İçinde ık olan 6 harfli 177 kelime var. İçerisinde IK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ık olan kelimeler listesine ya da Sonu ık ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

AÇIKÇI

  1. [isim] Borsada fiyat dalgalanmalarından yararlanarak açıktan para kazanan kimse

BAĞLIK

  1. Bağ yeri, üzüm bağları çok olan yer

BIZDIK

  1. [isim] Ufak çocuk

KIRTIK
...
ÇAMLIK

  1. [isim] Çam ağaçları çok olan yer
  2. Çam korusu
    • "Merdivenleri, çamlığı ve çardağı bir geyik gibi sekerek koştu." (Falih Rıfkı Atay)

DIZDIK

  1. [isim] Akrabalığın uzak olduğunu anlatan dızdığının dızdığı deyiminde kullanılır

SIKLIK

  1. [isim] Sık olma durumu
  2. Sıkça geçme, kullanımı sık olma
  3. Ses, dalga vb.nin birim zamandaki titreşim sayısı, frekans

ZINDIK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Tanrı'ya ve ahirete inanmayan (kimse)
    • "Nazarında herkes zındıktı, hırsızdı, yalancıydı." (Ömer Seyfettin)

AÇIKÇA

  1. [zarf] Gizli bir yönü kalmaksızın, kolay anlaşılır bir biçimde
    • "Düşündüğümü açıkça söylemeyi tercih ettim." (Refik Halit Karay)

IKINTI

  1. [isim] ıkınma işi

SIKICI

  1. [sıfat] İç sıkan, can sıkan, tedirgin eden
    • "Etrafında her şey ona sıkıcı ve manasız geliyor." (Haldun Taner)

YASMIK

  1. [isim] Mercimek

SANDIK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İçine çeşitli şeyler konulan, tahtadan yapılmış, kapaklı ev eşyası
    • "Köhne kitap sandıklarının başında kendi sahiplerinden başka kimseler görünmüyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "İleride yine ona gönderilmek üzere bir de sandık düzmesine ne mâni vardı." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Meyve, sebze koymaya yarayan, tahta veya plastikten yapılmış, dört köşe kap
  3. Bir kurumda para alınıp verilen yer
    • "Mal sandığı. Sandık emini."
  4. Kamu kesiminde çalışan personelin sosyal güvenlik işlerini yürüten kuruluş
    • "Emekli Sandığı."
  5. Yapılarda kum, çakıl vb. şeyleri ölçmek için kullanılan, üstü ve altı açık, dört köşeli tahtadan ölçü aleti
  6. Kamu kesiminde çalışan personelin kendi durumunda düşük faiz ve taksitler hâlinde geri ödemek üzere borç para aldığı birim
  7. Seçimlerde oy pusulalarının atıldığı kutu
  8. Mahalle tulumbacılarının omuzda taşıdıkları sandık biçimi tulumba

RASTIK

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Kadınların kaşlarını veya saçlarını boyamak için sürdükleri siyah boya
    • "Rastıkla, yanağındaki beni boyamayı da unutmadı." (Sermet Muhtar Alus)
  2. Sürme (III)

SIĞLIK

  1. [isim] Sığ olma durumu
  2. Sığ yer
    • "İskelenin beri yanındaki sığlıktan yürüdük." (Mahmut Yesari)
  3. Yüzeyde kalma durumu, derine inmeme durumu

UFACIK

  1. [sıfat] Çok ufak, küçücük
    • "Ufacık, minyatür bir yüzü, aynı ufaklıkta vücudu vardı." (Sait Faik Abasıyanık)

BAŞLIK

  1. [isim] Genellikle başı korumak için giyilen şapka, serpuş
    • "İyi ki güneş açmış, sıcak basmış da başlığını sıyırınca yüzünü görmüş tanımışlardı." (Necati Cumalı)
    • "Marifet makaleye başlık koymakta değil, koyduğu prensibe uymaktadır." (Refik Halit Karay)
  2. Üst giysilerinin yakalarına takılı başlık, kapüşon
  3. Hayvan koşumunun başa geçirilen bölümü
  4. Bir sütunun, bir direğin tepeliği
    • "Önünden yüzlerce defa geçmiş olduğumuz bin yıllık çeşme, bir sütun başlığı birden gözümüzde şahsiyet ve değer kazanırdı." (Samiha Ayverdi)
  5. Kâğıt veya zarf üstüne basılmış ad ve adres, antet
  6. Bir yazının, bir kitabın bölümlerinin başına konulan ve konuyu kısaca tanıtan ibare, serlevha
  7. Bazı bölgelerde, evlenirken, damadın kaynatasına ödemesi görenek olan para
  8. Tablaların veya iş parçalarının düzgün kalmasını sağlamak amacı ile baş taraflarına takılan parça
  9. Tekerlek parmaklarının çakılı olduğu kısım, top

KANCIK

  1. [isim] Hayvanlarda dişi
  2. [sıfat] Dönek, güvenilmez
  3. Kadın

AZICIK

  1. [sıfat] Çok az, biraz
    • "Kahve caddeye oranla azıcık geride, bir bahçe içinde." (Salâh Birsel)
  2. [zarf] Kısa bir süre

ACIKMA

  1. [isim] Acıkmak işi

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü