İçinde ı olan 7 harfli 2075 kelime var. İçerisinde I harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ı harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu ı harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ALIŞMAK
-
-
[-e]
Bir işi tekrarlayarak kolaylıkla yapabilmek
- "Muhtaç değiliz ama ben çalışmaya alıştım." (Etem İzzet Benice)
-
Yadırgamaz duruma gelmek
- "Havaya alışmak. Bulunduğu çevreye alışmak."
-
Uyar duruma gelmek, uygun gelmek, intibak etmek
- "Bu mesleğe alışmış gibi görünüyor." (Nezihe Araz)
-
Sürekli ister olmak
- "Tütüne alışmak. Eğlenceye alışmak."
-
Bağlanmak, ısınmak
- "Birdenbire ona alıştığını hissediyor ve bu işe ayrıca şaşıyordu." (Ahmet Hamdi Tanpınar)
-
Bağımlılık kazanmak
- "İlaca alıştı. Dayağa alıştı."
-
Evcilleşmek, ehlîleşmek
-
[nsz]
Tutuşmak, yanmaya başlamak
-
[-e]
Bir işi tekrarlayarak kolaylıkla yapabilmek
- ATLAYIŞ
-
-
[isim]
Atlama işi veya biçimi
-
[isim]
Atlama işi veya biçimi
- DAYANIŞ
-
-
[isim]
Dayanma işi veya biçimi
-
[isim]
Dayanma işi veya biçimi
- IHTIRMA
-
-
[isim]
Ihtırmak işi
-
[isim]
Ihtırmak işi
- KARINLI
-
-
[sıfat]
Karnı olan
-
Karnı büyük ve çıkıntılı olan
- "Hani hatırlıyor musun, şişman karınlı, amiyane tavırlı bir adamdan, harp zengini bir Yahudi'den bahsetmiştim?" (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
[sıfat]
Karnı olan
- KIYAFET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kılık, elbise, giysi
- "Kıyafetinden onun da bir kalem beyi olduğu anlaşılıyordu." (Ömer Seyfettin)
-
Resmî giysi
- "Öyle de olsa ha deyince senin boyuna bosuna göre asker kıyafeti bulunur mu?" (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Kılık, elbise, giysi
- NAZARLI
- ...
- SARIKIZ
-
-
[isim]
Esrar
-
İnek
-
[isim]
Esrar
- SOFRACI
-
-
[isim]
Saraylarda sofrayı kurma, kaldırma, yemeği dağıtma vb. işlerle görevlendirilmiş kimse
- "Çatlasan sofracı Rum'dan karı olmaz adama." (Mehmet Akif Ersoy)
-
[isim]
Saraylarda sofrayı kurma, kaldırma, yemeği dağıtma vb. işlerle görevlendirilmiş kimse
- ADAKSIZ
-
-
[sıfat]
Adağı olmayan, adak adamamış olan
-
Nişanlı olmayan
-
[sıfat]
Adağı olmayan, adak adamamış olan
- AĞINMAK
-
-
[nsz]
Hayvan yere yatıp yuvarlanmak
-
[nsz]
Hayvan yere yatıp yuvarlanmak
- AŞTIRMA
-
-
[isim]
Aştırmak işi
-
[isim]
Aştırmak işi
- BAKALIM
- ...
- BASMACI
-
-
[isim]
Basma yapan veya satan kimse
-
Pamuklu, tülbent vb. üzerine kalıpla desen basan kimse
-
Bohça ile köylerde eşya satan kadın, bohçacı
-
[isim]
Basma yapan veya satan kimse
- ÇATIRTI
-
-
[isim]
Çatırdama sesi
- "Az sonra tutuşan çalıların çatırtısı sağanak sesini bastırmıştı." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Çatırdama sesi
- ÇATMACI
-
-
[isim]
Çatma işini yapan kimse
-
[isim]
Çatma işini yapan kimse
- DADILIK
-
-
[isim]
Dadı olma durumu veya dadının yaptığı iş
- "Elli yaşlarında bir adam, konaklarda dadılık eden bir kadının erkeğidir." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Dadı olma durumu veya dadının yaptığı iş
- FIRKACI
-
-
[isim]
Parti üyesi
-
Bir partiye çok bağlı olan, partici
- "Hiç olmazsa önde gelen fırkacıların tansiyonunu düşürmeyi de ümit etmişti." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Parti üyesi
- KALANLI
- ...
- KAŞITMA
- ...