İçinde ğ olan 5 harfli 156 kelime var. İçerisinde Ğ harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ğ harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu ğ harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BÜĞLÜ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Küçük büğlü, soprano büğlü, alto büğlü, bariton büğlü olarak dört türü bulunan, bakırdan, perdeli veya pistonlu müzik araçlarının adı
-
[isim]
Küçük büğlü, soprano büğlü, alto büğlü, bariton büğlü olarak dört türü bulunan, bakırdan, perdeli veya pistonlu müzik araçlarının adı
- ÇİĞİL
- ...
- ÖĞLEN
-
-
[isim]
Öğle
-
Meridyen düzlemi, nısfınnehar
-
[isim]
Öğle
- YAĞLI
-
-
[sıfat]
Üzerinde veya içinde yağı olan
-
Yağı çok olan
-
Yağla yapılmış
- "Yağlı çörek."
-
Besili, semiz
- "Bir de olaydı şimdi diye yağlı hindi sayıklıyorsun." (Osman Cemal Kaygılı)
-
Yağdan kirlenmiş veya lekelenmiş olan
- "Uzun saçları eski redingotun yağlı yakasına dökülüyor." (Ömer Seyfettin)
-
Parası bol, zengin
- "Dükkâna yağlı bir müşteri arıyordu." (Refik Halit Karay)
-
Bol ve kolay kazanç sağlayan
- "Yağlı bir iş."
-
[sıfat]
Üzerinde veya içinde yağı olan
- ÇİĞİT
-
-
[isim]
Çekirdek, özellikle pamuk çekirdeği
-
[isim]
Çekirdek, özellikle pamuk çekirdeği
- DOĞAÇ
-
-
[isim]
Şiir veya sözü birdenbire, düşünmeden, içine doğduğu gibi söyleme, irtical
-
[isim]
Şiir veya sözü birdenbire, düşünmeden, içine doğduğu gibi söyleme, irtical
- OĞLAN
-
-
[isim]
Erkek çocuk
- "Biraz sonra oğlan da doğrulup kızın karşısına geçti." (Osman Cemal Kaygılı)
-
Yetişkin erkek
- "Yakışıklı, erkek güzeli olmaya aday bir oğlandı." (Tarık Buğra)
-
İskambil kâğıtlarında genç erkek resimli kâğıt, bacak, vale
-
Cinsel bakımdan erkeklerin zevkine hizmet eden sapık erkek
-
[isim]
Erkek çocuk
- GÖĞEM
-
-
[isim]
Yeşile çalan mor renk
-
[sıfat]
Bu renkte olan
-
[isim]
Yeşile çalan mor renk
- UĞRAK
-
-
[isim]
Çok uğranılan yer
- "Bingöl bugün de şahinlerin yaylağı, çobanın uğrağı ve Türk'ün sevgisidir." (Etem İzzet Benice)
-
Yol uğrağı
- "Yol boyundaki bütün uğraklarının aksine bu nahiyeye karşılanarak girmişlerdi." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Çok uğranılan yer
- YEĞİN
-
-
[sıfat]
Zorlu, katı, şiddetli
-
Baskın, üstün, iyi
-
[sıfat]
Zorlu, katı, şiddetli
- CİĞER
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Akciğerlerle karaciğerin ortak adı
- "Oturmuş kumar oynar / Ah ciğerimin köşesi." (Halk türküsü)
- "Mademki ... her baktığı insanın ciğerini dahi okuyordu, nasıl olup da etrafını saran mideci dalkavukların ikiyüzlülüğünü anlayamıyordu?" (Haldun Taner)
- "Ben böylelerinin ciğerinin içini bilirim, dedi. Bu kız hanım ölürse belki beni alır diye ümitlendi." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Hayvanlarda akciğer, yürek ve karaciğerin oluşturduğu takım
-
Yürek, iç
-
[isim]
Akciğerlerle karaciğerin ortak adı
- SIĞIN
-
-
[isim]
Alageyik
-
[isim]
Alageyik
- KOĞUŞ
-
-
[isim]
Kışla, okul, tutukevi, hastane vb. kalabalık yerlerde, içinde birçok kimsenin yattığı veya barındığı büyük oda
- "Koğuşlardan birinin penceresinden hasta bir çocuğun söylediği türkü geliyor." (Peyami Safa)
-
Osmanlı Devleti'nde devşirilen çocuklara acemi ocağında eğitim ve öğretimin verildiği, birbirini izleyen yedi oda
-
[isim]
Kışla, okul, tutukevi, hastane vb. kalabalık yerlerde, içinde birçok kimsenin yattığı veya barındığı büyük oda
- ÇAĞRI
-
-
[isim]
Birinin bir yere gelmesini isteme, davet
- "Bu gizli çağrı neden icap ediyordu?" (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Çağrı cihazı
-
[isim]
Birinin bir yere gelmesini isteme, davet
- DEĞİN
-
-
[edat]
Bir işin, bir durumun sona erdiği zamanı veya yeri gösterir, kadar, dek
- "Kıyıdan bir alkış sesi geldi... Odanın güneşli duvarına değin." (Melih Cevdet Anday)
-
[edat]
Bir işin, bir durumun sona erdiği zamanı veya yeri gösterir, kadar, dek
- FERAĞ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir işten vazgeçme, çekilme, el çekme, terk etme
-
Bir mülkü başkasına bırakma, başkasının üstüne geçirme
- "Fabrikanın ferağ ve intikal muamelesinin ikmal edildiği günün akşamı nikâhımız kıyıldı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Bir işten vazgeçme, çekilme, el çekme, terk etme
- ZAĞCI
-
-
[isim]
Kılağı yapan kimse
-
[isim]
Kılağı yapan kimse
- SAĞCI
-
-
[sıfat]
Sağ görüşlü partilerin yandaşı olan (kimse)
-
[sıfat]
Sağ görüşlü partilerin yandaşı olan (kimse)
- ÇÖĞME
-
-
[isim]
Çöğmek işi
-
[isim]
Çöğmek işi
- YAĞCI
-
-
[isim]
Yağ çıkaran veya satan kimse
-
Makineleri yağlayan kimse
-
Dalkavuk
-
[isim]
Yağ çıkaran veya satan kimse