İçinde ki olan 5 harfli 130 kelime var. İçerisinde Kİ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ki olan kelimeler listesine ya da Sonu ki ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ÇEKİK

  1. [sıfat] Yanlara doğru çekilerek gerilmiş gibi olan
    • "Çekik göz. Çekik kaş."
  2. İçeriye doğru kaçmış, batık
    • "Zayıf, ince uzun bir vücudu, kuru, çekik esmer bir yüzü var." (Peyami Safa)

KİRİL
...
KİRLİ

  1. [sıfat] Leke, toz vb. ile kaplı, pis, murdar, mülevves
    • "Perdeci, çapaklı gözlerini kirli yumruklarıyla ovuşturarak cevap verdi." (Peyami Safa)
  2. Aybaşı durumunda bulunan (kadın)
  3. Toplumun değer yargılarına aykırı olan
    • "Bu isim bana bir zamanlar İstanbul'un en kirli âlemlerinde yuvalanmış bir simayı hatırlattı." (Halit Ziya Uşaklıgil)

VİSKİ

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Tahıllar malt yapılarak şekerlendirildikten ve gereği kadar mayalandıktan sonra damıtılarak elde edilen alkollü içki

KİLİT

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Anahtar, düğme gibi takılıp çıkarılabilen bir parça yardımıyla çalışan kapatma aleti
    • "Sonunda kapının kilidi göz yaşlarıma dayanamadı." (Yusuf Ziya Ortaç)
    • "O gün her tarafı kilit kürek altına aldı." (Ömer Seyfettin)
    • "... evime kilit kürek ol diye onun sırtını okşar." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Bir yanı değirmi, öbür yanına demir çubuk geçirilmiş olan yarım halka
  3. Atların alnından alt çenesine uzanan beyazlık

KİTLE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İnsan topluluğu
    • "Kendimi bu acı ve acıklı kitlenin bir parçası gibi hissediyordum." (Halide Edip Adıvar)
  2. Kütle

TAKİP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yetişmek, yakalamak veya bulmak amacıyla birinin arkasından gitme, izleme
    • "Hazım Aslan'ı, bir polis hafiyesi gibi günlerce takipten sonra bulmaya muvaffak oldum." (Halide Edip Adıvar)
    • "Kocası okurken gözleriyle satırları takip ediyor, elleriyle boncuk çantasını ovalıyordu." (Ömer Seyfettin)
  2. Ardınca gitme veya gelme
    • "Çocuk, babasının kendisini takibinden memnun olmadı."
    • "Bu yolu takip ederseniz eve varırsınız."
  3. Kovuşturma, kovuşturulma
    • "Savcılık, basın suçlarının takibinden sorumludur."
    • "Modayı takip etmek."
  4. İzinden gitme, uyma, izleme
    • "Atatürk'ün düşüncelerini takip, gençliğin başlıca amacıdır."
    • "Öğretmenin anlattıklarını takip etmek."
  5. Geri çekilmekte olan düşmanı yok etmek için yapılan hareket

BAKİR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Cinsel ilişkide bulunmamış (erkek)
  2. El değmemiş, kullanılmamış
  3. İşlenmemiş (toprak)
  4. Eskimemiş, yıpranmamış, yeni

DİKİT

  1. [isim] Mağaralarda tavandan damlayan kireçli suların katılaşmasıyla tabandan yukarıya doğru oluşan kalker birikintisi, stalagmit

KİMYA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Maddelerin temel yapılarını, birleşimlerini, dönüşümlerini, çözümleme, birleşim ve üretim yöntemlerini inceleyen bilim
    • "Sıla kimya olmuş burnuma tüter / Yol ver dağlar ben sılaya gideyim." (Halk türküsü)
  2. Üstün özellikler taşıyan çok değerli şey
    • "Emniyetlerini kazanmak için bu esrar bir kimya gibi gizli kalmalıdır." (Reşat Nuri Güntekin)

SİLKİ

  1. [isim] Uykuda sıçrama

KİKLA

  1. [isim] Lapinagillerden, güzel renkli, 50 cm uzunluğunda bir balık (Labrus berggylta)

SAKİM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Bozuk, yanlış, eksik

KEŞKİ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [ünlem] Keşke
    • "Keşki ölüp kalsaymışım, keşki Münif'le tekrar görüşmemiz hiç nasip olmasaydı." (Atilla İlhan)

KESKİ

  1. [isim] Ağaç, taş, metal vb.ni yontmaya yarayan, bir ucu keskin çelik araç
  2. Demir ve sac kesmek için üzerine çekiçle vurularak yürütülen keskin araç, tırnak
  3. Pulluk gövdesi önüne takılan ve toprağı kesip ayıran, bıçak veya disk biçiminde çelikten yapılmış pulluk parçası

KİLÜS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bağırsaktan gelen, içinde yağ damlacıkları bulunan ak kan

KİSVE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kılık kıyafet
    • "Lakin bir türlü ahaliye mahsus kisveyi üzerinden atamamış..." (Refik Halit Karay)
  2. Hacıların Kâbe'de giydikleri beyaz üstlük

HEKİM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İnsanlardaki hastalıkları teşhis ve onları ilaçlarla veya bazı araçlarla tedavi eden kimse, doktor, tabip
    • "Hekim, ebenin kendi odasına geleceğini sandıysa doğru çıkmadı." (Memduh Şevket Esendal)

KİTAP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ciltli ve ciltsiz olarak bir araya getirilmiş, basılı veya yazılı kâğıt yaprakların bütünü
    • "Ona son olarak rüya için kitaptaki tabiri aramanın abes olduğunu söylediğimi hatırlıyorum." (Abdülhak Şinasi Hisar)
    • "Müfettiş Bey güldü ama babacan gülüşü değildi bu; tam tersine, işini kitaba uydurmuşların güveni vardı onda." (Tarık Buğra)
  2. Herhangi bir konuda yazılmış eser
    • "Acaba bir edebiyat kitabında hazır bir tarif bulamaz mıyız?" (Falih Rıfkı Atay)
  3. Kutsal kitap

SEKİZ

  1. [isim] Yediden sonra gelen sayının adı
  2. Bu sayıyı gösteren 8, VIII rakamlarının adı
  3. [sıfat] Yediden bir artık

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü