İçinde ıs olan 7 harfli 73 kelime var. İçerisinde IS bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ıs olan kelimeler listesine ya da Sonu ıs ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ASKISIZ
-
-
[sıfat]
Askısı olmayan
-
[sıfat]
Askısı olmayan
- ISTAMPA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Ağaç, metal vb. üzerine oyulduktan sonra bir yere basılan biçim
-
Bu tür biçim veya resimleri basmaya yarayan kalıp, damga, mühür
-
İçinde, mühür, damga vb.ni mürekkeplemeye yarayan çuha bulunan kutu
- "Sol elinin başparmağını ıstampada mürekkepleyip pulun üstüne bastırdılar." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Ağaç, metal vb. üzerine oyulduktan sonra bir yere basılan biçim
- ISIALAN
-
-
[sıfat]
Oluşumu sırasında ısı alan (birleşme, tepkime), endotermik
-
[sıfat]
Oluşumu sırasında ısı alan (birleşme, tepkime), endotermik
- SIZISIZ
-
-
[sıfat]
Sızısı olmayan
-
[sıfat]
Sızısı olmayan
- KISALMA
-
-
[isim]
Kısalmak işi
-
[isim]
Kısalmak işi
- SAYISIZ
-
-
[sıfat]
Sayılmayacak kadar çok, pek çok
- "Hünerli elleriyle halkımızın eli öpülesi sayısız çalışkan analarından biriydi." (Necati Cumalı)
-
[sıfat]
Sayılmayacak kadar çok, pek çok
- SAYISAL
-
-
[sıfat]
Sayı ile ilgili, sayıya dayanan
- "Sayısal telefon."
-
Sayıya dayanan konuları kapsayan (sınav)
-
[sıfat]
Sayı ile ilgili, sayıya dayanan
- ISINMAK
-
-
[nsz]
Sıcak duruma gelmek
- "Havalar ısınınca bizim ahbaplar ayaklandılar." (Burhan Felek)
-
Üşümesini gidermek
- "Hele işini biraz bırak da şöyle sobanın yanına otur, biraz ısın, dinlen..." (Refik Halit Karay)
-
Yadırgamaz olmak, hoşlanır olmak, alışmak, benimsemek
- "Bunca çabamıza karşın halkımızın Batı müziğine ısınamadığını söyledi." (Necati Cumalı)
-
Var olan gerginlik sona ermek
- "Çaylar dağıldıktan sonra ortalık oldukça ısındı." (Halide Edip Adıvar)
-
[nsz]
Sıcak duruma gelmek
- ISLAHAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Daha iyi duruma getirmek için yapılan değişiklik, düzeltme veya iyileştirme, reform
- "Kadıncağıza paşadan kalan aylık her yeni devlet ıslahatında kırılıp küçülüyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Daha iyi duruma getirmek için yapılan değişiklik, düzeltme veya iyileştirme, reform
- ISITMAK
-
-
[-i]
Sıcak duruma getirmek
- "Bak buraya, dedim, mangalda çay var, istersen ısıtır, içersin." (Memduh Şevket Esendal)
-
Çekici, olumlu, hoş bir duruma getirmek
- "Orada kapkaranlık, soğuk geceleri ısıtan bir aydınlık vardı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[-i]
Sıcak duruma getirmek
- KISIKÇA
-
-
[sıfat]
Biraz kısılmış
- "Halide'yi ararken mutfakta kısıkça sesli, başı yazma yemeni, sırtı örme hırkalı ihtiyarca bir hanımla karşılaştık." (Memduh Şevket Esendal)
-
[zarf]
Biraz kısılmış olarak
-
[sıfat]
Biraz kısılmış
- ISTIRAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Zorunluluk
-
[isim]
Zorunluluk
- MISKALA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Metal veya deri parlatmaya yarar alet
-
[isim]
Metal veya deri parlatmaya yarar alet
- KISITLI
-
-
[sıfat]
Kısıtlanmış, kısıt altına alınmış, mahcur
- "En az ilkokul mezunu olmayanlar, kısıtlılar... milletvekili seçilemezler." (Anayasa)
-
Sınırlanmış
-
[sıfat]
Kısıtlanmış, kısıt altına alınmış, mahcur
- MISIRLI
- ...
- ISPANAK
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Ispanakgillerden, yapraklarından sebze olarak yararlanılan bir bitki (Spinacia oleracea)
-
[isim]
Ispanakgillerden, yapraklarından sebze olarak yararlanılan bir bitki (Spinacia oleracea)
- TIPKISI
-
-
[isim]
Aynı
-
[isim]
Aynı
- IPISSIZ
-
-
[sıfat]
Çok ıssız, ıssız
- "Tepenin ardı ıpıssızdı." (Abbas Sayar )
-
[sıfat]
Çok ıssız, ıssız
- KISACIK
-
-
Çok kısa
- "Kısacık haberi yutarcasına okumuş." (Atilla İlhan)
-
Çok kısa
- ISIRMAK
-
-
[-i]
Dişleri arasına alıp sıkmak
- "Dolu bir kadeh içti ve meze yerine alt dudağını ısırdı." (Aka Gündüz)
- "Isıracak köpek dişlerini göstermezmiş zaten, ne zaman iyisini gördük?" (Emine Işınsu)
-
[nsz]
Dişleriyle koparmak
- "Koparın bir tane de ısırın bakın..." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Rüzgâr sert esmek, keskin bir biçimde etkilemek
- "Ayaz insanın yüzünü ısırıyordu." (Tarık Buğra)
-
Kumaş dalamak, kaşındırmak
-
[-i]
Dişleri arasına alıp sıkmak