İçinde al olan 7 harfli 677 kelime var. İçerisinde AL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında al olan kelimeler listesine ya da Sonu al ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AL, LA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- PASTALI
-
-
[sıfat]
Üzerinde pasta (III) bulunan
- "Pastalı kaporta."
-
[sıfat]
Üzerinde pasta (III) bulunan
- ARBALET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kundaklı, tetikli yay
-
[isim]
Kundaklı, tetikli yay
- ÇALINMA
-
-
[isim]
Çalınmak işi
-
[isim]
Çalınmak işi
- HOCALIK
-
-
[isim]
Hoca olma durumu veya hocanın yaptığı iş
- "Viyana üniversitesinde hocalığım sırasında amirim olan profesör ağır hasta idi." (Haldun Taner)
- "Mülkiyede Osmanlı tarihi alanında hocalık, müdürlük, yazarlık etmiş." (Ruşen Eşref Ünaydın)
-
[isim]
Hoca olma durumu veya hocanın yaptığı iş
- KALPLIK
-
-
[isim]
Düzmelik, sahtelik
-
İş yapma isteksizliği
-
[isim]
Düzmelik, sahtelik
- LALELİK
-
-
[isim]
Osmanlı seramik ve cam sanatının güzel örneklerinden olan ve içine lale konulan vazo
-
[isim]
Osmanlı seramik ve cam sanatının güzel örneklerinden olan ve içine lale konulan vazo
- TAHTALI
-
-
[sıfat]
Tahtası olan
-
Tahtalı güvercin
-
[sıfat]
Tahtası olan
- TALAKAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Düzgün söz söyleme kolaylığı
- "Sakin ve çekingen Ahmet Naci, umulmaz bir talakat ve hararetle uzun uzun söyledi." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Düzgün söz söyleme kolaylığı
- ALDATIŞ
-
-
[isim]
Aldatma işi veya biçimi
- "Falsolu vuruş kalleşçe bir aldatıştır." (Haldun Taner)
-
[isim]
Aldatma işi veya biçimi
- MUTTALİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Öğrenmiş, haber almış, bilgi edinmiş
-
[sıfat]
Öğrenmiş, haber almış, bilgi edinmiş
- CELALLİ
-
-
[sıfat]
Sert ve öfkeli (kimse)
- "İyi ve memnun zamanlarında ne kadar nazikse sıkıldığı, kızdığı vakit de o kadar celalli ve kaba olurdu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Coşkun
- "Bir vakitler kükreyip taşan celalli bir nehirmiş." (Haldun Taner)
-
Hırçın
-
[sıfat]
Sert ve öfkeli (kimse)
- FACİALI
-
-
[sıfat]
Faciası olan, facia gibi karşılanan
- "Şimdi karşısında bulunduğu vaziyet o kadar facialıydı ki böyle hafif teessürlerle geçiştirilmesine imkân bulamıyordum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Faciası olan, facia gibi karşılanan
- HAVALIK
- ...
- KONYALI
- ...
- ALDANIŞ
-
-
[isim]
Aldanma işi veya biçimi, kanma
-
[isim]
Aldanma işi veya biçimi, kanma
- AYNALIK
-
-
[isim]
Geminin ve bağlı bulunduğu limanın adı yazılan, düz veya az yuvarlak kıç bölüm
-
[isim]
Geminin ve bağlı bulunduğu limanın adı yazılan, düz veya az yuvarlak kıç bölüm
- AZALTIM
- ...
- BUNALMA
-
-
[isim]
Bunalmak işi
-
[isim]
Bunalmak işi
- CADALOZ
-
-
[sıfat]
Çok konuşan, huysuz ve şirret (kadın)
-
Çirkin, yaşlı (kadın)
-
[sıfat]
Çok konuşan, huysuz ve şirret (kadın)
- ÇEMBALO
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Klavsen
-
[isim]
Klavsen