Başında i olan 6 harfli 225 kelime var. İ harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde i harfi olan kelimeler listesine ya da sonu i harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında i bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

İMANIM

  1. (imanım) "kardeş, arkadaş" anlamında bir seslenme sözü
    • "Ben bu devreyi geçirinceye kadar imanım gevremiştir." (Sait Faik Abasıyanık)

İSTEME

  1. [isim] İstemek işi
    • "İsteme adresi."

İLKLİK
...
İNDİFA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Püskürme
  2. Başkaldırma, isyan etme, ayaklanma
  3. Kızamık, kızıl vb. hastalıklarda vücutta kırmızı lekeler görülme

İRONİK

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] İroniye dayalı

İŞARET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Anlam yükletilen şey, anlamlı iz, im
    • "Noktalama işaretleri."
    • "Annem eliyle, yüzüyle ne biçim işaret etti babama bilmiyorum ama hiç ses çıkarmadılar." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Başı ile evet işareti verdi." (Aka Gündüz)
    • "Bu baş sallayışını bir tasdik işareti sayıp konuşmaya devam etti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Belirti, gösterge, alamet
    • "Ben, yalnız bir noktaya işaret etmekle iktifa edeceğim." (Atatürk)
  3. El, yüz hareketleriyle gösterme
    • "Artık işaretleri bırakmış, konuşuyor, bir taraftan da saçlarını düzeltiyor." (Refik Halit Karay)

İTİZAR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Özür dileme

İTİMAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Güven, güvenç, emniyet
    • "Onda fenne, müspet bilgiye karşı saf bir itimat vardı." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "İtimat edilir, kanundan, hukuktan anlar birisine umumi bir vekâlet vereceğim." (Aka Gündüz)

İLANEN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [zarf] Duyuru yoluyla

İSTİVA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Birden çok şeyin birbirine eşit ve denk olması

İTİBAR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Saygı görme, değerli, güvenilir olma durumu, saygınlık, prestij
    • "Benim bir kuru itibardan başka neyim var bu dünyada kaybedecek?" (Necati Cumalı)
    • "Biz sana ağabey diye itibar ediyoruz." (Burhan Felek)
    • "Yaşarken de öldükten sonra da en büyük itibarı gördü." (Haldun Taner)
    • "Paran kıtsa itibarın sağ olsun." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Borç ödemede güvenilir olma durumu, kredi
    • "Başkalarının sözüne itibar etmez."

İLİŞME

  1. [isim] İlişmek işi

İSTİLA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir ülkeyi silah gücüyle ele geçirme
    • "İstanbul'a geldiğim zaman Habeşistan istilası başlamak üzereydi." (Halide Edip Adıvar)
  2. Yayılma, kaplama, sarma, bürüme
    • "Sevgilimizi bazen de gürültülü bir neşe istila ederdi." (Reşat Nuri Güntekin)

İYELİK

  1. [isim] Kendisinin olan bir şeyi yasa çerçevesi içinde istediği gibi kullanabilme hakkını taşıma durumu, sahiplik, mülkiyet

İNANCA

  1. [isim] Güvence

İNZİVA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Toplum hayatından kaçıp tek başına yaşama
    • "İnziva yerim bazen limanda bir şileptir, bazen bir ada." (Refik Halit Karay)
  2. Dış dünyayla bütün bağlarını keserek Tanrı'yla birleşebilmek için insanın kendi içine kapanması

İLİŞİK

  1. [sıfat] İliştirilmiş, eklenmiş, bağlanmış, merbut
    • "Dilekçeye ilişik olarak sunulan belge..."
    • "Onunla hiçbir ilişiğim kalmadı."
  2. Bir şeyle ilgili, ilişkin, ait
    • "Listelere ilişik açıklama, sabaha karşı aldığı bir telgraf kadar şaşırtıcıydı." (Necati Cumalı)
  3. [isim] İlgi, bağlılık, ilişki, münasebet
    • "Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisi ile ilişiği kesilir..." (Anayasa)
  4. [isim] Ek
    • "Ayrıntılar ilişikte yazılıdır."

İŞEMEK

  1. [nsz] İdrar torbasında biriken sidiği dışarı atmak, çiş yapmak

İSABET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Hedefe varma, hedefi vurma
    • "Bir kurşun isabetiyle öldü."
    • "Düşman uçağı isabet aldı."
    • "Kurşun hedefe isabet etti."
  2. Piyango vb. şans oyunlarında, kazanma, çıkma, vurma
    • "Piyangodan yüz bin lira isabet etti."
  3. Öneri, düşünce veya söz, yerinde olma
    • "Bu sözünde isabet var."
    • "O hâlde yalnız çıkmış olduğuma çok isabet etmiştim." (Halide Edip Adıvar)
  4. Yanılmazlık
    • "Kapının yanına isabet eden ilk koltuktakinin tıraşı bitmişti." (Ömer Seyfettin)
  5. Güzel rastlantı
    • "Bize uğramanız isabet, biz de sizi arıyorduk."
  6. [ünlem] "Çok güzel, iyi oldu" anlamlarında kullanılan bir seslenme sözü

İVEĞEN

  1. [sıfat] Aceleci
    • "Ben, dedim, iveğen değilim, düşünmekten de korkmam." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Çabuk ilerleyen, akut
    • "İveğen hastalık."

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü