İçinde ö olan 7 harfli 459 kelime var. İçerisinde Ö harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ö harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu ö harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BÖLÜNME
-
-
[isim]
Bölünmek işi
-
Hücrelerin, belli bir büyüklüğe ulaştığında eşit bölümlere ayrılıp çoğalması
-
Yarışta toplu olarak koşarken birbirinden ayrılma
-
[isim]
Bölünmek işi
- BÖRÜLCE
-
-
[isim]
Fasulyeye benzer bir bitki (Vigna sinensis)
-
Bu bitkinin sebze olarak yararlanılan yeşil ürünü ve göbeği koyu benekli tohumu
-
[isim]
Fasulyeye benzer bir bitki (Vigna sinensis)
- ÖLÇÜLÜK
-
-
[isim]
Ölçü olma durumu
- "Fakat bu bizim için bir münakaşada ölçülük etmez." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Ölçü olma durumu
- ÖĞRENCE
- ...
- KÖPÜRÜŞ
-
-
[isim]
Köpürme işi veya biçimi
-
[isim]
Köpürme işi veya biçimi
- ÖDÜNSÜZ
-
-
[sıfat]
Ödün niteliğinde olmayan, ödün vermeksizin yapılan, ivazsız
-
Ödün vermeyen (kimse)
-
[sıfat]
Ödün niteliğinde olmayan, ödün vermeksizin yapılan, ivazsız
- ÖNCELİK
-
-
[isim]
Bir şeyin öbüründen önce olması durumu, evleviyet, takaddüm
-
[isim]
Bir şeyin öbüründen önce olması durumu, evleviyet, takaddüm
- GÖNDERİ
-
-
[isim]
Bir yerden bir yere özellikle posta ile gönderilen paket, telgraf, mektup vb
-
Yolcu etme, uğurlama
-
[isim]
Bir yerden bir yere özellikle posta ile gönderilen paket, telgraf, mektup vb
- RÖLANTİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Motorlu taşıtlarda motorun en az yakıtla çalışma ayarı
-
[isim]
Motorlu taşıtlarda motorun en az yakıtla çalışma ayarı
- YÖNERGE
-
-
[isim]
Herhangi bir konuda tutulacak yol için üst makamlardan alt makamlara belli bir esasa dayanarak verilen buyruk, talimat, direktif
-
Bu buyrukların yazılı olduğu belge
-
Yönetmeliklerde değinilmeyen konulara açıklık getirmek için düzenlenen resmî belge
-
[isim]
Herhangi bir konuda tutulacak yol için üst makamlardan alt makamlara belli bir esasa dayanarak verilen buyruk, talimat, direktif
- DÖVÜLME
-
-
[isim]
Dövülmek işi
-
[isim]
Dövülmek işi
- KÖSEMEN
-
-
[isim]
Sürünün önünden giderek ona kılavuzluk eden koç veya teke
-
Dövüşken iri koç veya teke
-
Yol gösteren kılavuz
-
Borsada öncülük yapan hisse
-
[isim]
Sürünün önünden giderek ona kılavuzluk eden koç veya teke
- ÇÖĞÜRCÜ
-
-
[isim]
Çöğür (I) çalan kimse
-
[isim]
Çöğür (I) çalan kimse
- ÖNERMEK
-
-
[-i]
Bir sorunu çözmek üzere bir şey öne sürmek, teklif etmek
- "Birtakım pratik öğütler, temrinler önerir." (Haldun Taner)
-
[-i]
Bir sorunu çözmek üzere bir şey öne sürmek, teklif etmek
- GÖZENEK
-
-
[isim]
Delikli bir nesnenin deliklerinden her biri
-
Pencere
-
Bir işlemede, örgüde, ipliklerin kesilmesi, ayrı tutulması yoluyla oluşturulan boşluk, ajur
-
Canlı dokularda dış deri üzerindeki küçük, basit açıklık, mesame
-
Bitkilerde solunum ve fotosentez için gerekli oksijen ve karbondioksit alışverişine, suyun buhar olarak dışarı atılmasına yarayan, yaprakların alt yüzeyinde çok sayıda bulunan, hücreler arasındaki küçük deliklerden her biri, mesame
-
Bir malzemenin içinde irili ufaklı boşlukların bulunması durumu, süngerimsi görünüş
-
[isim]
Delikli bir nesnenin deliklerinden her biri
- SÖMÜRME
-
-
[isim]
Sömürmek işi
-
[isim]
Sömürmek işi
- DÖNERCİ
-
-
[isim]
Döner yapıp satan kimse
-
[isim]
Döner yapıp satan kimse
- GÖLGELİ
-
-
[sıfat]
Gölge altında olan
-
Nitelik ve ayrıntıları iyice bilinmeyen
-
[sıfat]
Gölge altında olan
- GÖRELİK
-
-
[isim]
Eşyayı, kavramları veya tasarımları birlik, bağlılık, birliktelik vb. durumlarda toplayan görünüş veya nitelik, bağıntı, izafet, rölativite
-
[isim]
Eşyayı, kavramları veya tasarımları birlik, bağlılık, birliktelik vb. durumlarda toplayan görünüş veya nitelik, bağıntı, izafet, rölativite
- ÖZENMEK
-
-
[-e]
Beğendiği şeye benzemeye çalışmak, yapmaya kalkışmak
- "Biri hukuktan çıkar, hariciye memurluğuna göz diker; diğeri tıbbiyeyi bitirir, aktörlüğe özenir." (Refik Halit Karay)
-
[nsz]
Bir şeyi yaparken elden geldiğince iyi yapmaya çabalamak, bir şeye büyük dikkat ve ilgi göstermek, itina etmek
- "Dünya güzelliği sendedir mevcut / Hususi özenmiş yaratmış mabut." (Âşık Veysel)
-
[-e]
Birini veya bir şeyi taklit etmeye çalışmak
-
[-e]
Beğendiği şeye benzemeye çalışmak, yapmaya kalkışmak