İçinde ın olan 5 harfli 59 kelime var. İçerisinde IN bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ın olan kelimeler listesine ya da Sonu ın ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ÇINAR

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] İki çeneklilerden, 30 m'ye kadar uzayabilen, gövdesi kalın, uzun ömürlü, geniş yapraklı bir ağaç (Platanus)

IŞKIN

  1. [isim] Bir ravent türü
    • "Kuşburnunu budarlar / Işkın sürmesin diye." (Halk türküsü)

MAYIN

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Toprak altına, üstüne veya suyun içine yerleştirilen, doğrudan doğruya, çarpma veya basınç etkisiyle patlayarak zarara yol açan patlayıcı madde
    • "Akustik mayın. Mıknatıslı mayın."

ARŞIN

  1. [isim] Yaklaşık olarak 68 cm'ye eşit olan uzunluk ölçüsü
    • "Bu duvarlar yerden bir arşın kadar yüksek, üstünde güzel bir parmaklığı olan duvarlardı." (Memduh Şevket Esendal)

SAKIN

  1. [ünlem] "Asla yapma" anlamında bir söz
    • "Aman matmazel, sakın dışarı çıkmayınız!" (Sait Faik Abasıyanık)
  2. "Korkulacak bir durum olmasın" anlamında bir söz
    • "Sakın bulaşıcı bir hastalık olmasın!"

YAKIN

  1. [sıfat] Az bir ara ile ayrılmış olan (zaman veya yer), uzak karşıtı
  2. Küçük, önemsiz değişikliklerle birbirinden ayrılan
    • "Buna yakın bir söz söyledi."
  3. Aralarında sıkı ilgi bulunan
  4. Benzeyen, andıran, yaklaşan
    • "Beş dönüme yakın bahçesi bir ormanı andırırdı." (Ömer Seyfettin)
  5. Erişmesi, olması zaman bakımından yaklaşmış olan
    • "Elli yaşında adam, ellisine yakın kadın..." (Sait Faik Abasıyanık)
  6. [isim] Uzak olmayan yer
    • "Yakınımızda otururlar."
  7. [isim] Aralarında sıkı ilişki olan arkadaş, dost veya akraba
    • "Türkçe konuştuğu için bana kendi yakınlarımızdan biri hissini veren yaşlı garson yanımıza geldi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

ZIBIN

  1. [isim] Bebeklere iç çamaşırı olarak giydirilen, ince pamukludan kısa ve kollu giysi
  2. Kolsuz giysi

ÇINGI

  1. [isim] Kıvılcım
  2. Parça, zerre

SINAİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Sanayi ile ilgili

AZGIN

  1. [sıfat] Azmış olan, azılı
    • "Azgın hayvanın yularını kavrayarak başını alabildiğine havaya kaldırdı." (Haldun Taner)
  2. Çabuk iltihaplanan, yarası hemen kapanmayan (ten)
  3. Çok yaramaz (çocuk)
  4. Cinsel istekleri aşırı olan
  5. Coşmuş, taşmış
    • "Azgın su."
  6. Gözü hiçbir şeyden yılmayan

ARGIN

  1. [sıfat] Yorgun, zayıf, bitkin
    • "Bir beyaz taycağız bakımsız, argın." (Ömer Seyfettin)
  2. Beceriksiz

KAYIN

  1. [isim] Kayıngillerin örnek bitkisi olan, 30-40 m boyunda, 2 m çapında, kışın yapraklarını döken, kerestesi beyaz ve değerli olan bir orman ağacı (Fagus orientalis)
  2. [sıfat] Bu ağaçtan yapılmış

SINIF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Öğrencilerin yıllık öğrenime göre ayrıldıkları bölümlerden her biri
    • "Birinci sınıf öğrencileri."
  2. Çeşitli amaçlarla oluşmuş kümeler
  3. Ders okutulan yer, dershane, derslik
  4. Önemlerine, niteliklerine göre kişi veya nesnelerin yerleştirildiği kategorilerden her biri
    • "Üçüncü sınıf bir gazeteciydi." (Necati Cumalı)
  5. Takımlardan oluşan birlik, dalların alt bölümü
    • "Memeliler, kuşlar, balıklar, omurgalılar dalının birer sınıfıdırlar."
  6. Belli ortak belirtileri olan tek tek nesneler öbeği
  7. Bir toplumda, aynı görevi yapan, aynı yararı sağlayan, aynı şartlarda yaşayan büyük insan grubu, klas
    • "Parter, her sınıftan insanla hıncahınç dolu idi." (Reşat Nuri Güntekin)

NALIN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Takunya
    • "Çarşı hamamlarındaki nalınlar da boy boymuş." (Salâh Birsel)

SINAV

  1. [isim] Öğrencilerin veya bir işe girmek isteyenlerin bilgi derecesini anlamak için yapılan yoklama, imtihan, test
  2. Direnme, dayanışma, güç gerektiren, sonuçta bir deneyim kazandıran zor durum
    • "Evliliğin ilk yılları bir sınavdır."

AYDIN

  1. [sıfat] Işık alan, ışıklı, aydınlık
    • "Aydın bir oda."
  2. Kültürlü, okumuş, görgülü, ileri düşünceli (kimse), münevver
    • "Akşam gazetesi, yurt aydınlarıyla konuşarak bizde niçin yazar yetişmediğinin sebeplerini araştırdı." (Orhan Veli Kanık)
  3. Kolayca anlaşılacak kadar açık, vazıh (söz veya yazı)

TAYIN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Asker azığı
  2. Asker ekmeği
  3. Savaş veya seferberlik dönemlerinde vatandaşlara karneyle dağıtılan ekmek
    • "Çok defa kahvaltı tayınım olan bir dilim kuru ekmekle bir topak tulum peynirini bile tıkınmaya imkân bulamıyordum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

SAYIN

  1. [sıfat] Konuşma ve yazışmalarda saygı belirtisi olarak kişi adlarının önüne getirilen söz, saygıdeğer, muhterem

IZGIN

  1. [isim] Tohumlarından yağ çıkarılan bir bitki (Eruca cappadocica)

ADINA

  1. [zarf] Bir şeyin veya bir kimsenin namına, hesabına, yerine
    • "Haklı bir öfke adına da olsa bir insandan aklını yüreğinden ayırması istenemez." (Sabahattin Eyuboğlu)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü