İçinde i olan 6 harfli 2172 kelime var. İçerisinde İ harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında i harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu i harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ÇENTİK

  1. [isim] Bir şeyin kenarından kesilerek veya kırılarak açılan küçük kertik, tırtık
    • "Bıçağın ağzında çentik var."
  2. Küçük oyuk
    • "İhtiyarın uzun şakaklarında, gözlerinin altında bıçak yaraları gibi ince çizgiler, çukurlar, oyuklar, çentikler, yenikler görünüyor." (Peyami Safa)
  3. [sıfat] Kertikli
    • "Çentik bıçakla iş yapılamıyor."
  4. Basım sırasında basım aletinin diyaframını belirli bir açıklığa getirecek düzeni işletmek için filmin kenarına yapılan çukurluk

CERİHA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yara
    • "O zaman vecdile bin secde eder, varsa taşım, / Her cerihamdan, İlahî, boşanıp kanlı yaşım." (Mehmet Akif Ersoy)

DEĞGİN

  1. [sıfat] İlişkin, üstüne ait, dair, müteallik

DİNDAR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Din inancı güçlü, din kurallarına bağlı (kimse), mütedeyyin

FLEBİT

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Toplardamarlarda iç zar iltihabı

KANDİL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İçinde sıvı bir yağ ve fitil bulunan kaptan oluşmuş aydınlatma aracı
    • "Gece kandili birdenbire sönmüş, oda zifirî karanlık kesilmişti." (Ömer Seyfettin)
  2. Kandil gecesi
  3. Çok sarhoş

KLASİK

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Eski Yunan ve Roma çağı dili ve sanatı ile ilgili olan
    • "Klasik eserlerin oynandığı bir millî tiyatroları yok." (Haldun Taner)
  2. XVII. yüzyıl Fransız dili, sanatı ve yazarları ile ilgili olan
    • "Racine bir Fransız klasik yazarıdır."
  3. Üzerinde çok zaman geçtiği hâlde değerini yitirmeyen, türünde örnek olarak görülen (eser veya sanatçı)
    • "Leyla ile Mecnun klasik Türk eserlerinden biridir."
  4. Sanatta kuralcı
  5. Kökleşik
    • "Klasik şiirin yıkıldığından beri şiiri, bin kişi bin türlü tarif ediyor." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  6. [isim] Eski Yunan, Roma ve XVII. yüzyıl Fransız sanatıyla ilgili sanatçı veya eser
    • "Yunan klasikleri. Fransız klasikleri."

MEVALİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Osmanlı Devleti'nde görev yapan yüksek dereceli ilim adamları

SEKİLİ

  1. [sıfat] Sekisi olan

SİNYAL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir şey bildirmek için verilen işaret
  2. Telefonda, hat bağlantısının olduğunu, numaraları çevirmeye başlanabileceğini haber veren ses, çevir sesi

TEŞHİS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kim ve ne olduğunu anlama, tanıma, seçme
    • "Acaba kendiniz hakkında siz ne teşhis koymuş ve son olarak ne hüküm vermiştiniz?" (Abdülhak Şinasi Hisar)
  2. Kişileştirme
  3. Tanı
    • "Önceden koyduğu nice teşhislerin doğruluğu sonradan kaç defa sabit olmuş." (Abdülhak Şinasi Hisar)

BİSMİL
...
ÇÜLAKİ
...
LASTİK

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Ayakkabı üzerine giyilen kauçuktan pabuç
    • "Lastikleri ayağında, bastonu koluna asılı, erkenciydi yine." (Necati Cumalı)
    • "Neme lazım lastik gibi kaleci." (Haldun Taner)
  2. Kauçuktan yapılmış ayakkabı
  3. Kauçuktan yazı silgisi
  4. Taşıtların jantlarına yerleştirilen, elastiki tekerlek bandajı
    • "Şoförle bahçıvan arabanın ön sol lastiğini pompalıyorlar." (Haldun Taner)
  5. Esnek, ince kauçuk veya kauçuklu şerit
  6. Bir tür esnek örgü
  7. Korse
  8. Uzun konçlu çorabın düşmesini önlemek için üst kısmına gelecek biçimde bacağa geçirilen esnek şerit
  9. [sıfat] Kauçuktan yapılmış
    • "Rıza, lastik yakalığı fırlamış, gözleri dönmüş, kan ter içinde içeriye düşer." (Reşat Nuri Güntekin)

MİKYAS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ölçek, ölçü
    • "Bankaları büyük mikyasta kurulan dolandırıcılık dolabı sanırdı." (Ömer Seyfettin)

NEFRİT

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Böbrek iltihabı

NEŞELİ

  1. [sıfat] Sevinçli, keyifli, şen
    • "Bugün ne kadar iyi, ne kadar neşeli olduğumu görüyor musunuz?" (Reşat Nuri Güntekin)
  2. [zarf] Sevinçli, keyifli, şen bir biçimde
    • "Onu o kadar neşeli karşıladı ki hemen keyfi yerine geldi." (Peyami Safa)

SELFİE
...
TEFELİ

  1. [sıfat] Sık dokunmuş (bez)

TEŞHİR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Gösterme
  2. Sergileme
  3. Herkese duyurma, dile düşürme
  4. Bir hükümlüyü ceza olarak halka gösterme

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü