İçinde ş olan 8 harfli 1456 kelime var. İçerisinde Ş harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ş harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu ş harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÇARŞAFÇI
-
-
[isim]
Çarşaf yapan veya satan kimse
-
[isim]
Çarşaf yapan veya satan kimse
- ÇEŞNİLİK
-
-
[isim]
Yemeğe çeşni vermek için katılan baharat vb
-
[isim]
Yemeğe çeşni vermek için katılan baharat vb
- ÇİMLEYİŞ
-
-
[isim]
Çimleme işi veya biçimi
-
[isim]
Çimleme işi veya biçimi
- GELİŞKİN
-
-
[sıfat]
Gelişmiş olan, mütekâmil
- "Sorunları ve titreşimleriyle, çok gelişkin bir insan." (Selim İleri)
-
[sıfat]
Gelişmiş olan, mütekâmil
- KULLANIŞ
-
-
[isim]
Kullanma işi veya biçimi
-
[isim]
Kullanma işi veya biçimi
- TIKIŞMAK
-
-
[-e]
Birlikte bir yere tıkılmak
- "Altı kişi bir arabaya tıkıştılar."
-
[-e]
Birlikte bir yere tıkılmak
- YAPIŞMAK
-
-
[nsz]
Yapışıcı olan veya yapışkan bir maddeye bulanmış olan bir şey ayrılmayacak bir biçimde bir yere tutunup kalmak
- "Zarfın iyice yapışıp yapışmadığına o kadar dikkat etti ki..." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[-e]
İyice yaklaşmak, sokulup değmek
- "Geri geri giderek duvara yapıştı."
-
[-e]
Aralık bırakmayacak biçimde üzerine dokunmak
- "Islanan tül gömleği pembe vücuduna yapıştı." (Ömer Seyfettin)
-
[-e]
Bir iş yapmak amacıyla, hevesle bir şeyi eline almak
- "Dişlerine oltayı almış, tekrar küreklere yapışmıştı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[-e]
Sıkıca yakalamak, tutmak, sarılmak
- "Niçin yalan söylüyor, bu zavallıya iftira ediyorsun, diye kulağıma yapıştı." (Ömer Seyfettin)
-
Birini rahatsız etmek, sataşmak, peşini bırakmamak, musallat olmak
-
[nsz]
Yapışıcı olan veya yapışkan bir maddeye bulanmış olan bir şey ayrılmayacak bir biçimde bir yere tutunup kalmak
- YAŞARTMA
-
-
[isim]
Yaşartmak işi veya durumu
-
[isim]
Yaşartmak işi veya durumu
- AĞILAŞMA
-
-
[isim]
Ağılaşmak durumu
-
[isim]
Ağılaşmak durumu
- AŞKINLIK
-
-
[isim]
Aşkın olma durumu
- "Cinsel aşkınlığa hiç olmazsa kâğıt üstünde yaklaşabiliyoruz." (Selim İleri)
-
[isim]
Aşkın olma durumu
- DIŞLANMA
-
-
[isim]
Dışlanmak işi veya durumu
-
[isim]
Dışlanmak işi veya durumu
- FIŞLAMAK
-
-
[nsz]
Fıkramak
-
[nsz]
Fıkramak
- PAŞABABA
-
-
[isim]
Paşalık yapmış dede
-
[isim]
Paşalık yapmış dede
- PEKLEŞME
-
-
[isim]
Pekleşmek işi
-
[isim]
Pekleşmek işi
- ZORLAYIŞ
-
-
[isim]
Zorlama işi veya biçimi
-
[isim]
Zorlama işi veya biçimi
- BURKULUŞ
- ...
- ÇOĞALTIŞ
-
-
[isim]
Çoğaltma işi veya biçimi
-
[isim]
Çoğaltma işi veya biçimi
- DEVREDİŞ
- ...
- DİDİŞKEN
-
-
[sıfat]
Didişmekten hoşlanan
- "Et ayrıca insanı didişken yapar, ihtirasları körükler." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Didişmekten hoşlanan
- FIRLAYIŞ
-
-
[isim]
Fırlama işi veya biçimi
-
[isim]
Fırlama işi veya biçimi