Başında i olan 5 harfli 212 kelime var. İ harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde i harfi olan kelimeler listesine ya da sonu i harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında i bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- İMALI
-
-
[sıfat]
Üstü kapalı, örtülü (söz veya davranış)
- "Başka bir gün, aralarında, gene imalı bir konuşma oldu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Üstü kapalı, örtülü (söz veya davranış)
- İŞRET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İçki içme
- "İşret meclisi."
-
[isim]
İçki içme
- İTHAM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Suçlama, suçlu görme
- "Bu nutku, bu ithamları duyunca nokta memuru isyan eder." (Memduh Şevket Esendal)
- "Ortada Nihat Efendi'yi itham edecek hemen hemen hiçbir delil yok." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Suçlama, suçlu görme
- İHZAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hazırlama, hazır etme
-
[isim]
Hazırlama, hazır etme
- İLZAM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Cevap veremez duruma getirme, susturma
-
Herhangi bir iş yerinin gelirlerini toplama işini üzerine alma
-
[isim]
Cevap veremez duruma getirme, susturma
- İHRAM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hacıların örtündükleri dikişsiz bürgü
-
Yün yaygı
-
Yunanların, Romalıların, günümüzde de Berberilerin büründükleri geniş, beyaz, yünlü çarşaftan giysi
-
[isim]
Hacıların örtündükleri dikişsiz bürgü
- İRKME
-
-
[isim]
İrkmek işi veya durumu
-
[isim]
İrkmek işi veya durumu
- İRSEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Kalıtım yoluyla
-
[zarf]
Kalıtım yoluyla
- İŞKİL
-
-
[isim]
Kuruntu
-
[isim]
Kuruntu
- İÇMEK
-
-
[-i]
Bir sıvıyı ağza alıp yutmak
- "Bir oluktan buz gibi bir su içtik." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Gençliklerinde pek sıkı fıkı arkadaşmışlar, içtikleri su ayrı gitmezmiş." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Sigara, nargile vb.nin dumanını içe çekmek
- "Evinden pek seyrek zamanlarda içtiği nargilesini istedi." (Halide Edip Adıvar)
-
Bir şey, bir sıvıyı içine çekmek, emmek
- "Toprak suyu içer."
-
[nsz]
İçki kullanmak
- "O akşam saat ikiye kadar içtiler." (Ömer Seyfettin)
-
[-i]
Bir sıvıyı ağza alıp yutmak
- İNANÇ
-
-
[isim]
Bir düşünceye gönülden bağlı bulunma
- "Otuz yıl boyu, Türk tiyatrosunun, Türk oyunları ile kalkınacağına inancını bir gün yitirmedi." (Haldun Taner)
-
Birine duyulan güven, inanma duygusu
-
İnanılan şey, görüş, öğreti
- "Kendi getirdikleri inançtan başka her şeye kapalıdır zevkleri." (Nurullah ataç)
-
Tanrı'ya, bir dine inanma, akide, iman, itikat
- "Herkes, vicdan, dinî inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir." (Anayasa)
-
[isim]
Bir düşünceye gönülden bağlı bulunma
- İSTİM
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
İslim
- "Gemi istim üstünde, kalkması yakın. Demir almak için süvari bekleniyordu." (Zeyyat Selimoğlu)
-
[isim]
İslim
- İHTAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Uyarma, dikkat çekme, uyarı
- "Kocası bir hata ederse karısı ihtar etmez mi?" (Memduh Şevket Esendal)
-
Bir şeyi birine hatırlatma
-
[isim]
Uyarma, dikkat çekme, uyarı
- İTMAM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bitirme, tamamlama
-
[isim]
Bitirme, tamamlama
- İBATE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Barındırma
-
[isim]
Barındırma
- İPSİZ
-
-
[sıfat]
İpi olmayan
-
Haylaz, serseri, hayta
-
[sıfat]
İpi olmayan
- İDARE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yönetme, yönetim, çekip çevirme
- "Aramızdan biri mesela ev sahibi Kâzım Bey müzakereyi idare etsin." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Ülke işlerinin yürütülmesi, kamuya ilişkin hizmetlerin bütünü
- "Lakin siz, yine sabaha kadar kalacakmışız gibi idare edin mumu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Bir kurum veya kuruluşun yönetildiği yer veya makam
- "Meğer Gazi Paşa gelecekmiş. İdare her sınıfa Afet Hanım'ın Yurt Bilgisi kitabından üçer nüsha dağıttı." (Haldun Taner)
- "Evler ve dükkânların Ahmet'i idare edeceği belli idi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Bir kurumun işlerini yürüten kurul
- "Gazete idaresi tarafından zarf kazara açılmış." (Peyami Safa)
- "Bu kumaşı o fiyata veremem; idare etmez."
-
Tutum
- "Bir şeyi idare ile kullanmak."
-
İdare kandili veya lambası
-
Hoş görme, göz yumma
-
Yetinme
- "Bu son hatıralarla sonuna kadar idareye çalışıyorum." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Yönetme, yönetim, çekip çevirme
- İPLİK
-
-
[isim]
Pamuk, keten, yün, ipek, naylon vb. dokuma maddelerinin uzun, ince liflerinden her biri
-
Bu liflerin birlikte bükülmüş ve çekilmiş durumu
- "İpek ipliği. Pamuk ipliği."
-
Fasulye, bakla vb. sebzelerin veya bazı meyvelerin lifi
-
[isim]
Pamuk, keten, yün, ipek, naylon vb. dokuma maddelerinin uzun, ince liflerinden her biri
- İŞEME
-
-
[isim]
İşemek işi
-
[isim]
İşemek işi
- İSKOÇ
- ...