İçinde ü olan 4 harfli 152 kelime var. İçerisinde Ü harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ü harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu ü harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KÖTÜ

  1. [sıfat] İstenilen, beğenilen nitelikte olmayan, hoşa gitmeyen, fena, iyi karşıtı
    • "Kötü bir kalem."
    • "Bir yıldırım gelse de beni de yok etse bari diye kötü kötü düşündüğü oluyordu." (Haldun Taner)
    • "Ne oldu ki Ömer ağa, dedi. Lafımı yanlış anladın, kötüye çektin?" (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Görevlerini kötüye kullandılar."
  2. Zararlı, tehlikeli
    • "Kötü adam."
    • "O benim dinlemekteki sabrımı, saflığımı kötüye kullandı." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  3. Korku, endişe veren
    • "Yabancının bu kötü kasdına yalnız azmimizle karşı koyduk." (Ruşen Eşref Ünaydın)
    • "... en insaflıları biraz acır, ah zavallı kötü oldu, alnının yazısı imiş derler." (Ömer Seyfettin)
  4. Kaba ve kırıcı
    • "Kızına söylemedik kötü lakırtı bırakmamış." (Memduh Şevket Esendal)
  5. Kişi veya toplum üzerinde olumsuz etkileri olan
  6. [zarf] Aşırı, çok
    • "Kız, oğlana kötü tutuldu."

FÜRU

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Dallar, kollar, ayrıntılar
  2. Çocuklar, torunlar

ETÜT

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Herhangi bir konuda yapılan inceleme, araştırma
  2. Ön çalışma
  3. Belli bir konuyu inceleyen, araştıran eser veya yazı
    • "1848'de bir İslav mecmuasında çıkan uzun bir etüt yazısı bir isyanın eseridir." (Falih Rıfkı Atay)
  4. Öğrencilerin, bir belletmenin gözetimi, denetimi altında ders çalışmalarına ayrılan zaman, mütalaa, müzakere
    • "Dersleri yarım kulak dinliyor, etütlerde uzun uzun mektuplar yazıyordu." (Çetin Altan)

ÖĞÜR

  1. [isim] Akran
    • "Çoluk çocuk öylesine öğür oldular ki anları dışarıdan gören pekâlâ çok nüfuslu tek bir aile sanabilirdi." (Haldun Taner)
  2. Takım, fırka, zümre
  3. [sıfat] Öğrenmiş
  4. [sıfat] Alışmış, yadırganmaz olmuş, menus

ÜLKE

  1. [isim] Bir devletin egemenliği altında bulunan toprakların tümü, diyar, memleket
    • "Artık vatan toprağı, Rumeli'deki hudutlarından Anadolu'daki hudutlarına kadar yekpare bir ülke olmuştur." (Yahya Kemal Beyatlı)
  2. Devlet
    • "Vicdan hürriyetine riayet eden tek ülke Osmanlı İmparatorluğu idi." (Falih Rıfkı Atay)
  3. Herhangi bir özelliği yönünden düşünülen bölge
    • "Dünyanın gelişmiş, gelişmemiş ülkelerini tek tek geziyorum." (Haldun Taner)

FÜZE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir yanıcı ve bir yakıcı maddenin sürekli olarak yanmasından doğan itiş gücü ile hareket eden düzenek

ÖKÜZ

  1. [isim] Çift sürmekte, kağnı çekmekte kullanılan, etinden yararlanılan, iğdiş edilmiş erkek sığır
    • "Öküzünün biri ölünce tarlasını süremedi." (Ömer Seyfettin)
    • "Usta şoför olsa tramvay fren yapınca bunu sezer, gelip öyle öküz gibi bindirmezdi." (Haldun Taner)
  2. Bön, görgüsüz, kaba, anlayışsız, yeteneksiz kimse
  3. Cıvalı zar

ÖRÜM

  1. [isim] Sürünün gece veya sabaha karşı otlaması

ANÜS

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Sindirim sisteminin sonunda bulunan ve dışkının atılmasına yarayan çıkış deliği, makat, şerç

CÜZİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Az, azıcık, pek az
  2. Tikel

ZÜHT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Takva

ÖTÜŞ

  1. [isim] Ötme işi veya biçimi
    • "Oturmuş, ağustos böcekleriyle kurbağaların tatlı tatlı ötüşlerini dinliyorduk." (Osman Cemal Kaygılı)

ÜÇÜZ

  1. [sıfat] Üçü bir arada doğan (çocuk)
  2. Üçlü, üç yanlı, üç kollu, üç parçalı

KÜSÜ

  1. [isim] Küskünlük

ÜÇLÜ

  1. [sıfat] Üç parçadan oluşan, kendinde herhangi bir şeyden üç tane bulunan, müselles
    • "Bu üçlü grup merdivenin en üst basamağında öylece duruyor." (Tarık Buğra)
  2. Üç kişiden oluşmuş
  3. [isim] İskambil, domino vb. oyunlarda üzerinde üç işareti veya noktası bulunan kâğıt, pul
  4. [isim] Üç ses veya çalgı için düzenlenmiş müzik parçası, trio
  5. [isim] Bu parçayı çalan üç kişilik müzik topluluğu, trio

SÜLF

Kelime Kökeni : Latince

  1. [isim] Kükürt

ÜRKÜ

  1. [isim] Topluluğu saran ortak korku, panik

ÖRTÜ

  1. [isim] Örtmek için kullanılan şey
    • "Hekim, hastanın üstündeki örtüyü açtı." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Kız Ayşe, anana söyle, seni örtüye soksun." (Ömer Seyfettin)
  2. Yapılarda çatı, dam

TÜTÜ
...
FÜRS
...
Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü