İçinde i olan 5 harfli 1742 kelime var. İçerisinde İ harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında i harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu i harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

BEZGİ

  1. [isim] Süs, bezek

CEZAİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Ceza ile ilgili, cezaya ilişkin, cezaya dayanan
    • "Danışma Meclisinin her türlü karar ve tasarruflarından dolayı haklarında cezai, mali veya hukuki sorumluluk iddiası ileri sürülemez." (Anayasa)

DİREY

  1. [isim] Belli bir bölgede yaşayan hayvanların tümü, fauna
  2. Bu hayvanların tanımını yapan eser

EŞKİN

  1. [isim] Atın bir tür hızlı yürüyüşü
    • "At, eşkinle beş on dakikada gittiği yolu, dörtnala, bir iki dakikada geldi." (Memduh Şevket Esendal)
  2. [sıfat] Böyle yürüyen (at)
    • "Eşkin bir at."
  3. [zarf] Böyle bir yürüyüşle
    • "Eşkin gitmek."

HİCRİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Tarih başı olarak hicreti kabul eden
    • "Hicri 1300 yılında."

İNKAR
...
KAMİL
...
KROKİ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir konu veya nesnenin başlıca özelliklerini yansıtacak biçimde hazırlanmış taslağı
    • "Bu mektuba, korunun bir de küçük krokisini ilave ettim." (Peyami Safa)

LİGER
...
SELVİ

  1. [isim] Servi

ÇİNLİ
...
DELİK

  1. [isim] Dar, küçük açıklık
    • "İğne deliği. Burun deliği."
    • "O nasıl yarmıştı benim kafacığımı, şimdi de yakalasınlar kuyruğundan onu da tıksınlar deliğe." (Osman Cemal Kaygılı)
  2. Dar, küçük çukur
    • "Küçük çocuk, kulübenin kenarına yığılmış taşlardan yukarıda bir deliğe sıkışmıştı." (Sait Faik Abasıyanık)
  3. Küçük hayvan yuvası
    • "Fare deliği."
  4. [sıfat] Delinmiş olan
    • "Hangi evden istedilerse gittim, dama çıktım, akan delik kiremidi buldum, yerine sağlam kiremit koydum." (Hamdullah Suphi Tanrıöver)
  5. Cezaevi

DİLLİ

  1. [sıfat] Dili olan
  2. Konuşkan, sürekli ve tatlı konuşan
    • "Daha çok küçük, dört yaşında bile yok. Öyle dilli ki kimseye, laf bırakmıyordu." (Oktay Rifat)
  3. Dedikoducu, ileri geri konuşan
    • "Benim işim yok senin o dilli kardeşlerinin arasında." (Necati Cumalı)

DİNEK

  1. [isim] Dinlenmek için durulan yer

İLERİ

  1. [isim] Herhangi bir şeye göre daha ötede olan yer, geri karşıtı
    • "O kadar üşümesi trende saatlerce hareketsiz kalmasından ileri geliyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Hatta daha ileriye giderek başka ve daha tuhaf şeyler düşündüm." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Ukalalığı daha da ileri götürmüştü." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Bir şeyin ulaşılacak yönü
    • "Yolun ilerisi düz."
    • "Garajdan tiyatro, gaz sandığından koltuk fikrini de zamanında ileri süren o olmuştu." (Haldun Taner)
  3. Henüz gelmemiş zaman, gelecek, sonra
  4. [sıfat] Önde bulunan
    • "İleri karakol. İleri hat."
  5. [sıfat] Doğrusundan daha çok gösteren (saat)
    • "Saat beş dakika ileridir."
  6. [sıfat] Benzerlerini geride bırakmış
    • "İleri fikirler."
  7. [zarf] Öne doğru, ileri doğru
    • "Masayı biraz ileri çekelim."
  8. [ünlem] "Amaca doğru durmadan yürü" anlamında bir seslenme sözü
    • "Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri!" (Atatürk)
  9. Temel duruşta ayak uçlarının gösterdiği yön

İLHAN

  1. [isim] İmparator
  2. İran Moğollarında hükümdarın unvanı

İZMİT
...
KESİM

  1. [isim] Kesme işi
  2. Bölüm, parça, kısım, sektör
    • "Vatan hizmeti her Türk'ün hakkı ve ödevidir. Bu hizmetin silahlı kuvvetlerde veya kamu kesiminde ne şekilde yerine getirileceği ... kanunla düzenlenir." (Anayasa)
  3. Bölge
  4. Kesme zamanı
    • "Ders kesimi."
  5. İşaretlenmiş belli yer
    • "Gemi, su kesiminin üstünden yaralandı."
  6. Terzinin belli bir ölçü ve örneğe göre kumaşa biçim verme işi, fason
  7. Hazineye ait herhangi bir gelirin belli bir bedel karşılığı keseneğe verilmesi, mukataa
  8. Boy bos, endam
  9. Pazarlık, anlaşma

KESİT

  1. [isim] Bir şey enlemesine veya boylamasına kesildiğinde ortaya çıkan yüzey
    • "Ağacın kesiti."
  2. Bir toplumun bölümü, kesim
  3. Ayırıcı özellikleriyle belirlenen süreç
  4. Bir cisim düz olarak kesildiğinde ortaya çıkan düzlemin biçimi, makta
    • "Bir kürenin her kesiti daire biçiminde olur."

SEÇİŞ

  1. [isim] Seçme işi veya durumu

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü