İçinde ö olan 4 harfli 98 kelime var. İçerisinde Ö harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ö harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu ö harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ÖPME

  1. [isim] Öpmek işi
    • "İlk defa arkadaşının yanında boynuma sarılıp beni öpmeye başlamıştı." (Halide Edip Adıvar)

GÖNÇ

  1. [sıfat] Zengin, varlıklı

BLÖF

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] İskambil oyunlarında elindeki kâğıtları olduğundan başka gösterme davranışı
    • "Pokerde blöf yakalama meraklısı idi." (Tarık Buğra)
    • "Komplo tertip edenlerin, meclise ve efkârıumumiyeye karşı, ordu ile yapmak istedikleri blöf meydana çıkarıldı." (Atatürk)
  2. Karşısında kişiyi yanıltarak veya yıldırarak bir işten caydırmak için söylenen asılsız söz veya takınılan aldatıcı tavır, kurusıkı
    • "Bu, bana bir blöften ziyade bir şantaj gibi görünüyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

BÖCE

  1. [isim] Böcü

ÖĞÜT

  1. [isim] Bir kimseye yapması veya yapmaması gereken şeyler için söylenen söz, nasihat
    • "Bütün öğütlerine itaat ettiğim hâlde hiçbir şeye muvaffak olamıyorduk." (Aka Gündüz)
    • "Ayağını denk al yavrum, ateşle oyun olmaz, diye öğüt verdi." (Haldun Taner)

RÖLE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir cismin veya bir gücün biçimini değiştirmeye yarayan alet, değiştirgeç, konvertisör

ÖTME

  1. [isim] Ötmek işi

BÖRK

  1. [isim] Genellikle hayvan postundan yapılan başlık
    • "Alnına bir şaplak atıp börkünü geri itmişti." (Mustafa Necati Sepetçioğlu)

ÖVME

  1. [isim] Övmek işi, sena, medih
    • "Şikâyetleri kesilince İstanbul'u övmeye başladı." (Refik Halit Karay)

ÖFKE

  1. [isim] Engelleme, incinme veya gözdağı karşısında gösterilen saldırganlık tepkisi, kızgınlık, hışım, hiddet, gazap
    • "Eve gelinceye kadar hiç öfkesi kalmadı." (Ömer Seyfettin)
    • "Hanım, dedi, yapmayın, öfke ile kalkan ziyanla oturur!" (Osman Cemal Kaygılı)
    • "Evde önüne gelenin öfkesini kendisinden çıkarmasına alışıktı." (Necati Cumalı)
    • "Adamı pataklamadan bırakmazdım, pataklamadıkça öfkemi alamazdım." (Refik Halit Karay)

ÖMÜR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yaşam
    • "Yok yere geçirdim günü, ah nideyim ömrüm seni." (Yunus Emre)
    • "... ihtiyar adam hazin bir ömür geçiriyordu." (Falih Rıfkı Atay)
    • "Orada ümitler ve hayal sukutlarıyla geçen, bir ömre bedel hareketli hayatı!" (Refik Halit Karay)
    • "Ekonomik özgürlüğümden bir nebze olsun ödün vermeyeceğim ömrüm oldukça." (Azra Erhat)
  2. Çok hoşa giden şey
    • "Bu adamın arkadaşlığı ömürdür."

ÖRFİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Örfle ilgili

KÖRE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Karınca yuvası
  2. Demirci körüğünün, kömürlerin yandığı bölüme açılan deliği

ÖVEÇ

  1. [isim] İki üç yaşındaki erkek koyun
    • "Git kumandana söyle, öveç ise, ucuz olursa iki tane de benim için alsın, anladın mı?" (Memduh Şevket Esendal)

SÖKE
...
ÖRME

  1. [isim] Örmek işi
  2. [sıfat] Örülerek yapılmış olan
    • "Üstüne açık kahverengi yün örme bir ceket giymişti." (Peyami Safa)

ÖNCE

  1. [isim] Baştaki, geçmişteki bölüm, geçmiş zaman
    • "Demin söyledikleri bana sadece daha önce olup bitenleri düşündürdü." (Tarık Buğra)
  2. [zarf] İlk olarak, başlangıçta, sonra karşıtı
    • "Önce hep birlikte basın suçunu tarif edelim." (Burhan Felek)

ÖNLÜ
...
ÖZGÜ

  1. [sıfat] Birine, bir şeye ait olan, belli bir kimsede veya şeyde bulunan, has, mahsus
    • "Hepsi de halis sporculara özgü sevimli bir çocukluk ve candanlık içinde kocamışlardı." (Haldun Taner)

ÖRTÜ

  1. [isim] Örtmek için kullanılan şey
    • "Hekim, hastanın üstündeki örtüyü açtı." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Kız Ayşe, anana söyle, seni örtüye soksun." (Ömer Seyfettin)
  2. Yapılarda çatı, dam

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü