Başında i olan 5 harfli 212 kelime var. İ harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde i harfi olan kelimeler listesine ya da sonu i harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında i bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- İSPİT
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Jant
-
[isim]
Jant
- İĞLİK
-
-
[sıfat]
İçinde herhangi bir sayıda iğ bulunan
- "Altı bin iğlik bir fabrika."
-
[sıfat]
İçinde herhangi bir sayıda iğ bulunan
- İÇİCİ
-
-
[isim]
İçme işini yapan kimse
-
[sıfat]
Ayyaş
-
[isim]
İçme işini yapan kimse
- İKLİL
- ...
- İBARE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir düşünceyi anlatan bir veya birkaç cümlelik söz
- "Şu ibarelerin neresinde dilimizin şivesine uygunluk var?" (Ahmet Rasim)
-
[isim]
Bir düşünceyi anlatan bir veya birkaç cümlelik söz
- İDRAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Böbreklerde kandan süzülerek idrar yolları aracılığıyla dışarıya atılan sıvı, sidik
- "Kan, idrar, bilmem ne tahlilleri filan bile bize esaslı bir şey söylemez." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Böbreklerde kandan süzülerek idrar yolları aracılığıyla dışarıya atılan sıvı, sidik
- İPSİZ
-
-
[sıfat]
İpi olmayan
-
Haylaz, serseri, hayta
-
[sıfat]
İpi olmayan
- İDEAL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Ülkü
- "Büyük ideal sahiplerinin ilk kudretleri ketum oluşlarıdır." (Aka Gündüz)
-
[sıfat]
Düşüncenin tasarlayabileceği bütün üstün nitelikleri kendinde toplayan
- "Benim de kendime mahsus ideal hayallerim olur." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Ülkü
- İLERİ
-
-
[isim]
Herhangi bir şeye göre daha ötede olan yer, geri karşıtı
- "O kadar üşümesi trende saatlerce hareketsiz kalmasından ileri geliyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Hatta daha ileriye giderek başka ve daha tuhaf şeyler düşündüm." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Ukalalığı daha da ileri götürmüştü." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Bir şeyin ulaşılacak yönü
- "Yolun ilerisi düz."
- "Garajdan tiyatro, gaz sandığından koltuk fikrini de zamanında ileri süren o olmuştu." (Haldun Taner)
-
Henüz gelmemiş zaman, gelecek, sonra
-
[sıfat]
Önde bulunan
- "İleri karakol. İleri hat."
-
[sıfat]
Doğrusundan daha çok gösteren (saat)
- "Saat beş dakika ileridir."
-
[sıfat]
Benzerlerini geride bırakmış
- "İleri fikirler."
-
[zarf]
Öne doğru, ileri doğru
- "Masayı biraz ileri çekelim."
-
[ünlem]
"Amaca doğru durmadan yürü" anlamında bir seslenme sözü
- "Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri!" (Atatürk)
-
Temel duruşta ayak uçlarının gösterdiği yön
-
[isim]
Herhangi bir şeye göre daha ötede olan yer, geri karşıtı
- İPÇİK
-
-
[isim]
Bitkilerin erkek organlarında başçığı çiçeğe bağlayan ince sap
-
[isim]
Bitkilerin erkek organlarında başçığı çiçeğe bağlayan ince sap
- İZHAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Belirtme, gösterme, açığa vurma
- "Ayrılırken tekrar görüşmek arzusunu kuvvetle izhar ettiler." (Peyami Safa)
-
[isim]
Belirtme, gösterme, açığa vurma
- İBLİS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Şeytan
-
Kötü, düzenci kimse
- "Ne iblistir o Sezai, bir ben bilirim, bir de Allah..." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Şeytan
- İÇKİN
-
-
[sıfat]
Varlığın içinde bulunan, varlığın yapısına karışmış olan, mündemiç
-
Yalnızca bilinçten olan, yalnızca bilinç içeriği olarak var olan, mündemiç
-
Deney içinde kalan, deneyi aşmayan
-
Dünya içinde, dünyada olan
-
[sıfat]
Varlığın içinde bulunan, varlığın yapısına karışmış olan, mündemiç
- İFSAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Düzeni bozma, karışıklık çıkarma
-
Kargaşalık
-
[isim]
Düzeni bozma, karışıklık çıkarma
- İSMEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Adını belirterek, adını söyleyerek, adını vererek
-
[zarf]
Adını belirterek, adını söyleyerek, adını vererek
- İMAME
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tespihlerin baş tarafına geçirilen uzunca parça
-
[isim]
Tespihlerin baş tarafına geçirilen uzunca parça
- İNDİS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir harf üzerine konulan işaret
-
Bir harf, benzer fakat yine de değişik biçimlerde iki veya daha çok kez kullanılmak istendiğinde harfin üstüne veya altına eklenen ayırıcı işaret
-
Bir kökün derecesini göstermek için kök işaretinin kolları arasına konulan sayı
-
[isim]
Bir harf üzerine konulan işaret
- İKRAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Saklamayıp doğruca söyleme, açıkça söyleme
- "İkrar verdi cahil gönlüm inandı / Seherin yelleri esti gelmedi." (Karacaoğlan)
-
Bildirme
-
Benimseme, onama, kabul, tasdik
- "Sükût ikrardan gelir."
-
[isim]
Saklamayıp doğruca söyleme, açıkça söyleme
- İZAFİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Göreceli
-
[sıfat]
Göreceli
- İNSAF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Acımaya, vicdana veya mantığa dayanan adalet
- "Sende insaf yok mu, adamcağız bu borcu birden verirse işi bozulmaz mı?"
-
[ünlem]
"Acı, düşün" anlamlarında bir seslenme sözü
- "İnsaf! Oraya yarım saatte gidilir mi?"
-
[isim]
Acımaya, vicdana veya mantığa dayanan adalet