İçinde ıl olan 5 harfli 54 kelime var. İçerisinde IL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ıl olan kelimeler listesine ya da Sonu ıl ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- AĞILI
-
-
[sıfat]
İçinde ağı bulunan, zehirli
-
[sıfat]
İçinde ağı bulunan, zehirli
- ILGAR
-
-
[isim]
Dizginleri koyuverilmiş atın dörtnala koşması
- "Koşancalı Halil, ılgar ederek İstanbul kapısına kadar geldi." (Falih Rıfkı Atay)
-
Atla ansızın yapılan dolu dizgin saldırı
-
[isim]
Dizginleri koyuverilmiş atın dörtnala koşması
- KILIR
-
-
[isim]
Maydanozgillerden, bir yıllık ve özel kokulu otsu bir bitki (Ammi visnaga)
-
[isim]
Maydanozgillerden, bir yıllık ve özel kokulu otsu bir bitki (Ammi visnaga)
- CILIZ
-
-
[sıfat]
Çok zayıf ve güçsüz, eneze, nahif
- "Hanın sahibi cılız bir adamdı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Güçsüz, sönük (ışık)
-
Basit, değersiz, önemsiz
- "Mimaride cılız eserler vücuda geliyordu." (Burhan Felek)
-
[sıfat]
Çok zayıf ve güçsüz, eneze, nahif
- YILAN
-
-
[isim]
Sürüngenlerden, ayaksız, ince ve uzun olanların genel adı, yerdegezen
- "Ok yılanı. Su yılanı. Çıngıraklı yılan. Gözlüklü yılan."
-
[sıfat]
Sinsi ve hain
- "Gözlerinde ancak annemin bildiği bir yılan ışıltısıyla gülüyor." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[isim]
Sürüngenlerden, ayaksız, ince ve uzun olanların genel adı, yerdegezen
- YILKI
-
-
[isim]
At, eşek gibi tek tırnaklı hayvan sürüsü
-
Başıboş bırakılmış at veya eşek
-
[isim]
At, eşek gibi tek tırnaklı hayvan sürüsü
- KILMA
-
-
[isim]
Kılmak işi
-
[isim]
Kılmak işi
- NASIL
-
Kelime Kökeni : Türkçe
-
[zarf]
Bir işin ne biçimde, hangi yolla olduğunu belirtmek için kullanılan bir söz
- "Ben dudaklarımın ucuna gelen bir suali nasıl sorduğumu, niçin sorduğumu bilmiyorum." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Acele etmez ağırdan alır, nasıl ki bu akşam da ağırdan alıyor." (Memduh Şevket Esendal)
- "Nasıl olmuşsa gece anam şişenin kırıldığının farkına varmamış." (Memduh Şevket Esendal)
- "Ölüm nasıl olsa gelecek diye düşündü." (Memduh Şevket Esendal)
-
Bir hareketin yapılış biçimine duyulan şaşkınlığı belirten bir söz
- "Falih Rıfkı Atay gibi en güzel Türkçeyi yazan bir muhabirin kaleminden bu satırlar nasıl çıktı?" (Orhan Seyfi Orhon)
-
İşin zorunlu olduğunu belirten bir söz
- "Bu yaptıklarından sonra ona nasıl kızmam?"
- "Okula nasıl gitmez!"
-
Ne kadar çok
- "Seni nasıl seviyorum."
-
Elbette, kesinlikle
- "Bak nasıl sınıfını geçecek!"
-
"Ben sana dememiş miydim, gördün mü?" anlamlarında kullanılan bir söz
- "Nasıl, kitap kiminmiş?"
-
"Ne dediniz?" veya "iyi mi, beğendiniz mi?" anlamlarında kullanılan bir söz
- "Nasıl, bir daha söyler misiniz?"
-
[sıfat]
Ne gibi, ne türlü
-
[zarf]
Bir işin ne biçimde, hangi yolla olduğunu belirtmek için kullanılan bir söz
- ASILI
-
-
[sıfat]
Asılmış olan
-
[sıfat]
Asılmış olan
- ILGIN
-
-
[isim]
Ilgıngillerden, Akdeniz bölgesinde yetişen bir ağaç veya ağaççık cinsi (Tamarix)
-
[isim]
Ilgıngillerden, Akdeniz bölgesinde yetişen bir ağaç veya ağaççık cinsi (Tamarix)
- VASIL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Ulaşan, varan
- "Biraz sonra tren Menemen'e vasıl oldu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Ulaşan, varan
- KILLI
-
-
[sıfat]
Kılı olan, kıl ile kaplı
-
[sıfat]
Kılı olan, kıl ile kaplı
- ÇAKIL
-
-
[isim]
Çakıl taşı
- "Killi, kireçli toprak küçük çakıl parçalarıyla örtülüydü." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Çakıl taşı
- KIZIL
-
-
[isim]
Parlak kırmızı renk
-
[sıfat]
Bu renkte olan
- "Sular sarardı... Yüzün perde perde solmakta / Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta." (Ahmet Haşim)
-
[sıfat]
Aşırı derecede olan
- "Softalar arasında kızıl bir kavga kopmuştu." (Falih Rıfkı Atay)
-
Komünist
-
Genellikle küçük yaşlarda görülen, bulaşıcı, yüksek ateşli, kırmızı renkte geniş lekeler döktüren, kuluçka dönemi üç dört gün süren tehlikeli hastalık
-
Altın
-
[isim]
Parlak kırmızı renk
- AZILI
-
-
[sıfat]
Gözü bir şeyden yılmayan, azgın
- "Azılı katil."
-
Çok şiddetli, korkunç
- "En azılı küfürler kalın bir argo kabuğu içinde saklı." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
[sıfat]
Gözü bir şeyden yılmayan, azgın
- CILGA
- ...
- TAŞIL
-
-
[isim]
Fosil
-
[isim]
Fosil
- ATILI
-
-
[sıfat]
Atılmış, ertelenmiş, tehirli
- "... işbu davanın atılı bulunduğu 18/09/2005 günü saat 9.45'te hazır bulunması veya ..."
-
[sıfat]
Atılmış, ertelenmiş, tehirli
- KAZIL
-
-
[isim]
Kıldan bükülmüş, çuval dikmekte kullanılan ip, sicim
-
[isim]
Kıldan bükülmüş, çuval dikmekte kullanılan ip, sicim
- YILMA
-
-
[isim]
Yılmak işi
-
[isim]
Yılmak işi