İçinde ö olan 8 harfli 531 kelime var. İçerisinde Ö harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ö harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu ö harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- AJİTATÖR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Kışkırtıcı
-
[sıfat]
Kışkırtıcı
- BÖĞÜRMEK
-
-
[nsz]
Öküz, manda, deve bağırmak
-
İnsan, anlaşılmaz bir biçimde yüksek sesle bağırmak
- "Böğürerek ağlayan babam, halam, hizmetçiler, hepsi dışarı çıktılar." (Ömer Seyfettin)
-
[nsz]
Öküz, manda, deve bağırmak
- ÇÖPLÜKÇÜ
-
-
[isim]
Çöplükleri satın alarak işe yarar madde ve malzemeleri yeniden değerlendirmek için hazırlayan kimse
-
[isim]
Çöplükleri satın alarak işe yarar madde ve malzemeleri yeniden değerlendirmek için hazırlayan kimse
- KÖKENSİZ
-
-
[sıfat]
Kökeni olmayan
-
[sıfat]
Kökeni olmayan
- KÖRLENİŞ
-
-
[isim]
Köreliş
-
[isim]
Köreliş
- BİNGÖLLÜ
- ...
- NÖTRLEME
-
-
[isim]
Nötrlemek işi
-
[isim]
Nötrlemek işi
- ÖNSELLİK
-
-
[isim]
Önsel olma durumu
-
[isim]
Önsel olma durumu
- PROMÖNAT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Gezinti yeri
- "Denizden kazanılan bu alanın otuz metresi bir promönat, elli metresi de yeşil alan olacak." (Haldun Taner)
-
[isim]
Gezinti yeri
- DÖNÜŞSÜZ
-
-
[sıfat]
Dönüşü olmayan
-
[sıfat]
Dönüşü olmayan
- GÖZLÜKÇÜ
-
-
[isim]
Gözlük satan veya onaran kimse
-
Gözlük satma ve onarma işlerinin yapıldığı dükkân
-
[isim]
Gözlük satan veya onaran kimse
- ÖTELEMEK
-
-
[-i]
Öteye götürmek
-
Belli olmayan bir süre ertelemek
-
[-i]
Öteye götürmek
- PARTÖNER
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Tiyatro, sinema vb. sanat kollarında özellikle başrol oynayan sanatçının rol arkadaşı
-
[isim]
Tiyatro, sinema vb. sanat kollarında özellikle başrol oynayan sanatçının rol arkadaşı
- ÖZSELLİK
- ...
- SÖĞÜŞLÜK
-
-
[isim]
Söğüş yapmaya elverişli et veya sebze
-
[isim]
Söğüş yapmaya elverişli et veya sebze
- DÖKÜLMEK
-
-
[nsz]
Dökme işi yapılmak veya dökme işine konu olmak
- "Tepesinden saçları bir hayli dökülmüştü." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Kumaş dökümlü olmak
-
Bir işi, bir konuyu ele alış biçiminde değişiklik olmak
-
[-e]
Düşmek
- "Bizim motor ikiye bölünüp suya döküldüğümüzde, dört kişiydik." (Zeyyat Selimoğlu)
-
Çıkmak, ortaya konulmak
- "Âdeta düşünmeksizin kaleminden masal sahnelerine benzeyen dağ, dere, uçurum resimleri dökülüyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Kaplamak, yayılmak
- "Duvarlar, bütün ışıkları yutuyor, halkın üstüne bir toprak rengi dökülüyor." (Memduh Şevket Esendal)
-
[-e]
Salınmak, serbest bırakılmak
- "Saçlarını arkaya atıp ensesine dökülen buklelerini kabarttı." (Haldun Taner)
-
[-e]
Kır, sokak vb. yerlerde insanlar çokça birikmek
- "Bahar o sene erken gelmiş, herkes tarlalara dökülmüştü." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Çok eskimiş olmak, değerini ve güzelliğini yitirmek
- "Yaşayan, var olan her şey eskiyip dökülecek." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
Çok yorgun, hasta olmak
- "Erkek arıların takatleri kesilmeye başlar, bir bir dökülür, ölür giderler." (Tarık Buğra)
-
Akarsular, göl veya denize akmak
-
[nsz]
Dökme işi yapılmak veya dökme işine konu olmak
- GÖLALASI
-
-
[isim]
Avrupa ve Anadolu göllerinde yaşayan bir tür alabalık (Salmo lacus tris)
-
[isim]
Avrupa ve Anadolu göllerinde yaşayan bir tür alabalık (Salmo lacus tris)
- KÖKLENİŞ
-
-
[isim]
Köklenme işi veya biçimi
-
[isim]
Köklenme işi veya biçimi
- ÖLÇÜNMEK
-
-
[-i]
Bir şeyi uzun uzun düşünüp hesaplamak, teemmül etmek
-
[-i]
Bir şeyi uzun uzun düşünüp hesaplamak, teemmül etmek
- BÖNLEŞME
-
-
[isim]
Bönleşmek işi
-
[isim]
Bönleşmek işi