Başında he olan 5 harfli 32 kelime var. He ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde he olan kelimeler listesine ya da sonu he ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında he bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E H Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

EH, HE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

HERZE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Saçma söz, zevzeklik
    • "Yatık Emine misin, Yanık Emine mi, her ne herze ise bana onun lüzumu yok." (Refik Halit Karay)

HELİS

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir silindirin ana doğrularını sabit bir açı altında kesen eğri

HEMZE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Gırtlakta, ses tellerinin birbirine yapışması sonucu havanın akışını birdenbire engellemesiyle oluşan ve bir kesinti izlenimi veren ünsüz
    • "Rey (re'y), neşe (neş'e), mesele (mes'ele)."

HENÜZ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [zarf] Az önce, daha şimdi, yeni
    • "Memleketten henüz dönmüş, avlunun duvar dibinden yine mutfağa doğru yürüyordum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Daha, hâlâ
    • "Henüz hareket etmeyen otomobile yaklaştı." (Reşat Nuri Güntekin)

HELAK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ölme, öldürme, yok etme, yok olma
    • "İki sarılı yumurta yumurtlayan bu canım legornlar iki üç gün ara ile birer birer helak olup gitmişlerdi." (Haldun Taner)
  2. Bitkin bir duruma gelme veya getirme
    • "Bu yolculuk bizi helak etti."
    • "Zavallılar kan ter içinde bir yandan karşı taraf içlerini tutacağız, bir yandan forveti besleyip akına yardım edeceğiz diye ileri geri helak olurlar." (Haldun Taner)

HECİN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Çift parmaklılar takımının devegiller familyasından, uzunluğu 3, yüksekliği 2 m kadar olan, sırtında besin depo etmeye yarayan tek hörgücü bulunan, hızlı yürüyen bir memeli türü (Camellus dromedarius)

HELİK

  1. [isim] Duvar örülürken büyük taşların arasına konulan ufak taşlar

HEMEN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [zarf] Çabucak
  2. Aşağı yukarı
    • "Hayır, yalnız ben değilim onu beğenmeyen, sevmeyen, hemen kimse beğenmiyor o şairi, sevmiyor." (Nurullah ataç)
  3. Yalnız, sadece

HEVES

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İstek, eğilim, arzu, şevk
    • "Küçüklüğünden beri bütün hevesi bahriyede idi." (Haldun Taner)
    • "Birçoklarının bu havaya uydukları ve artık refahlarını devlet kapılarının dışında aramaya heves ettikleri zamanlardı." (Abdülhak Şinasi Hisar)
    • "Bir aralık, büyük bir devlet adamı olmak hevesine düştüm." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Gazetenin yayını kesildi; çaresiz İzmir'e döndüm fakat hevesim kursağımda kalmıştı." (Atilla İlhan)
  2. Gelip geçici istek
    • "Yoksa ona karşı geçici bir heves mi duyuyor." (Peyami Safa)

HEZAR
...
HERİF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Güven vermeyen, aşağı görülen, bayağı kimse
    • "İki herif zavallıya abanıyorlar." (Ahmet Rasim)
  2. Adam
    • "Adamlar yüz kiloluk bir yükü tüy gibi kaldırırken hafif sıklet herifi kaldıramıyorlardı." (Burhan Felek)

HEZEL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Şaka, alay, mizah
  2. Bir şiiri veya şiir parçasını şakalı bir anlatıma çevirme

HERTZ

  1. [isim] Saniyede bir titreşim yapan devirli bir olayın frekansına eşit frekans birimi

HEYET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kurul
    • "Heyetin oturduğu büyük odanın her tarafına Uşak halıları örtmüşlerdi." (Halide Edip Adıvar)
  2. Astronomi
  3. Biçim, kılık, dış görünüş

HEZEN

  1. [isim] Sopa, değnek, dal
    • "Azgın dalgalar saman çöpü gibi dağıtır salın hezenlerini." (Azra Erhat)

HELAL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Dinin kurallarına aykırı olmayan, dinî bakımdan yasaklanmamış olan, haram karşıtı
    • "Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal." (Mehmet Akif Ersoy)
    • "Alacağımı sana helal ediyorum, anandan emdiğin süt gibi helal olsun."
    • "Yol güzel, tarlalar cömert / Helal olsun yol parası." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
    • "Ben helal süt emmiş adamım, ağabey." (Haldun Taner)
  2. Kurallara, geleneklere uygun
  3. [isim] Nikâhlı eş
    • "Helal olsun, bunu senden beklemezdim."
  4. [zarf] Kurallara, geleneklere uygun olarak
    • "Helal kazanılmış para."

HERKE

  1. [isim] Bakraç, kova
    • "... kadınlar da başlarını örtüledikleri gibi ellerinde herkeler, tatlı su çeşmelerinin başında, mezarlıktaki servilerde kargaların meclis kurması gibi toplandılar." (Tarık Dursun K)

HEYBE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] At, eşek vb. binek hayvanlarının eyeri üzerine geçirilen veya omuzda taşınan, içine öteberi koymaya yarayan, kilim veya halıdan yapılmış iki gözlü torba
  2. Omza geçirilebilen tek gözlü bir tür çanta

HEKİM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İnsanlardaki hastalıkları teşhis ve onları ilaçlarla veya bazı araçlarla tedavi eden kimse, doktor, tabip
    • "Hekim, ebenin kendi odasına geleceğini sandıysa doğru çıkmadı." (Memduh Şevket Esendal)

HESAP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Aritmetik
    • "Oraya çıkınca hamallara onar kuruştan hesap göreceksin." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Hesap verin bakalım, nerelerde sürtüyordunuz bu saatlere kadar?" (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Meclis kapanacak ve orada hükûmeti hesaba çekeceklermiş." (Atatürk)
    • "Hem benim avukat veya yargıç olmak isteyip istemediğimi de hesaba kattıkları yoktu." (Necati Cumalı)
  2. Matematiksel işlem
    • "Bu karanlık işlerin hesabını sorarlar." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Evvela, sana birkaç haftadır mektup yazamayışımın hesabını vereyim." (Reşat Nuri Güntekin)
  3. Alacaklı veya borçlu olma durumu
    • "Al eline kalemi, şu benim hesapları görüver." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Kemeraltı Caddesi'ne varınca arabadan inerek hesabını gördüm." (Halit Ziya Uşaklıgil)
  4. Ödenecek ücretin dökümünü ve tutarını gösteren kâğıt, hesap pusulası, adisyon
  5. Oranlama, tahmin
    • "Evdeki hesap çarşıya uymamak."
  6. Bir girişimin, bir işin başarıya ulaşması için alınan önlemlerin bütünü
    • "Harbe nasıl, niçin ve ne hesapla girmiştik?." (Falih Rıfkı Atay)
  7. Tutum, durum, anlayış
    • "İnsana daha insanca ortamlar yaratmak için bütün hesaplarımız." (Azra Erhat)
  8. Bankadaki işlemlerin yapılabilmesi için kişi, kurum ve kuruluşlar adına düzenlenen çizelge

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü