İçinde ü olan 5 harfli 560 kelime var. İçerisinde Ü harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ü harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu ü harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KÖKÇÜ
-
-
[isim]
İlaç yapımında kullanılan kök, kabuk, çiçek, yaprak vb.ni satan kimse
-
[isim]
İlaç yapımında kullanılan kök, kabuk, çiçek, yaprak vb.ni satan kimse
- SÜBUT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gerçekleşme, şüpheye yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkma
- "Suç sübut buldu."
-
[isim]
Gerçekleşme, şüpheye yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkma
- SÜLÜS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Üçte bir
-
[isim]
Arap alfabesiyle yazılan bir tür süslü yazı
- "Havadaki bu ince duman yığını tıpkı girift bir sülüs yazıya benziyordu." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Erata yolculuklarda indirim sağlayan belge
-
[sıfat]
Üçte bir
- TÜTME
-
-
[isim]
Tütmek işi
-
[isim]
Tütmek işi
- BÜKÜK
-
-
[sıfat]
Bükülmüş, eğilmiş olan
- "Az beli bükük ve gözleri biraz baygın bir ihtiyar." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[sıfat]
Bükülmüş, eğilmiş olan
- BÜKÜN
-
-
[isim]
Dil bilgisi görevleri ve yapı bakımından, kelime köklerinin başında, içinde veya sonunda türlü değişikliklerin olması, insiraf
-
[isim]
Dil bilgisi görevleri ve yapı bakımından, kelime köklerinin başında, içinde veya sonunda türlü değişikliklerin olması, insiraf
- EĞMÜR
- ...
- KÜŞÜM
-
-
[isim]
Kuşku
-
Kaygı
-
[isim]
Kuşku
- FÜTUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bezginlik, umutsuzluk, usanç
- "Bu hülya uzaklaştıkça ruhta zehirli bir fütur husule geliyordu." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
[isim]
Bezginlik, umutsuzluk, usanç
- GÜDÜK
-
-
[sıfat]
Eksik yanı olan, tamamlanmamış, kısa
- "Güdük minare."
-
Kuyruğu kesik veya kopmuş
-
Yetersiz, sonuç vermemiş
- "Boş elleri ve yavan bakışları ile ne güdük bir görünüşü var." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Eksik yanı olan, tamamlanmamış, kısa
- YÜKÜN
-
-
[isim]
İyon
-
[isim]
İyon
- SÜTLÜ
-
-
[sıfat]
İçinde süt bulunan, sütle yapılan
- "Bir kanepeye oturdum, bir sütlü kahve ısmarladım." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Süt veren, sağmal
- "Sütlü inek."
-
Taneleri sertleşmemiş, yumuşak taneli (mısır, buğday vb.)
-
[isim]
Sütlaç
-
[sıfat]
İçinde süt bulunan, sütle yapılan
- YEKÜN
- ...
- BÜTEY
- ...
- DÜĞÜN
-
-
[isim]
Evlenme veya sünnet dolayısıyla yapılan tören, eğlence, cemiyet
- "Babam düğünün savaştan sonraya kalmasını uygun görmüş." (Aka Gündüz)
-
Bir olayı kutlamak için yapılan büyük eğlence veya tören
-
[isim]
Evlenme veya sünnet dolayısıyla yapılan tören, eğlence, cemiyet
- ÇEKÜL
-
-
[isim]
Ucuna küçük bir ağırlık bağlanmış iple oluşturulan, yer çekiminin doğrultusunu belirtmek için sarkıtılarak kullanılan bir araç, şakul
-
[isim]
Ucuna küçük bir ağırlık bağlanmış iple oluşturulan, yer çekiminin doğrultusunu belirtmek için sarkıtılarak kullanılan bir araç, şakul
- SÜBEK
-
-
[isim]
Bazı yerlerde beşikteki çocukların bacakları arasına yerleştirilen sidik şişesi veya sidiği bir kaba akıtacak boru
- "Sübekten çarpık kalan bacaklarını yanlara atar gibi yengeçvari yürümeye başladı." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Bazı yerlerde beşikteki çocukların bacakları arasına yerleştirilen sidik şişesi veya sidiği bir kaba akıtacak boru
- TÜREL
-
-
[sıfat]
Türe ile ilgili olan, hukuki
-
[sıfat]
Türe ile ilgili olan, hukuki
- CÜRÜM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Suç
-
Yanlışlık, kusur veya hata
- "Onun çalışmasını bozan, hassasiyetini körleten her şey cürümdür." (Haldun Taner)
-
[isim]
Suç
- DÜĞME
-
-
[isim]
Giyecek, yorgan vb.nin bazı yerlerine ilikleyici veya süs olarak dikilen kemik, metal, sedef gibi sert maddelerden yapılmış küçük tutturma aracı
- "Sımsıkı bağlanmış bir örme kese çıkarıyor, birer birer düğmelerini çözüyor." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Çevrilmek veya üzerine basılmak yoluyla bir elektrik akımını açan, kapayan, herhangi bir makineyi işleten veya durduran parça
- "Radyonun düğmesi."
-
Üst deri altındaki kıkırdak ve yağdan oluşmuş düğme biçimindeki çıkıntı
- "Kalkan balığının düğmeleri."
-
[isim]
Giyecek, yorgan vb.nin bazı yerlerine ilikleyici veya süs olarak dikilen kemik, metal, sedef gibi sert maddelerden yapılmış küçük tutturma aracı