İçinde EH olan 8 harfli 61 kelime var. İçerisinde EH bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında EH olan kelimeler listesine ya da Sonu EH ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E H Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EH, HE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- PANZEHİR
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Zehrin etkisini ortadan kaldırabilme özelliği olan madde, antidot
-
[isim]
Zehrin etkisini ortadan kaldırabilme özelliği olan madde, antidot
- MÜNEZZEH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Temiz, arı
-
Uzak
-
[sıfat]
Temiz, arı
- HODBEHOT
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[zarf]
Kendi kendine, kendi kafasıyla, kendiliğinden, kimseye danışmadan
-
[zarf]
Kendi kendine, kendi kafasıyla, kendiliğinden, kimseye danışmadan
- MUVACEHE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yüzleşme, yüz yüze gelme
-
[isim]
Yüzleşme, yüz yüze gelme
- BEHRESİZ
-
-
[sıfat]
Payı, nasibi, hissesi olmayan, bibehre
- "İnsaftan behresiz."
-
[sıfat]
Payı, nasibi, hissesi olmayan, bibehre
- MÜCEHHEZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Donanmış
- "Ama asıl tüm ulus çocuklarının bu kafa disiplini ile mücehhez olması gerek." (Haldun Taner)
-
Hazırlıklı, hazırlanmış
-
[sıfat]
Donanmış
- REHBERLİ
-
-
[sıfat]
Rehberi olan
- "Eli rehberli Amerikan turistleri gibi geldikleri şehrin önce tarihî anıtlarını ziyaret ederler." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Rehberi olan
- MÜÇTEHİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ayet ve hadislere dayanarak yargıya varan, karar veren din düşünürü
-
[isim]
Ayet ve hadislere dayanarak yargıya varan, karar veren din düşünürü
- HEMŞEHRİ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Aynı ilden olan kimse, memleketli
-
[ünlem]
"Arkadaş, ahbap" anlamında bir seslenme sözü
-
[isim]
Aynı ilden olan kimse, memleketli
- TEFEHHÜM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Anlama
-
[isim]
Anlama
- BEYŞEHİR
- ...
- MEHTAPLI
-
-
[sıfat]
Mehtabı olan
- "Nihayet mehtaplı ılık ağustos akşamında atıma atladım." (Halide Edip Adıvar)
-
[sıfat]
Mehtabı olan
- MÜŞEBBEH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bir şeyle arasında benzerlik bulunan, benzetilen
-
[sıfat]
Bir şeyle arasında benzerlik bulunan, benzetilen
- ZEHİRSİZ
-
-
[sıfat]
Zehirli olmayan
- "Kuyruğu kuş yuvalarına, yosunların içinde büyümüş, zehirsiz bir su yılanının ürkek tavrıyla dokunuyor." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Zehirli olmayan
- EBLEHLİK
-
-
[isim]
Ebleh olma durumu, eblehleşme
-
[isim]
Ebleh olma durumu, eblehleşme
- NEVŞEHİR
- ...
- MÜZEHHEP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Altın suyuna batırılmış olan
-
Yaldızla süslenmiş, yaldızlanmış
-
[sıfat]
Altın suyuna batırılmış olan
- ZEHRETME
-
-
[isim]
Zehretmek durumu
-
[isim]
Zehretmek durumu
- ALAŞEHİR
- ...
- ŞEHİTLİK
-
-
[isim]
Şehit olma durumu
-
Şehitlerin gömüldüğü mezarlık
-
[isim]
Şehit olma durumu