "O yıl, çok geçmeden piyade taburu bizim ilçeden başka ilçeye kalktı." (Necati Cumalı)
-
[-e]
Ayakta beklemek
- "Mektepte cezaya kalkmış gibi duruyorsun." (Falih Rıfkı Atay)
-
[nsz]
Gitmek üzere yerinden ayrılmak
- KARINMA
-
-
[isim]
Karınmak işi
-
[isim]
Karınmak işi
- KEMİRİŞ
-
-
[isim]
Kemirme işi veya biçimi
-
[isim]
Kemirme işi veya biçimi
- MEMLEHA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tuzla
-
[isim]
Tuzla
- METİLİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Metan birleşimlerinin sıfatı
- "Metilik alkol."
-
[sıfat]
Metan birleşimlerinin sıfatı
- MÜSABIK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yarışçı
-
Yarışmacı
-
[isim]
Yarışçı
- ÖĞRETME
-
-
[isim]
Öğretmek işi
-
[isim]
Öğretmek işi
- OMFAZİT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Piroksen grubundan, yeşil renkli doğal silikat
-
[isim]
Piroksen grubundan, yeşil renkli doğal silikat
- ÖZLETME
-
-
[isim]
Özletmek işi
-
[isim]
Özletmek işi
- YUMURTA
-
-
[isim]
Bir dişinin vücudunda oluşan, yumurtlama ve döllenmeden sonra aynı türden bir canlı oluşturan hücre
- "Balık yumurtası. Böcek yumurtası."
-
Kanatlı hayvanların çoğalmasını sağlayan kabuklu bir besin maddesi
-
Tavuk yumurtası
-
Er bezi
- "Koç yumurtası."
-
Çorap onarmakta kullanılan, yumurta biçiminde, genellikle tahta veya mermerden kalıp
-
[isim]
Bir dişinin vücudunda oluşan, yumurtlama ve döllenmeden sonra aynı türden bir canlı oluşturan hücre
- AKBASMA
-
-
[isim]
Katarakt
-
[isim]
Katarakt
- AKILLIM
- ...
- ALIŞMAK
-
-
[-e]
Bir işi tekrarlayarak kolaylıkla yapabilmek
- "Muhtaç değiliz ama ben çalışmaya alıştım." (Etem İzzet Benice)
-
Yadırgamaz duruma gelmek
- "Havaya alışmak. Bulunduğu çevreye alışmak."
-
Uyar duruma gelmek, uygun gelmek, intibak etmek
- "Bu mesleğe alışmış gibi görünüyor." (Nezihe Araz)
-
Sürekli ister olmak
- "Tütüne alışmak. Eğlenceye alışmak."
-
Bağlanmak, ısınmak
- "Birdenbire ona alıştığını hissediyor ve bu işe ayrıca şaşıyordu." (Ahmet Hamdi Tanpınar)
-
Bağımlılık kazanmak
- "İlaca alıştı. Dayağa alıştı."
-
Evcilleşmek, ehlîleşmek
-
[nsz]
Tutuşmak, yanmaya başlamak
-
[-e]
Bir işi tekrarlayarak kolaylıkla yapabilmek
- ANIRMAK
-
-
[nsz]
Eşek bağırmak
-
[nsz]
Eşek bağırmak
- CIRLAMA
-
-
[isim]
Cırlamak işi
-
[isim]
Cırlamak işi
- DARLAMA
- ...