İçinde ık olan 5 harfli 105 kelime var. İçerisinde IK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ık olan kelimeler listesine ya da Sonu ık ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ÇIKAN

  1. [isim] Çıkarma işleminde bütünden alınan sayı

KANIK

  1. [sıfat] Kanaatkâr
  2. Tokgözlü

ÇIKAR

  1. [isim] Dolaylı bir biçimde elde edilen kazanç, menfaat, yarar
    • "Kimse siyasi ve kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz." (Anayasa)

SALIK

  1. [isim] Tavsiye
    • "Dün akşam, bana bu kahveyi salık verdikleri zaman bütün gece sevincimden gözüme uyku girmedi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Olmuş veya olacak bir olay, bir olgu ile ilgili verilen bilgi, haber

PIŞIK
...
SABIK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Geçen, önceki, eski
    • "Yorucu çalışmalar sonunda sabık bakanların ne derece hüner sahibi olduklarını tespit etmiştir." (Atilla İlhan)

AĞCIK

  1. [isim] Palmiyelerde çiçeklerin dibinin çevresindeki telli kın

GICIK

  1. [isim] Boğazda duyulup aksırtan, öksürten yakıcı kaşıntı
    • "Bronşit filan desem öksürük değil, gıcık bile yok..." (Sermet Muhtar Alus)
    • "Ne yalan söylemeli, yazı müdürünü gıcık etmekten özel bir zevk alıyordu." (Atilla İlhan)
    • "... gıcık tutmuş gibi manalı manalı öksürdü." (Mahmut Yesari)
  2. Beyaz renkli, dağlıç koyununa benzer vücut yapısında, kuyruğu son omurlara kadar yağ kitlesi ile kaplı ve bu sebeple alt kısmı yuvarlakça görünen, kaba, karışık yapağılı bir koyun türü
  3. Sözleriyle, davranışlarıyla karşısındakini kızdıran, sinirlendiren, sıkan (kimse)

ÇIKMA

  1. [isim] Çıkmak işi
  2. Bir yapının üst katlarından dışarıya doğru uzanmış bölüm, balkon
  3. Hamamdan çıkarken kullanılan havlu ve kurulanma takımı, çıkacak
  4. Bir yazı sayfasının kenarına metinle ilgili olarak yazılan ek, derkenar
  5. Desteklemek amacıyla verilen para
  6. [sıfat] Çıkmış
    • "Saraydan çıkma İstanbul eşyalarını görünce bunların hakikatine inanmak lazım geldiğini anlamış." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  7. [sıfat] Eski, kullanılmış
    • "Çıkma jant."

CIVIK

  1. [sıfat] Fazla suyla karıştığı için biçimini koruyamayacak kadar sulanmış
    • "Cıvık kar."
    • "Cıvık hamur."
    • "Cıvık çamur."
  2. Soğuk ve can sıkıcı şakalar yapan (kimse)

YANIK

  1. [sıfat] Yanmış olan
    • "Yanık soğan kokulu bir buhar odayı dolduruyordu." (Reşat Enis)
  2. Rengi koyulaşmış
    • "Kocaman hasır şapkalarının altında sarı saçları uçan, yanık iki genç kız." (Sait Faik Abasıyanık)
  3. Sıkıntı veya hastalıktan iyi gelişmemiş, kavruk
    • "Yanık bir çocuk."
  4. Verimsiz, kıraç duruma gelmiş olan
  5. [isim] Yanmış yer, yanmış olan yerde kalan iz
    • "Elimdeki yanık iyi oldu. Halıdaki yanığı ördürmeli."
  6. Bıkkın, üzüntülü, dertli
  7. Duygulu, dokunaklı, acılı, etkili
    • "Aşk söyletir en yanık türküleri / Ay buluta girdiği gecelerde." (Cahit Sıtkı Tarancı)

ÇIKIN

  1. [isim] Bir beze sarılarak düğümlenmiş küçük bohça, çıkı
    • "Eteğinin altında çıkın çıkın altınları vardır." (Refik Halit Karay)

ALLIK

  1. [isim] Al olma durumu
    • "Yanaklarının allığından kinaye, ona alyanak lakabını takmışlar." (Sermet Muhtar Alus)
  2. Kadınların süs için yanaklarına sürdükleri al boya

BATIK

  1. [sıfat] Batmış
  2. İflas etmiş

YIRIK

  1. [sıfat] Yırtılmış

YAZIK

  1. [isim] Herkesi üzebilecek şey, günah
    • "Kumaşa yazık etti. Çocuğa yazık ettiniz. Masrafa yazık oldu. Adama yazık oldu."
    • "Yazıklar olsun, seni sevmesini bilmeyenlere; ey gamlı ülke!.." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. [ünlem] Acınma, üzüntü anlatan bir söz
    • "Yazık! Bu iş böyle mi olacaktı?"
  3. [ünlem] Kınama anlatan bir söz
    • "Yazık sana! Böyle mi yapacaktın?"

ÇIKIT

  1. [isim] Çıkak

TAKIK
...
KILIK

  1. [isim] Bir kimsenin giyinişi, dış görünüşü, giyim, üst baş, kıyafet, kisve
    • "Delikanlı kopuklar, kılıklarından, giyinişlerinden belli oluyorlar." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Hepsinden önce kılığına bir çekidüzen vermeli idi..." (Haldun Taner)
  2. Bir kimsenin resmi, fotoğraf

KAÇIK

  1. [sıfat] Bir yana kaçmış, kaymış
  2. İlmeği kaçmış (çorap vb.)
  3. [isim] Çorabın ilmeği kaçmış yeri
  4. Bazı davranışları dengesiz olan, zıvanasız
    • "Bu köşkün perileri de kaçık galiba." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü