İçinde ökü olan 44 kelime var. İçerisinde ÖKÜ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ökü olan kelimeler listesine ya da Sonu ökü ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
YUMURTAKÖKÜ
ÇÖKÜVERMEK, DÖKÜMCÜLÜK, DÖKÜMLEMEK, DÖKÜNTÜSÜZ
ÇÖKÜVERME, DÖKÜMHANE, DÖKÜMLEME, DÖKÜNTÜLÜ, ÖKÜZBURNU
ADAMKÖKÜ, ÇÖKÜKLÜK, ÇÖKÜŞMEK, DÖKÜKLÜK, DÖKÜLGEN, DÖKÜLMEK, DÖKÜMEVİ, DÖKÜNMEK, ÖKÜZDİLİ, ÖKÜZGÖZÜ, SÖKÜLMEK
ÇÖKÜNTÜ, ÇÖKÜŞME, DÖKÜLME, DÖKÜLÜŞ, DÖKÜMCÜ, DÖKÜMLÜ, DÖKÜNME, DÖKÜNTÜ, ÖKÜZLÜK, SÖKÜKÇÜ, SÖKÜLME, SÖKÜLÜŞ, SÖKÜNTÜ
ÇÖKÜK, ÇÖKÜM, ÇÖKÜŞ, DÖKÜK, DÖKÜM, SÖKÜK, SÖKÜM, SÖKÜN, SÖKÜŞ
ÖKÜZ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- YUMURTAKÖKÜ
-
-
[isim]
Kök boyası
-
[isim]
Kök boyası
- DÖKÜMLEMEK
-
-
[-i]
Bir işin dökümünü yapmak
-
[-i]
Bir işin dökümünü yapmak
- ÇÖKÜVERMEK
-
-
[nsz]
Ansızın çökmek
-
[nsz]
Ansızın çökmek
- DÖKÜNTÜSÜZ
-
-
[sıfat]
Döküntüsü olmayan
-
[sıfat]
Döküntüsü olmayan
- DÖKÜMCÜLÜK
-
-
[isim]
Dökümcünün işi ve zanaatı, dökmecilik
-
[isim]
Dökümcünün işi ve zanaatı, dökmecilik
- ÇÖKÜVERME
-
-
[isim]
Çöküvermek işi
-
[isim]
Çöküvermek işi
- ÖKÜZBURNU
-
-
[isim]
Serçegillerden, gagası uzun ve çok kalın, eti yenir bir kuş (Calao)
-
[isim]
Serçegillerden, gagası uzun ve çok kalın, eti yenir bir kuş (Calao)
- DÖKÜMHANE
-
Kelime Kökeni : Türkçe
-
[isim]
Dökümevi
-
[isim]
Dökümevi
- DÖKÜMLEME
-
-
[isim]
Dökümlemek işi
-
[isim]
Dökümlemek işi
- DÖKÜNTÜLÜ
-
-
[sıfat]
Döküntüsü olan
- "Ortalıkta yorgan, döşek, sandık, sepet; tıpkı yangından kaçmış ailelerin döküntülü, bıkkın tablosu..." (Çetin Altan)
-
Deride döküntü ile görülen, döküntü ile beliren (hastalık)
-
[sıfat]
Döküntüsü olan
- DÖKÜLGEN
-
-
[isim]
Güneydoğu Anadolu ve Akdeniz bölgelerinde daha çok şıralık olarak üretilen, orta kalın kabuklu, beyaz renkli bir tür üzüm
-
[isim]
Güneydoğu Anadolu ve Akdeniz bölgelerinde daha çok şıralık olarak üretilen, orta kalın kabuklu, beyaz renkli bir tür üzüm
- DÖKÜLMEK
-
-
[nsz]
Dökme işi yapılmak veya dökme işine konu olmak
- "Tepesinden saçları bir hayli dökülmüştü." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Kumaş dökümlü olmak
-
Bir işi, bir konuyu ele alış biçiminde değişiklik olmak
-
[-e]
Düşmek
- "Bizim motor ikiye bölünüp suya döküldüğümüzde, dört kişiydik." (Zeyyat Selimoğlu)
-
Çıkmak, ortaya konulmak
- "Âdeta düşünmeksizin kaleminden masal sahnelerine benzeyen dağ, dere, uçurum resimleri dökülüyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Kaplamak, yayılmak
- "Duvarlar, bütün ışıkları yutuyor, halkın üstüne bir toprak rengi dökülüyor." (Memduh Şevket Esendal)
-
[-e]
Salınmak, serbest bırakılmak
- "Saçlarını arkaya atıp ensesine dökülen buklelerini kabarttı." (Haldun Taner)
-
[-e]
Kır, sokak vb. yerlerde insanlar çokça birikmek
- "Bahar o sene erken gelmiş, herkes tarlalara dökülmüştü." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Çok eskimiş olmak, değerini ve güzelliğini yitirmek
- "Yaşayan, var olan her şey eskiyip dökülecek." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
Çok yorgun, hasta olmak
- "Erkek arıların takatleri kesilmeye başlar, bir bir dökülür, ölür giderler." (Tarık Buğra)
-
Akarsular, göl veya denize akmak
-
[nsz]
Dökme işi yapılmak veya dökme işine konu olmak
- ADAMKÖKÜ
-
-
[isim]
Adamotu
-
[isim]
Adamotu
- DÖKÜMEVİ
-
-
[isim]
Fabrikalarda döküm yapılan yer, dökümhane
-
[isim]
Fabrikalarda döküm yapılan yer, dökümhane
- DÖKÜNMEK
-
-
[nsz]
Kendi üstüne dökmek
- "Su dökünmek."
-
Rahat bir kıyafet giymek
-
[nsz]
Kendi üstüne dökmek
- SÖKÜLMEK
-
-
[nsz]
Sökme işine konu olmak
- "Duvardaki bir pencerenin sökülüp alınamayacak kadar kuvvetle yerleştirilmiş demir parmaklıkları." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[-i]
Parayı istemeyerek vermek, harcamak
-
[nsz]
Sökme işine konu olmak
- ÇÖKÜKLÜK
-
-
[isim]
Çökük olma durumu
-
[isim]
Çökük olma durumu
- ÖKÜZGÖZÜ
-
-
[isim]
Birleşikgillerden, sarı renkte, papatyayı andırır bir çiçek ve onun bitkisi, sığırgözü, mastı çiçeği, arnika (Arnica montana)
-
[isim]
Birleşikgillerden, sarı renkte, papatyayı andırır bir çiçek ve onun bitkisi, sığırgözü, mastı çiçeği, arnika (Arnica montana)
- ÇÖKÜŞMEK
-
-
[-e]
Bir şeyin başına çöküp toplanmak
- "Kuşlar tarlaya çöküştüler."
-
[-e]
Bir şeyin başına çöküp toplanmak
- ÖKÜZDİLİ
-
-
[isim]
Sığırdili
-
[isim]
Sığırdili