İçinde i olan 4 harfli 636 kelime var. İçerisinde İ harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında i harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu i harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ELİF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Arap alfabesinin ilk harfinin adı
    • "Bir şişe görürsün, üstünde 'ilaç' yazar. Benim gibi elifi mertek sanan takımdansan şurup sanır içersin, zehirlenir ölürsün." (Reşat Nuri Güntekin)

RİNT

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Gönül eri
  2. Sarhoş, ayyaş kimse

HAKİ
...
İÇME

  1. [isim] İçmek işi
    • "Lokantaya bir iki kadeh rakı içmeye giderdi." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  2. İçinde birtakım mineraller ve tuzlar bulunan, suyu ilaç olarak ve çoğunlukla iç sürdürmek için içilen kaynak, içmeler

İDAM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ölüm cezası
  2. Ölüm cezası verilen kimseye uygulanan infaz işlemi

GEMİ

  1. [isim] Su üstünde yüzen, insan ve yük taşımaya yarayan büyük taşıt, sefine
    • "Yük gemisi. Savaş gemisi."
    • "O, gemisini kurtaran kaptandır, diye yaptığı alçaklıkla, namussuzlukla iftihar ediyor." (Ömer Seyfettin)

MUİT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Okullarda çocukları çalıştırmakla görevli kimse, öğretmen yardımcısı

DAİR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Bir konu üzerine olan, üzerine, konusunda, ... ile ilgili, üstüne
    • "Yarına kadar sarhoşluğu geçer, ben de sarhoş olmadığına dair rapor veririm." (Aka Gündüz)

DİNK

  1. [isim] Pirinci kabuğundan ayırmak veya bulgur dövmek için kullanılan dibek
  2. Şayak, aba vb.ni dövmek için kullanılan araç

ŞİLİ
...
ÇİVİ

  1. [isim] İki şeyi birbirine tutturmak için çakılan, ucu sivri, başlı, metal veya ağaçtan yapılmış ufak çubuk, mıh
    • "Ayağının çivi kestiğini ancak o zaman fark etti." (Haldun Taner)
    • "Misafirlerimize trende çivi kestirmekte mana yok." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Bakanlıktan biri bir çivi sürer diye korkuyor." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Bu ülkenin, bu dünyanın çivisi çıkmış, ben mi çakacağım?" (Ahmet Ümit)
  2. Kalkan balığının üzerindeki düğmeye benzer kemiksi oluşum
    • "Suyu çivi gibi tutan toprak testiyi çarpıp kırmıştı bir seferinde." (Tarık Dursun K)

EMİŞ

  1. [isim] Emme işi veya biçimi
    • "Çatlaklar sanki yerin dibine kadar iniyordu. Toprağın suyu öyle bir emişi vardı." (Tarık Buğra)

FİLM

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Fotoğrafçılıkta, radyografide ve sinemacılıkta resim çekmek için kullanılan, selülozdan, saydam, bükülebilir şerit
    • "Sanki buraya film çevirmeye gelmişti." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Bir oyunun bütününü taşıyan şerit veya şeritlerin bütünü
  3. Sinemalarda gösterilen eser
  4. Camlara yapıştırılarak içerinin görünmesini engelleyen bir tür ince yaprak

GEZİ

  1. [isim] Ülkeler veya şehirler arasında yapılan uzun yolculuk, seyahat
  2. Gezmek, görmek, eğlenmek amacıyla yapılan yolculuk
  3. Gezilip hava alınacak yer
  4. Gezinti yeri
    • "İnönü gezisi. Taksim gezisi."

HİLE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Birini aldatmak, yanıltmak için yapılan düzen, dolap, oyun, desise, entrika
    • "Gayet basit bir hile ile, saflığından istifade ederek işi başardı." (Refik Halit Karay)
    • "Yarışmaların eski tadı kalmadı Sabri Bey, binbir türlü hile yapıyorlar." (Atilla İlhan)
  2. Çıkar sağlamak için bir şeye değersiz bir şey katma
    • "Bu sütte hile var."

RİCA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Dileyiş, dileme, dilek
    • "İşinden atmışlar, tekrar işe almaları için patronuna ricaya gidiyormuş." (Çetin Altan)
    • "Rica ederim, odamdan çıkınız, ben böyle şeylere tahammül edemem." (Peyami Safa)

BİLİ

  1. [isim] Bilgi

BOCİ

  1. [isim] Ağır yük taşımaya yarayan, iki kalın ve küçük tekerleği olan el arabası

ÇİLE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Zahmet, sıkıntı
    • "Dargınlık insanların bütün ömrünü dolduran bir çile, bir ezadır." (Refik Halit Karay)
    • "Âşıkın olmaz mı çile çekmesi / Çilenin olmaz mı boyun bükmesi." (Seyrani)
    • "Yirmi beş senedir Beykoz'daki o tekke gibi evde çile dolduruyorum." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Karşı taraftan konuşanın kolağası Mustafa Kemal oluşu hepsini çileden çıkarır." (Falih Rıfkı Atay)
  2. Dervişlerin kırk gün süre ile kendilerine uyguladıkları zahmetli ve perhizli dönem

İLÇE

  1. [isim] Yönetim bakımından yurt bölümlemesinde ilden sonra gelen bölüm, kaymakamlık, kaza
    • "Ankara'nın bir ilçesinde bir yazıhane açtığını duydum sonradan." (Çetin Altan)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü