Başında haşl olan 12 kelime var. Haşl ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde haşl olan kelimeler listesine ya da sonu haşl ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında haşl bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
HAŞLAYABİLMEK
HAŞLAYABİLME
HAŞLAMLILAR
HAŞLAKLIK, HAŞLANMAK, HAŞLATMAK
HAŞLAMAK, HAŞLANIŞ, HAŞLANMA, HAŞLATMA
HAŞLAMA
HAŞLAK
A H L Ş Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
HAL, ŞAH, ŞAL
2 Harfli Kelimeler
AH, AL, AŞ, HA, LA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- HAŞLAYABİLMEK
- ...
- HAŞLAYABİLME
- ...
- HAŞLAMLILAR
-
-
[isim]
Bir hücrelilerden, vücutlarında hareketi sağlayan kirpiğimsi titrek tüyleri veya beslenme işini gören çekmeleri olan, çoğu sularda yaşayan ve sadece mikroskopla görülebilen hayvanlar sınıfı
-
[isim]
Bir hücrelilerden, vücutlarında hareketi sağlayan kirpiğimsi titrek tüyleri veya beslenme işini gören çekmeleri olan, çoğu sularda yaşayan ve sadece mikroskopla görülebilen hayvanlar sınıfı
- HAŞLANMAK
-
-
[nsz]
Haşlama işi yapılmak
-
Kaynar su vb. ile yanmak
- "Kaynar çay döküldü, elim haşlandı."
-
[nsz]
Haşlama işi yapılmak
- HAŞLATMAK
-
-
[-i]
Haşlama işini yaptırmak
-
[-i]
Haşlama işini yaptırmak
- HAŞLAKLIK
- ...
- HAŞLANMA
-
-
[isim]
Haşlanmak işi
-
[isim]
Haşlanmak işi
- HAŞLAMAK
-
-
[nsz]
Bir şeyi kaynar suya daldırmak
- "Sebze haşlamak."
-
[-i]
Bir şeyin üstüne kaynar su dökmek
-
Suda kaynatarak pişirmek
- "Nine, yolda yerim diye iki yumurta haşladıydı teyze." (Halide Edip Adıvar)
-
[-i]
Kaynar sıvı bir şeyi yakmak
- "Kaynar su ayağımı haşladı."
-
[-i]
Don, kırağı için bitkilere zarar vermek
-
[-i]
Dalamak
- "Böcek çocuğun bacağını haşlamış."
-
[-i]
Sızı vermek, acı vermek
- "Omuzlarına kadar vücudun derisini haşlayan bayıltıcı yanma acısı ve dehşeti çok sürmedi." (Peyami Safa)
-
Sertçe paylamak, azarlamak
- "Recep'i kenara çekip fena hâlde haşladılar." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[nsz]
Bir şeyi kaynar suya daldırmak
- HAŞLATMA
-
-
[isim]
Haşlatmak işi
-
[isim]
Haşlatmak işi
- HAŞLANIŞ
-
-
[isim]
Haşlanma biçimi
-
[isim]
Haşlanma biçimi
- HAŞLAMA
-
-
[isim]
Haşlamak işi
-
Haşlanarak pişirilen şey
- "Ben incik yerinin haşlamasını severim." (Burhan Felek)
-
[isim]
Haşlamak işi
- HAŞLAK
-
-
[sıfat]
Kızgın, kaynar, çok sıcak
- "Fakat kendisini iki çatık kaşın altında parlayan iki hiddetli göz karşıladı. Sevincinin üzerine haşlak sular döküldü." (Aka Gündüz)
-
[sıfat]
Kızgın, kaynar, çok sıcak