İçinde la olan 5 harfli 233 kelime var. İçerisinde LA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında la olan kelimeler listesine ya da Sonu la ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AL, LA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TAALA
- ...
- TONLA
-
-
[zarf]
Pek çok
- "Bizde ondan tonla var."
-
[zarf]
Pek çok
- VALLA
- ...
- KALAK
-
-
[isim]
Burun, burun ucu
-
Gelin tacı
-
Tezek yığını
-
[isim]
Burun, burun ucu
- VİGLA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Savaş ve ticaret gemilerinin direklerine ve dalyanlarda dikine gömülmüş gönderler üzerine gözcülerin nöbet tutmaları için yapılmış yer
-
[isim]
Savaş ve ticaret gemilerinin direklerine ve dalyanlarda dikine gömülmüş gönderler üzerine gözcülerin nöbet tutmaları için yapılmış yer
- MİLAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hz. İsa'nın doğduğu gün
-
Herhangi bir olayın başlangıcı
- "Bütün uzay araştırmacıları için yepyeni bir milattı bugün." (Murathan Mungan)
-
[isim]
Hz. İsa'nın doğduğu gün
- LASTA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kuzey Avrupa'da kullanılan, 2000 kg'a yakın gemi yüklerine ve büyük miktardaki ticaret mallarına değer biçmeye yarayan kütle ölçü birimi
-
[isim]
Kuzey Avrupa'da kullanılan, 2000 kg'a yakın gemi yüklerine ve büyük miktardaki ticaret mallarına değer biçmeye yarayan kütle ölçü birimi
- LAZER
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Çok güçlü pırıltılar oluşturan, değişik alanlarda kullanılan ışık kaynağı
-
[isim]
Çok güçlü pırıltılar oluşturan, değişik alanlarda kullanılan ışık kaynağı
- LAGOS
- ...
- YAYLA
-
-
[isim]
Akarsularla derin bir biçimde yarılmış, parçalanmış, üzerinde düzlüklerin belirgin olarak bulunduğu, deniz yüzeyinden yüksek yeryüzü parçası, plato
- "Geceleri yaylalar ayaz olur, adamı üşütür." (Memduh Şevket Esendal)
-
Dağlık, yüksek bölgelerde, kışın hayat şartları güç olduğu için boş bırakılan, yazın havası iyi ve serin olan, hayvan otlatma veya dinlenme yeri
-
[isim]
Akarsularla derin bir biçimde yarılmış, parçalanmış, üzerinde düzlüklerin belirgin olarak bulunduğu, deniz yüzeyinden yüksek yeryüzü parçası, plato
- DALAŞ
-
-
[isim]
Kavga, gürültülü bağrışıp çağrışma
-
[isim]
Kavga, gürültülü bağrışıp çağrışma
- KUKLA
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Hareketli yerleri iplikle sanatçının parmaklarına bağlanarak veya eldiven gibi bir kesiti kullanarak bir perdenin üzerinden oynatılan, bez, karton vb. hafif nesnelerden yapılmış insan ve hayvan figürleri
- "Salıncağın üzerindeki kızlar, iki zarif kukla gibi fıldır fıldır dönüyorlardı." (Osman Cemal Kaygılı)
-
Ayakları olmayan, alttan içine el sokularak oynatılan çeşitli nesnelerden yapılmış bebek
-
Bu bebeklerle oynatılan oyun
-
Başkasının etkisinde olan, onun isteklerine göre davranan (kimse)
-
[isim]
Hareketli yerleri iplikle sanatçının parmaklarına bağlanarak veya eldiven gibi bir kesiti kullanarak bir perdenin üzerinden oynatılan, bez, karton vb. hafif nesnelerden yapılmış insan ve hayvan figürleri
- LADİN
-
-
[isim]
Çamgillerden, 50-60 m kadar yükseklikte olan, düz gövdeli, kozalağı aşağıya doğru sarkık, kerestesi ve reçinesi değerli, çam türüne çok yakın bir orman ağacı (Picea)
-
[isim]
Çamgillerden, 50-60 m kadar yükseklikte olan, düz gövdeli, kozalağı aşağıya doğru sarkık, kerestesi ve reçinesi değerli, çam türüne çok yakın bir orman ağacı (Picea)
- LATİN
- ...
- AĞLAK
-
-
[sıfat]
Ağlamaklı
- "Bana ne, onun sarı parlak bir kumaşa sarınmış ağlak suratlı bodur karısından?" (Adalet Ağaoğlu)
-
[sıfat]
Ağlamaklı
- TALAŞ
-
-
[isim]
Testere ile biçilen veya rende, matkap, törpü vb. araçlarla işlenen bir şeyden dökülen kırıntılar
-
[isim]
Testere ile biçilen veya rende, matkap, törpü vb. araçlarla işlenen bir şeyden dökülen kırıntılar
- LAFIZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Söz, kelime
- "Lafız ve mana, tıpkı eskisi gibi birbirinden ayrı telakki ediliyor." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Yasanın sözle anlatmak, bildirmek istediği anlam
-
[isim]
Söz, kelime
- HAMLA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Küreklerin bir kez suya daldırılıp çıkarılması
-
Sandalın bu biçimde aldığı yol
-
Kıçtan birinci oturak
- "Filikada hamlada oturan gemici, bir eliyle rıhtımın kenarına tutunmuş." (Zeyyat Selimoğlu)
-
[isim]
Küreklerin bir kez suya daldırılıp çıkarılması
- HIZLA
-
-
[zarf]
Çabucak
-
[zarf]
Çabucak
- KOLAN
-
-
[isim]
At, eşek vb. hayvanların semerini veya eyerini bağlamak için göğsünden aşırılarak sıkılan yassı kemer
- "Adam döndü, beygirinin semerini almak için kolanını çözmeye başladı." (Necati Cumalı)
- "Bana bak, Ali Çavuş, biz kimseyi soymuyoruz. Onlar kolan çekiyorlar, kolan çekmek nedir be? Dans etmekten farkı ne ki?" (Sait Faik Abasıyanık)
- "Bu salıncağın dibindeki tahtaya iki kız çıkmışlar, hafif hafif kolan vuruyorlardı." (Osman Cemal Kaygılı)
-
Dokuma, deri, kenevir vb. maddelerden yapılan yassı ve enlice bağ
-
Yünden veya iplikten yapılmış, üzeri işli ince kuşak
-
[isim]
At, eşek vb. hayvanların semerini veya eyerini bağlamak için göğsünden aşırılarak sıkılan yassı kemer