İçinde ü olan 6 harfli 580 kelime var. İçerisinde Ü harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ü harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu ü harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- GÜZLÜK
-
-
[sıfat]
Güzün yapılan
- "Güzlük ekim."
-
[isim]
Güzün ekilen tahıl
-
[sıfat]
Güzün yapılan
- LÜLECİ
-
-
[isim]
Çubuk, nargile, pipo vb.nde kullanılan lüleyi yapan kimse
-
[isim]
Çubuk, nargile, pipo vb.nde kullanılan lüleyi yapan kimse
- MÜLHAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bir bütüne sonradan katılmış olan, eklenmiş
-
[isim]
Bir asker karargâhında subay yardımcısı
-
[sıfat]
Bir bütüne sonradan katılmış olan, eklenmiş
- ÖĞÜTÜŞ
-
-
[isim]
Öğütme işi veya biçimi
-
[isim]
Öğütme işi veya biçimi
- SANSÜR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Her türlü yayının, sinema ve tiyatro eserinin hükûmetçe önceden denetlenmesi işi, yayın ve gösterilmesinin izne bağlı olması, sıkı denetim
-
Denetleme işini yapan kurul
-
[isim]
Her türlü yayının, sinema ve tiyatro eserinin hükûmetçe önceden denetlenmesi işi, yayın ve gösterilmesinin izne bağlı olması, sıkı denetim
- KÜRDAN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Dişleri temizlemek için kullanılan küçük çöp
-
[isim]
Dişleri temizlemek için kullanılan küçük çöp
- TÜPLÜK
-
-
[isim]
Laboratuvarlarda cam tüpleri koymaya yarayan tahta veya metal tabla
-
[isim]
Laboratuvarlarda cam tüpleri koymaya yarayan tahta veya metal tabla
- KÜLTÜR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Tarihsel, toplumsal gelişme süreci içinde yaratılan bütün maddi ve manevi değerler ile bunları yaratmada, sonraki nesillere iletmede kullanılan, insanın doğal ve toplumsal çevresine egemenliğinin ölçüsünü gösteren araçların bütünü, hars, ekin
- "Harf inkılabı, Türk kültür inkılabının temelidir." (Etem İzzet Benice)
-
Bir topluma veya halk topluluğuna özgü düşünce ve sanat eserlerinin bütünü
- "Doğrusu, teknik ve kültür her gün biraz daha ilerlemektedir." (Salâh Birsel)
-
Muhakeme, zevk ve eleştirme yeteneklerinin öğrenim ve yaşantılar yoluyla geliştirilmiş olan biçimi
-
Bireyin kazandığı bilgi
- "Tarih kültürü kuvvetli bir kişi."
-
Tarım
-
Uygun biyolojik şartlarda bir mikrop türünü üretme
-
[isim]
Tarihsel, toplumsal gelişme süreci içinde yaratılan bütün maddi ve manevi değerler ile bunları yaratmada, sonraki nesillere iletmede kullanılan, insanın doğal ve toplumsal çevresine egemenliğinin ölçüsünü gösteren araçların bütünü, hars, ekin
- KÜNEFE
-
-
[isim]
Sıcak yenilen bir çeşit peynirli tel kadayıf
-
[isim]
Sıcak yenilen bir çeşit peynirli tel kadayıf
- LÜTFEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Birinden bir şey isterken "dilerim, rica ederim" anlamında kullanılan bir söz
- "Lütfen yukarıya teşrif buyurun beyefendi!" (Osman Cemal Kaygılı)
-
İstemeyerek, gönülsüz bir biçimde
- "Aylarca sonra lütfen uğradı."
-
[zarf]
Birinden bir şey isterken "dilerim, rica ederim" anlamında kullanılan bir söz
- SÜMBÜL
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Zambakgillerden, soğanla üretilen, 15-20 cm yükseklikte, çiçekleri kuvvetli kokulu ve türlü renkli, çok yıllık bir süs bitkisi (Hyacinthus orientalis)
- "Uçun kuşlar, uçun doğduğum yere / Şimdi dağlarında mor sümbül vardır." (Rıza Tevfik Bölükbaşı)
-
[isim]
Zambakgillerden, soğanla üretilen, 15-20 cm yükseklikte, çiçekleri kuvvetli kokulu ve türlü renkli, çok yıllık bir süs bitkisi (Hyacinthus orientalis)
- TÜMDEN
-
-
[zarf]
Tümüyle, bütünüyle
-
[zarf]
Tümüyle, bütünüyle
- BÜYÜLÜ
-
-
[sıfat]
Kendisine büyü yapılmış (kimse)
-
Büyü gücü olan, sihirli
-
Çok etkileyici
- "Sen akşamlar kadar büyülü, sıcak / Rüyalarım kadar sade, güzeldin." (Ahmet Hamdi Tanpınar)
-
[sıfat]
Kendisine büyü yapılmış (kimse)
- KÜRTÜN
-
-
[isim]
Yük hayvanlarına vurulan semer, palan
-
[isim]
Yük hayvanlarına vurulan semer, palan
- ÜLKECE
-
-
[zarf]
Ülke çapında
- "Sonraki yılların ülkece ünlü bir heykelcisi, kantinde garsonluk yapardı." (Aydın Boysan)
-
[zarf]
Ülke çapında
- SÜNMEK
-
-
[nsz]
Esnekliğini yitirerek gevşemek
- "Bu kumaş kolay kolay sünmez."
-
Kopmadan uzamak, gerilmek
-
[nsz]
Esnekliğini yitirerek gevşemek
- URANÜS
- ...
- ÜZENGİ
-
-
[isim]
Eyerin iki yanında asılı bulunan ve hayvana binildiğinde ayakların basılmasına yarayan, altı düz demir halka
- "İyi süvarilik gururuyla ayaklarını üzengiden çıkarmış, dizginleri bırakmış." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Eyerin iki yanında asılı bulunan ve hayvana binildiğinde ayakların basılmasına yarayan, altı düz demir halka
- TÜMLER
-
-
[sıfat]
Tümleyen, mütemmim
-
[sıfat]
Tümleyen, mütemmim
- ÜZÜMSÜ
-
-
[sıfat]
Üzümü andıran, üzüme benzeyen, üzüm gibi
-
[sıfat]
Üzümü andıran, üzüme benzeyen, üzüm gibi