İçinde ğ olan 8 harfli 420 kelime var. İçerisinde Ğ harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ğ harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu ğ harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- POĞAÇACI
-
-
[isim]
Poğaça yapan veya satan kimse
-
[isim]
Poğaça yapan veya satan kimse
- İĞRENMEK
-
-
[nsz]
Bir şeyi tiksindirici bulmak, istikrah etmek
- "Asıl iğrendiğim, ürktüğüm elleriydi." (Refik Halit Karay)
-
[-den]
Aşağılık, bayağı bulmak, tiksinmek
- "Bayağılaşmış gibi kendimden iğreniyordum." (Refik Halit Karay)
-
[nsz]
Bir şeyi tiksindirici bulmak, istikrah etmek
- YAĞCILIK
-
-
[isim]
Yağ çıkarma veya satma işi
-
Makine yağlama işi
-
Dalkavukluk
-
[isim]
Yağ çıkarma veya satma işi
- BAĞIRTMA
-
-
[isim]
Bağırtmak işi
-
[isim]
Bağırtmak işi
- COĞRAFYA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yeryüzünü fiziksel, ekonomik, beşerî, siyasal yönlerden inceleyen bilim
-
Bir yeryüzü parçasını, bir bölgeyi, bir ülkeyi belirleyen, niteleyen, fiziksel, ekonomik, beşerî, siyasal gerçekliklerin tümü
- "Süratli otomobiller artık şehrin coğrafyasını da hüviyetini de değiştirdi." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Yeryüzünü fiziksel, ekonomik, beşerî, siyasal yönlerden inceleyen bilim
- DAĞITMAK
-
-
[-i]
Toplu durumda bulunanları birbirinden uzaklaştırmak veya ayırmak
- "Düşman ordusunu çil yavrusu gibi dağıtırlardı." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[nsz]
Belli bir orana göre bölüştürmek, pay etmek, tevzi etmek
- "Muhacir kümeleri arasında ekmek dağıtmakla uğraşan yaşlıca bir adama seslendi." (Peyami Safa)
-
Herhangi bir şeyi ayrı ayrı kimselere vermek
-
Bir şeyin veya bir yerin düzenini bozmak
- "Odayı dağıtmak. Kâğıtları dağıtmak."
-
Güçlü bir vuruşla büyük bir zarara yol açmak
- "Bir yumrukta beynini dağıttı."
-
[nsz]
İletmek, ulaştırmak
- "Selamlar dağıtarak telaşsız ve yorgun bana doğru yürüyordu." (Refik Halit Karay)
-
Bir topluluğun varlığına son vermek, feshetmek
- "Kooperatifi dağıttılar."
-
Kurulu bir düzeni bozmak
-
Etkisini, gücünü azaltmak, gidermek
-
[nsz]
Ne yaptığını bilmeyecek kadar içip kendinden geçmek
-
[nsz]
Değişik sebeplerle kendini koyuvermek, beklenmedik davranışlarda bulunmak
-
[-i]
Toplu durumda bulunanları birbirinden uzaklaştırmak veya ayırmak
- SAMANDAĞ
- ...
- UĞRALAMA
-
-
[isim]
Uğralamak işi veya durumu
-
[isim]
Uğralamak işi veya durumu
- BAĞDAŞIM
-
-
[isim]
Tutarlık, tutarlılık, insicam
-
[isim]
Tutarlık, tutarlılık, insicam
- GEÇDOĞAN
- ...
- BOĞUKLUK
- ...
- EŞEĞİMSİ
- ...
- ÖĞRETMEK
-
-
[-i]
Bir kimseye bir konuda bilgi ve beceri kazandırmak
- "Böyle görünmesini öğretmişler, sağlam bir terbiye almış." (Refik Halit Karay)
-
Yetenek kazandırmak
-
Bilinmeyen bir konuda bilgi sahibi olmasını sağlamak
- "Bir şeyi bir adama öğretmek için öğretenle öğrenen arasında mutlaka ruhi bir yakınlık lazımdır." (Burhan Felek)
-
[-i]
Bir kimseye bir konuda bilgi ve beceri kazandırmak
- ÇAĞLAYAN
-
-
[isim]
Küçük bir akarsuyun, çok yüksek olmayan bir yerden dökülüp aktığı yer, küçük şelale, çağlar
- "Yüksekten karşıda çağlayanın şırıltısı duyuluyordu." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Küçük bir akarsuyun, çok yüksek olmayan bir yerden dökülüp aktığı yer, küçük şelale, çağlar
- ZAĞCILIK
-
-
[isim]
Kılağı yapma işi
-
[isim]
Kılağı yapma işi
- BAĞCILAR
- ...
- ÇOĞULLUK
-
-
[isim]
Çoğul olma durumu
- "Ne de olsa varsan, onlarla birlikte varsın, desteği tekillikten değil çoğulluktan alıyorsun." (Tomris Uyar)
-
[isim]
Çoğul olma durumu
- DAĞCILIK
-
-
[isim]
Dağa tırmanma sporu, alpinizm
-
[isim]
Dağa tırmanma sporu, alpinizm
- AĞACIMSI
-
-
[sıfat]
Ağaçsı
-
[sıfat]
Ağaçsı
- AĞIZLAMA
-
-
[isim]
Ağızlamak işi
-
[isim]
Ağızlamak işi