İçinde ör olan 9 harfli 134 kelime var. İçerisinde ÖR bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ör olan kelimeler listesine ya da Sonu ör ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- GÖRÜŞMECİ
-
-
[isim]
Görüşmeye giden kimse
- "İki ülke arasında yapılan görüşmelere görüşmeci olarak katıldı."
-
[isim]
Görüşmeye giden kimse
- ÖRSELEMEK
-
-
[-i]
Yıpratmak, eskitmek, hırpalamak, zedelemek
- "Rüzgâr çiçekleri örseledi."
-
Gücünü azaltmak, canlılığını gidermek, sarsmak
- "Naciye Hanım, kalkık kaşlarıyla başını sallayarak meclisin sükûtunu örseledi." (Peyami Safa)
-
[-i]
Yıpratmak, eskitmek, hırpalamak, zedelemek
- GÖRKEMSİZ
- ...
- TRAKTÖRCÜ
-
-
[isim]
Traktörle taşıyıcılık yapan kimse
-
Traktör kullanan sürücü
- "Hatta traktörcü bile traktörünü çıkarmış, onlara katılmıştı." (Haldun Taner)
-
[isim]
Traktörle taşıyıcılık yapan kimse
- TRİPORTÖR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Eşya taşımak için bir kasası bulunan, çoğu kez motorlu, üç tekerlekli küçük taşıt, üçteker
-
[isim]
Eşya taşımak için bir kasası bulunan, çoğu kez motorlu, üç tekerlekli küçük taşıt, üçteker
- AKTÖRESEL
-
-
[sıfat]
Ahlaki
-
[sıfat]
Ahlaki
- KONTÖRLÜK
-
-
[isim]
Kontör
-
Bir kontör miktarı
-
[isim]
Kontör
- GÖRECELİK
-
-
[isim]
Bağıntılılık öğretisi, özellikle bilginin bağıntılı olduğunu ileri süren her türlü felsefe öğretisi, görececilik, bağıntıcılık, izafiye, rölativizm
-
[isim]
Bağıntılılık öğretisi, özellikle bilginin bağıntılı olduğunu ileri süren her türlü felsefe öğretisi, görececilik, bağıntıcılık, izafiye, rölativizm
- ÖRNEKSEME
-
-
[isim]
Örneksemek işi
-
Bir kelime örnek tutularak başka kelimelerin yaratılması, kıyas, analoji
- ""Örnekseme" sözü "mühimseme", "önemseme" sözleri örnek tutularak yapılmıştı."
-
[isim]
Örneksemek işi
- PÖRSÜTMEK
- ...
- GÜNGÖRMEZ
-
-
[sıfat]
Güneş ışığı almayan (yer)
-
[sıfat]
Güneş ışığı almayan (yer)
- ÖRNEKLEME
-
-
[isim]
Örneklemek işi veya durumu
-
[isim]
Örneklemek işi veya durumu
- GÖRÜNÜRDE
-
-
[zarf]
Dıştan bakınca, görünüşe göre, ortada, meydanda
- "Çok para harcadığı hâlde görünürde bir şey yok."
-
[zarf]
Dıştan bakınca, görünüşe göre, ortada, meydanda
- DÖRTKENAR
-
-
[isim]
Dörtgen
-
[isim]
Dörtgen
- GÖRMEZLİK
-
-
[isim]
Görmemiş gibi davranma
- "Dayı Remzi, Salih'e kırpılan gözü görmezlikten geldi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Görmemiş gibi davranma
- KÖRFEZCİK
-
-
[isim]
Küçük körfez
- "Körfezciğin ortasında sular kaynayıp köpürmekteydi." (Halikarnas Balıkçısı)
-
[isim]
Küçük körfez
- PROJEKTÖR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Işıldak
- "Bu sırada gemilerden telaşla birkaç projektör yandı." (Falih Rıfkı Atay)
-
Gösterici, projeksiyon aleti
-
[isim]
Işıldak
- ASPİRATÖR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Havadaki duman, is, koku vb. yabancı maddeleri emerek dışarı atan aygıt, emmeç
-
Kendisine bağlanan bir kabın içindeki gazı seyreltmeye veya sıkıştırmaya yarayan, içinden bir sıvı geçirilerek çalıştırılan araç, emmeç
-
[isim]
Havadaki duman, is, koku vb. yabancı maddeleri emerek dışarı atan aygıt, emmeç
- ŞARJÖRSÜZ
-
-
[sıfat]
Şarjörü olmayan
-
[sıfat]
Şarjörü olmayan
- HOŞGÖRÜLÜ
-
-
[sıfat]
Hoşgörüsü olan, hoşgörüyle davranan, hoşgörü sahibi, müsamahalı, toleranslı
- "Neyse ki Salâh Birsel dünyanın en hoşgörülü, en alçak gönüllü sanatçısı..." (Selim İleri)
-
[sıfat]
Hoşgörüsü olan, hoşgörüyle davranan, hoşgörü sahibi, müsamahalı, toleranslı