İçinde ön olan 7 harfli 44 kelime var. İçerisinde ÖN bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ön olan kelimeler listesine ya da Sonu ön ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- GÖNENME
-
-
[isim]
Gönenmek işi
-
[isim]
Gönenmek işi
- DÖNEMEÇ
-
-
[isim]
Bir yolun yön değiştirdiği yer, viraj
- "Saffet Bey ilk dönemeci döner dönmez, yamağın eline cep saatimi tutuşturup şiddetli emir verdim." (Aka Gündüz)
-
Bir durum, tutum, davranış ve düşüncedeki aşama
-
[isim]
Bir yolun yön değiştirdiği yer, viraj
- DÖNBABA
-
-
[isim]
Turnagagası
-
[isim]
Turnagagası
- DÖNÜŞÜM
-
-
[isim]
Olduğundan başka bir biçime girme, başka bir durum alma, tahavvül, inkılap, transformasyon
- "Alfabe dönüşümü halkın okumayı kolay sökmesi içindi." (Necati Cumalı)
-
Görevinin değişikliğe uğraması yüzünden bir organda ortaya çıkan değişme
-
Bilinçaltına itilmiş bir duygu veya isteğin, karşıtı görünümünde veya başka bir biçimde bilince yükselmesi, transformasyon
-
[isim]
Olduğundan başka bir biçime girme, başka bir durum alma, tahavvül, inkılap, transformasyon
- RÖNTGEN
-
-
[isim]
Gama veya x ışınlarının miktar ölçümü birimi
-
Herhangi bir organın durumunu tespit etmek için çekilen film
-
[isim]
Gama veya x ışınlarının miktar ölçümü birimi
- ÖNCEDEN
-
-
[zarf]
Başlarken, başlangıçta, daha önce, evvelce
- "Önceden bilmiyordu, sonra öğrendi."
-
[zarf]
Başlarken, başlangıçta, daha önce, evvelce
- GÖNÜLLÜ
-
-
[sıfat]
Bir işi yapmayı hiçbir yükümlülüğü yokken isteyerek üstlenen
- "Yabancı dil bildiği için de Kore'ye gönüllü olarak göndermeye kalkmışlardı." (Çetin Altan)
-
Çok istekli
- "Henüz nizamiye ve gönüllü taburların neferleri dağılmamıştı." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Seven kimse veya sevgili
-
[sıfat]
Bir işi yapmayı hiçbir yükümlülüğü yokken isteyerek üstlenen
- DÖNERCİ
-
-
[isim]
Döner yapıp satan kimse
-
[isim]
Döner yapıp satan kimse
- DÖNELME
-
-
[isim]
Dönelmek işi
-
[isim]
Dönelmek işi
- SÖNÜMLÜ
-
-
[sıfat]
Belirli bir sürede genliği sıfıra inen (salınım hareketi)
-
[sıfat]
Belirli bir sürede genliği sıfıra inen (salınım hareketi)
- DÖNÜŞME
-
-
[isim]
Dönüşmek işi, tahavvül
-
Benzeşme
-
[isim]
Dönüşmek işi, tahavvül
- ÖNLENİŞ
-
-
[isim]
Önlenme işi veya biçimi
-
[isim]
Önlenme işi veya biçimi
- YÖNELME
-
-
[isim]
Yönelmek işi
-
[isim]
Yönelmek işi
- ÖNLEMEK
-
-
[-i]
Bir şeyin olmasına veya yapılmasına engel olmak
- "Her an bu tempoyu duymamı kim, nasıl önleyecek?" (Haldun Taner)
-
Ortaya çıkan veya çıkacağı düşünülen bir tehlikeyi durdurmak, önüne geçmek
- "Yakın felaketi önlemek için esaslı tedbir almak güçtür." (Falih Rıfkı Atay)
-
[-i]
Bir şeyin olmasına veya yapılmasına engel olmak
- DÖNENCE
-
-
[isim]
Yerküre üzerinde, güneş ışınlarının yılda iki kez dik açı ile geldiği, sıcak kuşağın kuzey ve güney sınırlarını oluşturan ve Ekvator'un 23° 27' kuzey ve güneyinden geçtiği varsayılan iki çemberden her biri, tropika
- "Oğlak dönencesi. Yengeç dönencesi."
-
[isim]
Yerküre üzerinde, güneş ışınlarının yılda iki kez dik açı ile geldiği, sıcak kuşağın kuzey ve güney sınırlarını oluşturan ve Ekvator'un 23° 27' kuzey ve güneyinden geçtiği varsayılan iki çemberden her biri, tropika
- ÖNLENME
-
-
[isim]
Önlenmek işi
-
[isim]
Önlenmek işi
- YÖNETME
-
-
[isim]
Yönetmek işi
-
[isim]
Yönetmek işi
- EMİNÖNÜ
- ...
- GÖNÇLÜK
-
-
[isim]
Zengin olma durumu
-
[isim]
Zengin olma durumu
- ÖNCÜLÜK
-
-
[isim]
Öncü olma durumu
-
Önderlik
- "Bu millet Batı tipi tiyatroyu Muhsin Ertuğrul'un öncülüğüne borçlu..." (Haldun Taner)
-
[isim]
Öncü olma durumu