İçinde ş olan 8 harfli 1456 kelime var. İçerisinde Ş harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ş harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu ş harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÇEMKİRİŞ
-
-
[isim]
Çemkirme işi veya biçimi
-
[isim]
Çemkirme işi veya biçimi
- LİFLEŞME
-
-
[isim]
Lifleşmek durumu veya biçimi
-
[isim]
Lifleşmek durumu veya biçimi
- MORLAŞMA
-
-
[isim]
Morlaşmak işi
-
[isim]
Morlaşmak işi
- ŞAMATALI
-
-
[sıfat]
Gürültülü, patırtılı
- "Ben kendim, ırk ve din ayrılığına bakmadan bu şamatalı politika dünyasında daima insanların birliğine inanıyordum." (Halide Edip Adıvar)
-
[sıfat]
Gürültülü, patırtılı
- ŞARKKARİ
- ...
- BAŞLATMA
-
-
[isim]
Başlatmak işi
-
[isim]
Başlatmak işi
- BOLŞEVİK
- ...
- GETİRTİŞ
- ...
- HARCANIŞ
- ...
- HAVLAYIŞ
-
-
[isim]
Havlama işi veya biçimi
-
[isim]
Havlama işi veya biçimi
- IŞIKLAMA
-
-
[isim]
Çevirim sırasında, aydınlatılmış olan konunun görüntüsünün duyar kat üzerine belirli bir süre düşerek etkilemesi
-
[isim]
Çevirim sırasında, aydınlatılmış olan konunun görüntüsünün duyar kat üzerine belirli bir süre düşerek etkilemesi
- KOFLAŞMA
-
-
[isim]
Koflaşmak işi
-
[isim]
Koflaşmak işi
- KUŞÇULUK
-
-
[isim]
Kuş yetiştirme merakı veya kuş yetiştirip satma işi
-
[isim]
Kuş yetiştirme merakı veya kuş yetiştirip satma işi
- MÜŞEVVİK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Arzusunu çoğaltan, isteğini artıran
-
Ayartan, kışkırtan, önayak olan
- "Mukavemet müşevviklerine itibar etmeyiniz, felaket getirir." (Atilla İlhan)
-
[sıfat]
Arzusunu çoğaltan, isteğini artıran
- RESMEDİŞ
- ...
- ÜLEŞİLME
-
-
[isim]
Üleşilmek işi
-
[isim]
Üleşilmek işi
- DÜŞÜNMEK
-
-
[-i]
Aklından geçirmek, göz önüne getirmek
- "Ezberi düşünmekten, söylediklerimizin anlamını düşünmezdik." (Çetin Altan)
- "Düşünün taşının, yarın öbür gün cevap ve imza bekliyoruz." (Ruşen Eşref Ünaydın)
-
[-de]
Bir sonuca varmak amacıyla bilgileri incelemek, karşılaştırmak ve aradaki ilgilerden yararlanarak düşünce üretmek, zihinsel yetiler oluşturmak, muhakeme etmek
- "Türlü şiir anlayışları üzerinde düşünmüş, zaman zaman türlü şairleri sevmiştir." (Orhan Veli Kanık)
-
[nsz]
Zihniyle arayıp bulmak
- "Bu iş için ben bir çare düşündüm."
-
Bir şeye karşı ilgili ve titiz davranmak
- "Durmadan geziyorsun, biraz da derslerini düşün."
-
Akıl etmek, ne olabileceğini önceden kestirmek
- "Benim kayısılara müşteri çıkmam ihtimalini düşünmüştü." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Tasarlamak
- "Yola çıkmayı düşünüyorum."
-
[nsz]
Tasalanmak, kaygılanmak
- "Bu kadar düşünme, elbette bir çare bulunur."
-
[nsz]
Farz etmek
-
[-i]
Aklından geçirmek, göz önüne getirmek
- KADEHDAŞ
-
-
[isim]
Birlikte içki içmeyi seven kadeh arkadaşı
- "Hele içerken, insan mutlaka bir kadehdaş istiyor." (Ercüment Ekrem Talu)
-
[isim]
Birlikte içki içmeyi seven kadeh arkadaşı
- PİŞKİNCE
-
-
[sıfat]
Biraz pişkin
-
[zarf]
Pişkine yakışır biçimde
-
[sıfat]
Biraz pişkin
- ŞADIRVAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Genellikle cami avlularında bulunan, çevresindeki musluklardan ve ortasındaki fıskiyeden su akan, üzeri kubbeli veya açık havuz
- "Eski cami yıkıldığı hâlde, onun şadırvan avlusu, olduğu gibi yerinde kalmış." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Genellikle cami avlularında bulunan, çevresindeki musluklardan ve ortasındaki fıskiyeden su akan, üzeri kubbeli veya açık havuz