İçinde M geçen 3 harfli kelimeler

İçinde m olan 3 harfli 79 kelime var. İçerisinde M harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında m harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu m harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.

Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ÇİM

1. [isim] Buğdaygillerden, bahçelerin, yol kenarlarının ve parkların yeşillendirilmesinde yararlanılan çok yıllık bitki (Lolium)
2. Yeşilliği bol olan yer

MAŞ

Kelime Kökeni : Farsça

1. [isim] Bir çeşit börülce (Phaseolus aureus)

TEM

Kelime Kökeni : Fransızca

1. [isim] Tema

İMA

Kelime Kökeni : Arapça

1. [isim] Dolaylı olarak anlatma, üstü kapalı olarak belirtme, işaretleme, anıştırma, ihsas
   • "Başkalarına ima ile bile söylemekten çekindiğim en mahrem şeyleri bilen insandın sen." (Peyami Safa)
   • "Öyle bir şey olsa laf arasında muhakkak ima ederdi." (Haldun Taner)
2. Açıkça belirtilmeyen, dolaylı olarak anlatılan şey

CEM

Kelime Kökeni : Arapça

1. [isim] Toplama, bir araya getirme
   • "Haymana'da ayrıca kuvvet cemine teşebbüs ettiler." (Atatürk)
2. Çokluk
3. Toplama

MİR

Kelime Kökeni : Farsça

1. [isim] Baş, kumandan, amir
2. Bey, emir

NOM

1. [isim] Eski Mısır'da şehir devleti

RUM

...

MUM

Kelime Kökeni : Farsça

1. [isim] Bir fitilin üzerine erimiş bal mumu, içyağı, stearik asit veya parafin dökülüp genellikle silindir biçiminde dondurulan ince, uzun aydınlatma aracı
   • "Kandil geceleri bu velilerin yerleri mumlarla donanırdı." (Yahya Kemal Beyatlı)
   • "Öteki çocuklar mum kesilmişler, sahte bir sessizlikle birer disiplin modeli olmuşlardı." (Çetin Altan)
   • "Kısacası, böyle bir komşuyu mumla arasa bulamayacaktır." (Tarık Buğra)
2. Bal mumu
   • "O bu işe çoktan mum olmuştur ama kendini naza çekiyor."
3. Işık şiddeti birimi, kandela
4. Bazı böcekler ve bitkiler tarafından salgılanan, böceklerin deri ve tüylerini, bitkilerin yüzeyini kaplayarak koruyucu görev yapan, içinde serbest yağ asitleri, alkoller ve doymuş hidrokarbonlar bulunan esterler
   • "En bilinen mum, arıların yaptığı bal mumudur."

YEM

1. [isim] Hayvan yiyeceği
2. Kuş ve balık tutmak için tuzağa bırakılan, oltaya takılan yiyecek veya yiyecek görüntüsündeki nesne
   • "İtina ile iğneye yemi taktı." (Sait Faik Abasıyanık)
3. Ağızotu
4. Birini aldatabilmek için hazırlanmış düzen, kullanılan kimse veya şey

MİL

Kelime Kökeni : Rumca

1. [isim] Selin sürükleyip getirdiği çok küçük taneli çamurlaşmış kum ve toprak karışımı

SOM

1. [sıfat] İçi dolu olan ve dışı kaplama olmayan
   • "Köşk, som gümüş bir parmaklıkla ikiye bölünmüştür." (Salâh Birsel)
2. Katışıksız
   • "Karşıki binaların som ve ağır gölgelerinde Orta Çağın bütün azametli sıkleti var." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

MUT

1. [isim] Bütün özlemlerin eksiksiz ve sürekli olarak yerine gelmesinden duyulan kıvanç, kut, saadet

KAM

1. [isim] Şaman

ÇAM

1. [isim] Çamgillerin örnek bitkisi olan, dört mevsim yeşil kalabilen, iğne yapraklı, yurdumuzda birçok türü yetişen bir orman ağacı (Pinus)
   • "Bu hoppa oğlan, karısına ne diller dökecek, ne potlar kıracak, ne çamlar devirecekti." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

MİS

Kelime Kökeni : Arapça

1. [isim] Güzel koku
   • "Hava mis gibi çam kokuyor." (Halide Edip Adıvar)

PİM

Kelime Kökeni : İngilizce

1. [isim] İç içe geçen veya birbiri üzerine gelen parçaları tutturmaya yarayan bir tür tahta veya metal çivi
2. Mobilyalardaki cam rafları taşımak için yan tablalara yerleştirilen kapsüllerin içine takılan silindirik, yassı ve L biçimli raf taşıma aleti

MEN

Kelime Kökeni : Arapça

1. [isim] Yasaklama, izin vermeme

CAM

Kelime Kökeni : Farsça

1. [isim] Soda veya potas katılmış silisli kumun ateşte eritilmesiyle yapılan sert, saydam ve çabuk kırılır cisim
   • "Neden soğuk değil bu su, diye hır çıkarıp camı çerçeveyi indiriyor." (Çetin Altan)
2. [sıfat] Tümü veya bir bölümü bu maddeden yapılmış, sırça
   • "Tıraşa başlarken biri büyük, biri küçük iki örtü alırdı, cam dolabından." (Necati Cumalı)
3. Pencere
   • "Camın önündeki masaların hemen arkasındaki yere oturup kalıyorum." (Sait Faik Abasıyanık)
4. Kadeh, içki

LİM

Kelime Kökeni : Fransızca

1. [isim] Küçük limon