İçinde ök olan 9 harfli 39 kelime var. İçerisinde ÖK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ök olan kelimeler listesine ya da Sonu ök ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÇÖKKÜNLÜK
-
-
[isim]
Çökkün olma durumu
- "Üzerinde bir çökkünlük varsa da geçicidir." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Çökkün olma durumu
- KÖKSÜZLÜK
-
-
[isim]
Köksüz olma durumu
-
[isim]
Köksüz olma durumu
- KÖKSELLİK
- ...
- GÖKTÜRKÇE
- ...
- KÖKLENMEK
-
-
[nsz]
Bitkide kök oluşmak, bitki kök salmak, kök tutmak
-
Köklü, temelli bir biçimde yerleşmek
-
[nsz]
Bitkide kök oluşmak, bitki kök salmak, kök tutmak
- DÖKÜMLEME
-
-
[isim]
Dökümlemek işi
-
[isim]
Dökümlemek işi
- ÇÖKTÜRTME
- ...
- DÖKÜVERME
- ...
- GÖKKANDİL
-
-
[sıfat]
Kendini bilmeyecek kadar sarhoş
-
[sıfat]
Kendini bilmeyecek kadar sarhoş
- ÖKSÜRTMEK
-
-
[-i]
Öksürmesini sağlamak
-
[-i]
Öksürmesini sağlamak
- ÖKSELEMEK
-
-
[-i]
Ökse ile yakalamak
-
[-i]
Ökse ile yakalamak
- DÖKTÜRMEK
-
-
[-e]
Dökme işini yaptırmak
-
[nsz]
Kolaylıkla ve güzel söylemek, yazmak veya oynamak
- "Walter Scott da bir tek çizik olmadan dört yüz, beş yüz sayfa döktürürmüş." (Salâh Birsel)
-
[-e]
Dökme işini yaptırmak
- HÖKELEKLİ
- ...
- ÖKÜZBURNU
-
-
[isim]
Serçegillerden, gagası uzun ve çok kalın, eti yenir bir kuş (Calao)
-
[isim]
Serçegillerden, gagası uzun ve çok kalın, eti yenir bir kuş (Calao)
- KÖKTEŞLİK
- ...
- LÖKOPLAST
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bitki hücrelerinde veya bazı kamçılılarda sitoplazma içinde bulunan ve genellikle nişasta taneciğini oluşturan cisimcik
-
[isim]
Bitki hücrelerinde veya bazı kamçılılarda sitoplazma içinde bulunan ve genellikle nişasta taneciğini oluşturan cisimcik
- DÖKÜNTÜLÜ
-
-
[sıfat]
Döküntüsü olan
- "Ortalıkta yorgan, döşek, sandık, sepet; tıpkı yangından kaçmış ailelerin döküntülü, bıkkın tablosu..." (Çetin Altan)
-
Deride döküntü ile görülen, döküntü ile beliren (hastalık)
-
[sıfat]
Döküntüsü olan
- ÇÖKERTMEK
-
-
[-i]
Çöktürüp oturtmak
-
Bulunduğu yere yıkmak, çökmesini sağlamak
- "Böyle bir bahar taşmasında, bizim kerpiç evi çökertti." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Moral bozmak, dağınıklığa yol açmak
- "Beklenmeyen bir gol, takımı çökertti."
-
[-i]
Çöktürüp oturtmak
- ÇÖKELEKLİ
-
-
[sıfat]
İçinde çökelek bulunan, çökeleği olan
-
[sıfat]
İçinde çökelek bulunan, çökeleği olan
- ÖKSÜRÜKLÜ
-
-
[sıfat]
Öksürüğü olan, sürekli öksüren
-
Yaşlı ve hasta
- "Ekseriyeti öksürüklü ise de henüz rey verecek kadar kolunu oynatabilir." (Falih Rıfkı Atay)
-
[sıfat]
Öksürüğü olan, sürekli öksüren