İçinde ö olan 9 harfli 477 kelime var. İçerisinde Ö harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ö harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu ö harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÇÖZÜCÜLÜK
-
-
[isim]
Çözücü olma durumu
-
[isim]
Çözücü olma durumu
- GLADYATÖR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Eski Roma'da arenada birbirleriyle veya yırtıcı hayvanlarla dövüşen kimse
-
[isim]
Eski Roma'da arenada birbirleriyle veya yırtıcı hayvanlarla dövüşen kimse
- GÖMÜCÜLÜK
- ...
- KONNEKTÖR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Demir yollarında fren kumanda kollarını dingilin üzerine bağlayan ve her iki ucunda kumanda kolunun girmesine uygun deliği bulunan parça veya düzen
-
[isim]
Demir yollarında fren kumanda kollarını dingilin üzerine bağlayan ve her iki ucunda kumanda kolunun girmesine uygun deliği bulunan parça veya düzen
- SÖNÜVERME
- ...
- GÖNYELEME
-
-
[isim]
Gönyelemek işi
-
[isim]
Gönyelemek işi
- ÇÖKÜVERME
-
-
[isim]
Çöküvermek işi
-
[isim]
Çöküvermek işi
- DEKORATÖR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Tiyatro, opera vb. dekorlarını tasarlayan sanatçı
-
İç mimar
-
[isim]
Tiyatro, opera vb. dekorlarını tasarlayan sanatçı
- SÖYLETMEK
-
-
[-i]
Söylemesine yol açmak
-
Söylemek zorunda bırakmak, itiraf ettirmek
- "Öldüreceği, laf söyleteceği adamı diri diri fırına kor, gözünün önünde yakardı." (Ömer Seyfettin)
-
[-i]
Söylemesine yol açmak
- ÇÖKERTMEK
-
-
[-i]
Çöktürüp oturtmak
-
Bulunduğu yere yıkmak, çökmesini sağlamak
- "Böyle bir bahar taşmasında, bizim kerpiç evi çökertti." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Moral bozmak, dağınıklığa yol açmak
- "Beklenmeyen bir gol, takımı çökertti."
-
[-i]
Çöktürüp oturtmak
- ÖTELENMEK
-
-
[nsz]
Öteleme işi yapılmak
-
[nsz]
Öteleme işi yapılmak
- SÖVÜCÜLÜK
- ...
- ÜSTÜNKÖRÜ
-
-
[zarf]
İnceliklerine inmeden, özen göstermeden, gelişigüzel, şöyle bir, baştan savma
- "Annesiyle bir hafta evvel yaptığı görüşmeyi üstünkörü anlattı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
İnceliklerine inmeden, özen göstermeden, gelişigüzel, baştan savma yapılan
-
[zarf]
İnceliklerine inmeden, özen göstermeden, gelişigüzel, şöyle bir, baştan savma
- BÖCEKBAŞI
-
-
[isim]
Osmanlı İmparatorluğu'nda zabıta görevlisi
-
[isim]
Osmanlı İmparatorluğu'nda zabıta görevlisi
- ÖNEMSEMEK
-
-
[-i]
Önemli saymak, önem vermek, mühimsemek, saymak
- "Maarif müdürü olduğunu söylese herhâlde Atatürk kendisini daha bir önemserdi." (Haldun Taner)
-
[-i]
Önemli saymak, önem vermek, mühimsemek, saymak
- ÖZELLİKLE
-
-
[zarf]
Özel olarak, her şeyden önce, başta, hele, bilhassa, hususuyla, bahusus, mahsus
- "Eşiğinde bulunduğu delilik üzerine konuşmaktan özellikle zevk alırmış." (Haldun Taner)
-
[zarf]
Özel olarak, her şeyden önce, başta, hele, bilhassa, hususuyla, bahusus, mahsus
- ÖZENDİRME
-
-
[isim]
Özendirmek durumu, işi, teşvik
-
Promosyon
-
[isim]
Özendirmek durumu, işi, teşvik
- SIVIÖLÇER
-
-
[isim]
Bir sıvının özgül ağırlığını ölçmeye yarayan alet, areometre
-
[isim]
Bir sıvının özgül ağırlığını ölçmeye yarayan alet, areometre
- GÖLGELEME
-
-
[isim]
Gölgelemek işi
-
Bazı takım oyunlarında ayakla veya vücutla karşı takım oyuncusunun davranışına engel olma, markaj
-
[isim]
Gölgelemek işi
- GÜNGÖRMEZ
-
-
[sıfat]
Güneş ışığı almayan (yer)
-
[sıfat]
Güneş ışığı almayan (yer)