İçinde aba olan 6 harfli 31 kelime var. İçerisinde ABA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında aba olan kelimeler listesine ya da Sonu aba ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A A B Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ABA
2 Harfli Kelimeler
AB
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KABALA
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Doğaüstü varlıklarla ilişki kurma sanatı
-
Yahudilerde, yazılı olarak konulmuş olan Tanrı kanunlarının yanında, ağızdan ağıza geçen din buyruklarının, İbrani felsefesinin ve efsane yazılarının tamamı
-
Bu öğretinin yandaşlarının tamamı
-
[isim]
Doğaüstü varlıklarla ilişki kurma sanatı
- AKRABA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kan veya evlilik yoluyla birbirine bağlı olan kimseler, hısım
- "Geceleyin, babam, amcam, akrabamız, hepsi istasyonda idiler." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Oluşma yönünden aynı kaynağa dayanan şeyler
- "Akraba diller."
-
Biri, diğerinin doğurduğu sonuç veya olgular
- "Zulüm zorbalıkla akrabadır."
-
[isim]
Kan veya evlilik yoluyla birbirine bağlı olan kimseler, hısım
- ABARTI
-
-
[isim]
Bir şeyi, bir olayı olduğundan büyük veya çok gösterme, mübalağa
-
[isim]
Bir şeyi, bir olayı olduğundan büyük veya çok gösterme, mübalağa
- AKBABA
-
-
[isim]
Akbabagillerden, başı ve boynu çıplak olan, dağlık yerlerde yaşayan, leşle beslenen, çok yüksekten uçarak keskin gözleriyle çok uzakları görebilen, iri ve yırtıcı bir kuş, kerkes (Vultur monachus)
-
[sıfat]
İhtiyar
-
[sıfat]
Çıkarı için başkalarını sömüren
-
[isim]
Akbabagillerden, başı ve boynu çıplak olan, dağlık yerlerde yaşayan, leşle beslenen, çok yüksekten uçarak keskin gözleriyle çok uzakları görebilen, iri ve yırtıcı bir kuş, kerkes (Vultur monachus)
- GABARİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bazı eşyaya verilmesi gereken boyutları, yan görüşü çizmeye, hazırlamaya veya denetlemeye yarayan örnek
-
Motorlu veya motorsuz taşıtların köprü vb. altından rahatça geçebilmeleri için en yüksek boyutları belirten ölçüler
-
Bir binanın, yöre imar dairesinin öngördüğü azami yüksekliği
-
[isim]
Bazı eşyaya verilmesi gereken boyutları, yan görüşü çizmeye, hazırlamaya veya denetlemeye yarayan örnek
- LABADA
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Karabuğdaygillerden, dere kıyılarında, sulak çayırlarda kendiliğinden yetişen, çok yıllık ve yaprakları sebze olarak kullanılan bir bitki, efelek (Rumex petientia)
-
[isim]
Karabuğdaygillerden, dere kıyılarında, sulak çayırlarda kendiliğinden yetişen, çok yıllık ve yaprakları sebze olarak kullanılan bir bitki, efelek (Rumex petientia)
- KABARA
-
-
[isim]
Dayanıklılık sağlamak amacıyla, ayakkabıların altına çakılan, yassı ve iri başlı demir çivi
-
Süs olarak odaların ahşap bölümlerine, türlü biçimler yapmak için çakılan iri başlı, sarı çivi
-
Kumaş kaplı mobilyanın kenarındaki şeridin üzerine ara verilmeden çakılan süslü çivi
-
[isim]
Dayanıklılık sağlamak amacıyla, ayakkabıların altına çakılan, yassı ve iri başlı demir çivi
- BABALI
-
-
[sıfat]
Babası olan
-
[sıfat]
Babası olan
- TARABA
-
-
[isim]
Tahta perde
-
[isim]
Tahta perde
- ABANIŞ
-
-
[isim]
Abanma işi
-
[isim]
Abanma işi
- KABANA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Genellikle otelin ana binasının dışında, plaj veya havuz kıyısında bir oda
-
[isim]
Genellikle otelin ana binasının dışında, plaj veya havuz kıyısında bir oda
- ABANOZ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Abanozgillerden, sıcak ülkelerde yetişen, kerestesinden yararlanılan birçok ağacın ortak adı
- "Abanoz gibi tahta."
-
Bu ağacın ağır, sert ve siyah renkli tahtası
-
[sıfat]
Bu tahtadan yapılmış
- "Tunç işlemeli küçücük bir abanoz masa üzerinde açık bırakılmış bir kitap gördü." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Koyu, parlak siyah
-
[isim]
Abanozgillerden, sıcak ülkelerde yetişen, kerestesinden yararlanılan birçok ağacın ortak adı
- ABAKÜS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Sayı boncuğu
-
Sütun başlığının üstüne yatay olarak konan ve kenarlarından biraz dışarı taşan taş blok
-
[isim]
Sayı boncuğu
- KALABA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kalabalık
-
[isim]
Kalabalık
- TABAKA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Katman
- "Madenin üzerindeki kalın toprak tabakası kaldırılıyor."
-
Baskı ve yazıda kullanılan, değişik boyutlarda kesilmiş kâğıt
-
Derece
-
Katman
- "Bu insan nehrinin en aşağı tabakası, ipsiz takımıdır." (Salâh Birsel)
-
[isim]
Katman
- ALABAŞ
-
-
[isim]
Turpgillerden, şalgama benzeyen bir bitki
-
[isim]
Turpgillerden, şalgama benzeyen bir bitki
- ABANMA
-
-
[isim]
Abanmak işi
-
[isim]
Abanmak işi
- KABACA
-
-
[sıfat]
İrice, büyükçe
-
[zarf]
Kaba bir biçimde
- "Kendisini de pek kabaca kovan adamı gördü." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[zarf]
Yaklaşık olarak
-
[sıfat]
İrice, büyükçe
- KASABA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Şehirden küçük, köyden büyük, henüz kırsal özelliklerini yitirmemiş olan yerleşim merkezi, belde
- "Alayın bir ucu mezarlığa vardığı hâlde öteki ucu daha kasabanın dar sokaklarında birbirini eziyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Şehirden küçük, köyden büyük, henüz kırsal özelliklerini yitirmemiş olan yerleşim merkezi, belde
- ABASIZ
-
-
[sıfat]
Aba giymemiş olan
- "İçim muradına ermiş / Abasız postsuz bir derviş." (Ahmet Hamdi Tanpınar)
-
[sıfat]
Aba giymemiş olan