İçinde ı olan 5 harfli 750 kelime var. İçerisinde I harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ı harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu ı harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ADALI
-
-
[sıfat]
Ada halkından olan (kimse)
-
[sıfat]
Ada halkından olan (kimse)
- BAYIR
-
-
[isim]
Küçük yokuş
- "Her gün kırda bayırda dolaşmaya alışmış." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Küçük yokuş
- HANIM
-
-
[isim]
Kız ve kadınlara verilen unvan, bayan
- "Ülker Hanım."
-
Kadın, eş
- "Yok bizim hanım öyle değildir." (Memduh Şevket Esendal)
-
Toplumsal durumu, varlığı iyi olan, hizmetinde bulunulan kadın
- "Becerikli hâliyle Zeynep'e ve hanımına ait bütün işleri elinin içine almıştı." (Halide Edip Adıvar)
-
[sıfat]
Kadınlığın bütün iyi niteliklerini taşıyan
- "Hanım kadın. Hanım kız."
-
[isim]
Kız ve kadınlara verilen unvan, bayan
- KANIT
-
-
[isim]
Bir şeyin doğruluğu, gerçekliği konusunda kanaat verici belge, delil, iz
- "Kanıtı gazetenin ikinci sayfasındaki damızlık haberiydi." (Çetin Altan)
-
Anlaşmazlık konusu olan şeyde, yargıcın kanılarını oluşturan şey, delil
-
Sonurguya ulaşan bir uslamlamanın dayandığı gerçek, delil
-
[isim]
Bir şeyin doğruluğu, gerçekliği konusunda kanaat verici belge, delil, iz
- KAYGI
-
-
[isim]
Üzüntü, endişe duyulan düşünce, tasa
- "Korku ve kaygıyla vücudunu dinledi." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Üzüntü, endişe duyulan düşünce, tasa
- CIDAK
-
-
[isim]
Mızrak
-
[isim]
Mızrak
- CIVMA
-
-
[isim]
Cıvmak işi
-
[isim]
Cıvmak işi
- ARIZA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Aksama, aksaklık, bozulma
- "Otomobil arıza yaptı."
-
Engebe
-
Bir notanın sesini yarım ton yükseltmek, alçaltmak veya eski durumuna getirmek için notanın soluna konulan diyez, bemol ve bekâr işaretlerinin ortak adı
-
[isim]
Aksama, aksaklık, bozulma
- KITAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Vuruşma, birbirini öldürme
-
Savaş
-
[isim]
Vuruşma, birbirini öldürme
- PASÇI
- ...
- RABIT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bağ, bağlama
-
Bağlaç
-
[isim]
Bağ, bağlama
- ÇINGI
-
-
[isim]
Kıvılcım
-
Parça, zerre
-
[isim]
Kıvılcım
- HIRKA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Genellikle soğuktan korunmak için giyilen, kumaştan, bazen içi pamukla beslenmiş, ceket biçiminde, önden açık, kollu üst giysisi
- "Bol hırkasının içinde ne kadar zavallı hatta ne kadar gülünçtü." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Genellikle soğuktan korunmak için giyilen, kumaştan, bazen içi pamukla beslenmiş, ceket biçiminde giysi
-
Dervişlerin giydikleri üst giysisi
-
[isim]
Genellikle soğuktan korunmak için giyilen, kumaştan, bazen içi pamukla beslenmiş, ceket biçiminde, önden açık, kollu üst giysisi
- KISKI
-
-
[isim]
Türlü maksatlarla iki şeyin arasına sokuşturulan, kıstırılan parça, kama, takoz
-
[isim]
Türlü maksatlarla iki şeyin arasına sokuşturulan, kıstırılan parça, kama, takoz
- SIYGI
-
-
[isim]
Hacim
- "Sayacağım adlar, vereceğim örnekler birkaç makale sıygısını doldurur, aşar, taşar bile..." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Hacim
- YAKIT
-
-
[isim]
Odun, kömür, doğal gaz, mazot gibi ısı sağlamak amacıyla yakılan madde, yakacak, mahrukat
- "Yakıt bittiği için kaloriferler yanmıyor."
-
[isim]
Odun, kömür, doğal gaz, mazot gibi ısı sağlamak amacıyla yakılan madde, yakacak, mahrukat
- BALKI
-
-
[isim]
Ağrı, sancı
-
[sıfat]
Güzel, süslü, parlak
-
[isim]
Ağrı, sancı
- ÇIĞIR
-
-
[isim]
Çığın kar üzerinde açtığı iz
- "Hepsi birden Atatürk'ün açmakta olduğu bir çığırda çalışıyorlardı." (Azra Erhat)
-
Hayvanların gide gele açtıkları ince yol, keçi yolu, patika
-
İz
- "Sabanın sapına çalımlı çalımlı sarılarak kuvvetli demirin açtığı çığır üzerinde ağır adımlarla yürümekteydi." (Nabizade Nazım)
-
Büyük hattatların sanat yolu
- "Mustafa Rakım çığırı."
-
Yeni bir biçim, yöntem veya yol
- "Edebiyatımızda büyük bir çığırın ilk ve güçlü öncüsü olan bu hikâyeler..." (Haldun Taner)
-
[isim]
Çığın kar üzerinde açtığı iz
- ÇIKRA
-
-
[isim]
Sık çalı
-
[isim]
Sık çalı
- CILIZ
-
-
[sıfat]
Çok zayıf ve güçsüz, eneze, nahif
- "Hanın sahibi cılız bir adamdı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Güçsüz, sönük (ışık)
-
Basit, değersiz, önemsiz
- "Mimaride cılız eserler vücuda geliyordu." (Burhan Felek)
-
[sıfat]
Çok zayıf ve güçsüz, eneze, nahif